logo

25 Mayıs 2019

Sudan’da henüz ittifak sağlanamadı


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Aralık 2018’de Sudan’da Ömer El-Beşir yönetimine karşı sivil bir isyan başlatan hareketi organize eden Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri, askerlerin gerçekleştirdiği darbeyi bir devrim olarak nitelendirdi. Gerçi böyle bir darbenin gerçekleştirilmesinde söz konusu sivil hareketin ve gerçekleştirdiği eylemlerin önemli rolü olmuştu. Ancak olay bir devrim değil tam anlamıyla askeri bir darbeydi ve darbe sonrasında oluşturulan yönetim de bir cuntaydı.

Beşir yönetiminin gitmesi için asıl mücadeleyi kendilerinin yönlendirdiği sivil hareketin verdiğini düşünen Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri yönetimin bir an önce kendilerine devredilmesi ve Beşir yönetimine son veren darbecilerin arka planda kalması için pazarlıklara başladı. Pazarlıklarında etkili olmak ve darbecileri isteklerini kabule zorlamak için bir yandan da eylemlerini ve gösterilerini sürdürdü.

Bu arada Arap dünyasında ABD’nin birer uzak karakolu görevi yapan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve Mısır, darbecilerin ekonomik problemlerin üzerine gidebilmek için yardıma ihtiyaç duymalarını istismar ederek Sudan’da gidişatı kendi kontrollerine almak amacıyla devreye girmeye çalıştılar. Darbeci grup yani Askeri Konsey bu ülkelerin desteğine olumlu yaklaştı. Ancak sivil hareket onların yardımlarının asıl amacının Sudan’ın siyasi ve diplomatik çizgisine hükmetmek olduğunu düşündüğü için karşı çıktı.

Bu arada Askeri Konsey ile sivil hareketi temsil eden Özgürlük ve Değişim Bildirgesi Güçleri arasında bir geçiş sürecinin belirlenmesi ve bu süreçte yönetimin büyük ölçüde sivillere verilmesi için pazarlıklar devam etti. Sonra bazı önemli mevzularda anlaşma sağlandığına dair haberler yayınlandı. Haberlerde yer alan bilgilere göre üzerinde anlaşma sağlanan hususlarda sivil hareketin istekleri büyük ölçüde kabul edilmiş görünüyordu. Tabii haberleri okuyanlar kesin anlaşma sağlandığı ve uygulamaya geçileceği gibi bir intiba edindiler. Oysa gerçekleşen bir anlaşma değil bazı hususların kabul edilmesi konusunda ittifak sağlanmasıydı. Uygulamanın başlatılmasını sağlayabilecek nihai anlaşma gerçekleşmiş değildi.

Sivil hareket, askerleri üzerinde ittifak sağlanan konularda taahhütte bulunmaya ve bunları bir anlaşmaya dönüştürmeye zorlamak için gösteri ve eylemlerini sürdürdü. Bunun üzerine askerler itirazda bulundu ve sivil hareketin kapattığı yolları açması ve bazı önemli noktalara koyduğu engelleri kaldırması için görüşmeleri 72 saat süreyle askıya aldıklarını açıkladılar. Bu sefer eylemciler ittifak sağlanan hususları askerlere kabul ettirebilecekleri beklentisiyle onların taleplerini yerine getirdi ve kapattıkları yolları açtı, koymuş oldukları engelleri de kaldırdılar.

Eylemcilerin askerlerin taleplerini yerine getirmeleri üzerine 72 saatlik sürenin dolmasından sonra görüşmeler ve pazarlıklar yeniden başladı. Geçici yönetimin oluşturulması için ittifaka yaklaşıldığının görülmesi üzerine sivil hareketin kendi içindeki farklı siyasi akımlar arasında ihtilaflar etkisini göstermeye başladı. Bu hareketin içindeki İslami gruplar laik bir sisteme geçilmesine asla razı olmayacaklarını ve ülkede İslam şeriatının uygulanması konusunda ısrarlı olduklarını dile getirdiler.

Bir yandan da askerlerle sivil hareket arasında Geçici Yönetim Konseyi’nin yapısı ve başkanının kimlerden olacağı konusunda ihtilaf çıktı. Sivil hareket başkanlığın askerlerle siviller arasında dönüşümlü olması yönünde bir teklifte bulundu. Ancak üzerinde ihtilaf bulunan konu sadece bu değildi. Askeri Konsey en son yaptığı açıklamada görüşmelerin tıkandığını iddia ederek, bir an önce seçimler yapılması ve yönetimin bu seçimlerle seçilecek kadroya devredilmesi gerektiğini dile getirdi. Sivil hareket ise üç yıllık bir geçiş sürecinin olmasını ve bu süreç içinde sistemin yeniden yapılandırılmasını, askerlerin ise geri planda kalmasını istiyor.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
429 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...