logo

Taksit taksit değil, toptan dökülün, kurtulun beyler!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

“Kazandık işte. Kazandık” diye sevindirik oluyorlardı..

İlk açıkladıkları fark, 29 bin idi..

Usul usul..

“Her seçimde olan hatalar”mış gibi gösterseler de..

Bir çırpıda 6-7 binlik maddi hata ortaya çıkarıldı..

İndi fark 22 bine..

Ardından “geçersiz oylar sayılacaktı, sayılmayacaktı” derken.

Geçersiz oylar sayılınca, hep AK Parti lehine..

Hep CHP aleyhine..

Aradaki fark indikçe indi..

Ekrem İmamoğlu, tabana gaz vermek için..

“İnse inse, 18 bine iner.. 18 bine inince de, fark artık orada kalır” dedi..

Fark 18 bine de indi..

17 bine de indi..

Orada da kalmadı..

Geçersiz oyların incelenmesi tamamlandığında, bir de baktık ki, CHP ile AK parti adayları arasındaki oy farkı, 29 binden, 14 bine inivermiş..

YSK’ya itiraz edildi..

“Bu kadar hırsızlık var. Oyların tamamı sayılmalı” denildi..

CHP kıyameti koparttı..

“Verin artık mazbatamızı. Sonra neyi sayıyorsanız sayın” dediler..

Verildi mazbata..

Bekledik ki..

Oyların sayılmasına razı olsunlar..

Olmadılar..

Mazbatayı alır almaz, bir “musakka-antrikot” muhabbeti ile kafa karıştırıp..

Ardından tekrar “istemezük” moduna geçtiler..

Şimdi neyi istemiyorlar?

Mazbatayı aldıkları halde..

Koltuğa oturdukları halde..

Şu andan itibaren oyların yeniden sayılması, onların başkan olarak koltukta oturmalarına engel olmadığı halde.

Oyların yeniden sayılması sonucunda, Ekrem İmamoğlu’nun “kazanmadığı seçimi”, “kazanmış gibi gösterdiği” kesinleşirse.. YSK bu yönde karar verirse.. Zorunlu olarak, oturduğu koltuktan inmesi gerekeceği bilinmesine rağmen..

Yine Ekrem Bey’i, girdiği panikten çıkartamıyoruz..

“Canım koltuğa bir defa oturmuşuz. Ne olur, devam etsek” diyor..

Başka bir şey demiyor..

Çalınan oyları, hırsızın üzerinden sallaya sallaya döktükçe, aradaki fark iniyor da iniyor..

Kaçta kalmıştık?

14 bin farkta kalmıştık..

Sonra ne oldu?

Orda sabitlendi mi?

Hayır..

AK Parti’nin “Tüm oylar sayılsın” itirazına, YSK “Sondajlama usûlü bazı sandıkları sayalım” teklifi ile karşılık verdi..

YSK’nın istediği gibi yapıldı..

Fark aynı mı kaldı?

Hayır..

Yine AK Parti lehine olmak üzere, fark azaldı..

Bu sefer fark ne oldu?

13 bin..

Hani karşımızdakilerin azıcık utanmaları olsa..

“Sayın da bitsin şu işkence.. Nedir bu ya.. Her sayılanda, fark azalıyor.. Her bakılanda fark iniyor..” diyecekler ama..

Utanma yok..

“Saydınız ya. Saydınız ya..” diye..

Geçiyorlar karşımıza..

Sayılmayan sandıkları, sayılmış gibi yutturmaya çalışıyorlar..

En sonunda..

AK Parti’nin 44 sayfalık itiraz dilekçesi, YSK’ya teslim edildi..

CHP hemen yorumunu yaptı: “Bir şeycik çıkmaz.. Hepsi soyut itirazlar..”

YSK kararı verdi, “İtirazdaki iddiaların tek tek incelenmesine..”

Hemen ardından..

Dün itibari ile hangi noktaya geldiler?

“13 bin farkla bu iş bitti” derlerken..

Şimdi CHP’li Muharrem Erkek çıkıp, açıklama yapmak zorunda kaldı..

Ne diyor Erkek:

“Şu ana dek 18 ilçede kısıtlı ve hükümlü olanlara ilişkin 672 sayısına ulaşabildik. 39 ilçe toplamında kısıtlı veya hükümlü olup da oy kullanan seçmenin 1400’ü aşmayacağını görüyoruz. Ki bunlar içinde kesinleşmiş yargı kararı olmayanların oyları geçerli; YSK kendisi incelemeye gerek görmeden haksız itirazları reddetmeli. Çünkü sonuca etkili bir durum yok!”

Bu açıklama sonrasında ne oldu?

13 bin diye açıklanan fark, indi mi 11 binlere..

İndi..

Hani uslanmaz alkolikler vardır.

“Bu son şişe abi.. Son.. Bir daha tövbe içmeyeceğim” der.

Ertesi günü yine içmeye devam eder..

Bunlar da böyle..

“Bu son abi, son.. Maddi hata olmuş. Başka bir şey yok yani” diyorlar.

Ardından bakıyorsunuz, geçersiz oylarda sahtekarlıklar çıkıyor.

Sahtekarlığı ispatlayınca..

Sarhoş misali, “Tamam abi.. Haklısın.. Annemin ölüsünü öpeyim ki kastım yok abi” diyor..

Ardından bakıyorsunuz, kısmen sayılan sandıklarda, yine sahtekarlık var..

“Belki bu sefer pişman olmuştur” diyorsunuz..

Kısıtlıları sayıyorsunuz.

Yine aradaki fark azalıyor..

Yalancı tövbeleri günyüzüne çıkıyor..

Çalmışlar ha çalmışlar..

Götürmüşler ha götürmüşler..

Salladıkça, dökülüyorlar.

Salladıkça dökülüyorlar..

Oysa bu işten kurtuluş yok..

Vatandaş üzerinde azıcık bir itibarları kalmıştı..

Onu da sıfırlıyorlar..

Hani bu arada sorasım geliyor..

“Muharrem Bey.. Kısıtlılar ile ilgili araştırmalarda, ilçe seçim kurullarının yaptıkları tespitlerden sizin nasıl haberiniz oluyor?”

Öyle ya..

İlçe seçim kurulları, iç işleyiş gereği incelemesini yapıp, Yüksek Seçim Kurulu’na bilgi veriyor.

Bu zincirde, CHP yok..

Ama..

CHP’nin tespitlerden haberi oluyor..

Ki..

“18 ilçedeki inceleme sonucu fark 672 daha azaldı..” diyorlar..

Ve..

39 ilçeyi de beklemeden..

Akıl yürütme ile..

“18 ilçede 672 fark azalıyorsa..

39 ilçede 1400 fark azalır” diyorlar..

Bir anlamda, hırsızlığı itiraf ediyorlar..

Eğer hırsızlıktan haberleri olmasa idi..

“18 ilçede 672 fark azalışı oldu ama.. Diğer ilçelerde, belki de fark, bizim lehimize çıkar” demeleri gerekirdi..

Demiyorlar..

Çünkü gerçekleri biliyorlar..

Onun için de..

“Başından beri söylediğimiz gibi AK Parti’nin itirazları mesnetsiz” diyorlar..

AK Parti’nin itirazları mesnetsiz idi ise..

29 binlik fark, nasıl oldu da.. Şimdi 11 binlere indi?

Söyler misiniz, CHP’nin uyanık sözcüleri..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
211 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...