logo

30 Aralık 2018

Suriye’de çok rahat değiliz


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

Şu anda Suriye’de Rusya var, İran var, Türkiye var, Amerika var, koalisyon güçleri var…

Farklı bileşenlerden oluşmuş silahlı bir yapı olarak ÖSO var.

Ağırlığı YPG’den oluşmuş yine silahlı bir yapı olarak Suriye Demokratik Güçleri (SDG) var. Belki DAEŞ var.

Ve tabii Esed var.

Tabii bu görünümüyle Suriye, egemen bir devlet hüviyetinden çok uzakta. Ama buna rağmen meşruiyyeti BM tarafından teslim edilen bir ülke.

Başından beri Rusya ve İran Esed’le birlikte.

Türkiye’nin Suriye hamlesi Esed’e karşı muhalif grup olarak oluşan ÖSO ile birlikte başladı. Esed’den kaçanlar Türkiye’ye sığındı. Şu ana kadar da muhalif yapı ile Türkiye’nin işbirliği devam ediyor. 2011’den bu yana Suriye içinde Esed’le muhalif gruplar arasında yer yer sıcak çatışmalar sürüyor, bölgeler el değiştiriyor.

Türkiye Suriye’deki varlığını bir yandan DAEŞ’e karşı oluşturulan koalisyon güçleri ile, diğer yandan doğrudan Türkiye’ye tehdit mahiyeti taşıyan PYD-YPG’ye karşı mücadele ile meşrulaştırıyor.

Ancak bu meşruiyetin kuvvet kullanarak gerçekleşen bir meşruiyyet olduğu açık. Suriye sahası da buna imkan veriyor. Türkiye son kuvvet kullanımını da Fırat’ın Doğusu denilen alana yapmak üzere hazırlıklarını yoğunlaştırmış durumda.

Tam bu sırada Amerika “Ben artık oynamıyorum” dedi.

Amerika’nın himayesinde görünen ve Türkiye’nin hedefinde bulunan PYD-YPG, Esed’le işbirliğine yönelerek rejimin himaye alanına girdi. Esed’le PYD-YPG arasında nasıl bir uzlaşma sağlanır henüz belli değil.

Rejimin himaye alanına girmek demek, Rusya ile de iletişimi ilerletmek anlamına geliyor.

Rusya, PYD-YPG’nin Münbiç’te Esed’e sığınmasını ve kontrol ettiği alanları rejim güçlerine bırakmasını “memnuniyetle” karşıladı. Uzun vadede Rusya’nın PYD-YPG politikası ne olacak bilinmiyor. Ancak Münbiç’in hem Türk birliklerinin hem de ÖSO’nun kontrolüne girmesini istemediği açık.

***

Suriye, Arap Birliği’ne girdiği takdirde -bu yönde çalışmalar var- İran’ın Suriye’deki konumu zorlaşıyor.

Benzeri biçimde Suud-BAE-Mısır inisiyatifinde gelişen bir Arap Birliği, Türkiye’ye karşı bir misyon oluşturma riskiyle, Sunni-Şii farklılaşmasından ayrı bir Arap-Fars, Arap-Türk farklılaşması oluşturma riski de taşıyor.

Bu bir yönüyle karman çorman bir İslam dünyası demek.

Diğer yönüyle Türkiye’nin Suriye’de işinin fevkalade zorlaşması demek.

En son Cumhurbaşkanı Erdoğan, Moskova temasları öncesinde şunları söyledi:

“Şu anda gelinen noktada tabii ki bu topraklar Suriye’ye ait. Suriye’nin bir defa bölünmesine zaten karşıyız ama bizim hedefimiz oradaki terör örgütlerinin oradan çıkmasıdır. Terör örgütlerinin çıkması halinde zaten bize de yapacak iş kalmaz.”

-Bu topraklar Suriye’ye ait.

-Suriye’nin toprak bütünlüğünden yanayız.

-Hedefimiz Terör örgütlerinin oradan çıkmasıdır.

-Terör örgütleri çıkarsa orada yapacak işimiz kalmaz.

Böyle bir hedef tayininde Esed’le ilgili bir rezerv bulunmadığı açık. Muhtemel ki ona sadece “Terör örgtülerini barındırmama” sorumluluğu yükleniyor.

Tabii bunu söyleyince “Terör örgütü kapsamı” konusu gündeme gelecek.

Biz PYD-YPG’yi ve DAEŞ’i terör örgütü olarak kabul ediyoruz. Buna karşılık Rusya-Esed ekseninin bizim “Muhalif” olarak nitelediğimiz, Türkiye ile sahada birlikte çalışan grupları o kapsama soktuğu biliniyor.

Türkiye-Suriye geriliminde;

Bir: 900 kilometrelik sınırdan bir terör tehdidine maruz kalmamak var.

İki: Türkiye’deki mültecilerin memleketlerine geri dönme meselesi var.

Üç: Rejimin niteliğine dair bir misyon var mı, başlangıçta vardı, şimdi?

Dört: Türkiye ile işbirliği yapan muhalif grupların yarınki statüsü Türkiye’yi ilgilendirecek mi? Yoksa onlar Esed-Rusya insafına mı terkedilecek?

Beş: Suriye içinde barınacak olan PYD eksenli Kürt grupları nasıl bir statü edinecek? Bu statü sivil nitelik de taşısa, Türkiye’ye bakan bir yanı olacak mı?

Altı: Suriye ile başlayıp gelişen süreçte Amerika, Rusya, İran, Ortadoğu ilişkilerinde kazançta mıyız, kayıpta mı, mevcudun korunmasında mı?

Bence çok rahat değiliz.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
414 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...