logo

19 Ocak 2019

Tarihe zulmetmek


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Prof. Dr. Muhammed Harb, Osmanlı tarihi konusunda uzman olan Mısırlı bir tarihçi. Osmanlı tarihiyle ilgili önemli eserleri yayınlandı. Bunlardan biri de “Tarihte ve Medeniyette Osmanlılar” adlı eseridir. Mısır üniversitelerinde Osmanlı tarihinin doğru bir şekilde öğretilmesi, yanlış bilgilerin düzeltilmesi için büyük çabaları oldu.

El-Cezire’nin Arapça haber sitesi (www.aljazeera.net)’ten Vail Husni, Arap dünyasında Osmanlı tarihi öğretimi, bu konuda yapılan yanlışlıklar ve genel anlamda Batının kültür emperyalizminin Arap dünyasının Osmanlı’ya ve Türkiye’ye yönelik politikalarını etkilemesi hakkında önemli bir röportaj yapmış. Röportaj biraz uzun ve tamamı okunmaya değer önemli bilgiler, notlar içeriyor. Ancak bizim tümünü buraya sığdırma imkanımız olmadığı için bazı kısa notlar aktarmak istiyoruz.

Osmanlı tarihi konusunda Arap dünyasındaki ilim adamları arasında gerçek bir otorite olan Muhammed Harb, Arap dünyasındaki öğretim faaliyetlerinde, ders kitaplarında Osmanlı tarihine zulmedildiğini, bu kitaplarda yer alan yanlışların, çarpıtmaların düzeltilmesi suretiyle Osmanlı tarihine yardımcı olunması gerektiğini vurguluyor.

Harb, Arap dünyasında özellikle okul kitaplarında Osmanlı tarihiyle ilgili çok belirgin yanlış bilgilerin bulunduğunu ve bu bilgilerin yerleştirilmesinde özellikle İngiltere’nin ve kilisenin önemli rolü olduğunu dile getiriyor.

Muhammed Harb, İngilizlerin 1882’de Mısır’ı işgal etmelerinden sonra İslam dünyasındaki eğitim sistemini kökten değiştirdiklerini, İngiliz düşüncesini ve hıristiyan dinini öğretmeye öncelik verdiklerini dile getirerek şöyle diyor:

“Bilindiği üzere İngilizler Türklere karşı uzun yıllar savaştılar. Özellikle Batı kilisesi de Osmanlılara karşıydı. Bunun bir sonucu olarak kendilerinde ve işgal ettikleri ülkelerde eğitim sistemleri Osmanlı tarihine tamamen düşmandı. Hatta İslam’a karşıydı. Bu yüzden Arap dünyasındaki tarih derslerinde okutulan kitaplarda sayılamayacak kadar çok hata vardır.

35 yıl önce çalışmak için Suudi Arabistan’a gittiğimde İslam tarihinin Abbasilerin sonlarına kadar olanı ihtiva ettiğini, hilafetin son bulmasına kadarki dönemin son kısmını oluşturan Osmanlı tarihine ise hiç yer verilmediğini gördüm. Onlarla bu konuyu konuştum. Söylediğimi anladı ve yanlışlarını kabul ettiler. Suud eğitim programlarına tarih eğitimi ile ilgili genel programlar koydum.”

Harb bazı ülkelerde de yanlış bilgiler verilmesinden dolayı bu bilgilerle beslenen gençlerin Osmanlı’dan hoşlanmadıklarını dile getiriyor.

Osmanlı tarihinin insanlık tarihinden bir parça olduğunu ve ihmal edilemeyeceğini dile getiren Muhammed Harb, bu devletin tarihinin aynı zamanda İslam tarihinden bir parça olduğunu, Balkanlar’da, Avrupa’da ve Arap ülkelerinde uluslararası kültüre önemli katkıda bulunduklarını, bir kimsenin Osmanlıların İslam âlemi ve insanlık haritasındaki yerini gözardı etmesinin mümkün olamayacağını vurguluyor.

Fakat Arap dünyasında Osmanlı hakkında yanlış bilgileri yayma amaçlı eğitim programını yönlendirenlerin Türkiye’de de Arap düşmanlığını yaygınlaştırmak için yoğun çaba sarf ettiklerini gözardı etmememiz gerekir. Bunun için de özellikle Osmanlı’nın son döneminde bazı Arap bölgelerinde yine İngiliz işgalcilerle işbirliği içine giren birtakım ihanetçilerin çıkardığı isyanlardan istifade etmişlerdir. Filistin topraklarında Osmanlı’ya karşı bir tek isyan çıkmadığı halde söz konusu isyanlarla ilgili söylemleri Türkiye toplumunu Filistin davasına bigane kalmaya hatta karşı tavır almaya yöneltmek amacıyla değerlendirmişlerdir. Oysa dün ihanet edenlerin izlerinden gidenler bugün eğitim programlarına sözünü ettiğimiz yanlış bilgileri yerleştirenlerdir. Ümmetin bütünlüğü ve doğruların açığa çıkması için mücadele edenler ise bundan rahatsızdır.

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
609 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...