logo

10 Ocak 2019

Sudan’da gidişat ne yöne?


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Sudan’da hükümetin sert bir şekilde polis gücünü kullanmasına rağmen gösteriler son bulmadı. Aralıklarla da olsa farklı şehirlerde, farklı bölgelerde gösteriler, eylemler düzenleniyor. Gösterilere katılanlar bazen sistemin değişmesini bazen de Ömer El-Beşir yönetiminin gitmesini talep eden sloganlar atıyorlar.

Muhalefet partileri aralarında kurdukları ittifakla Ömer El-Beşir’in liderliğindeki mevcut hükümete ültimatom vermiş ve bu hükümetin dağıtılarak yerine muhalefet partilerinin de temsil edileceği bir geçiş hükümeti kurulmasını talep etmişlerdi. Böyle bir talepte bulunmaları gösterilerin onları epey cesaretlendirdiğini ve mevcut hükümetin karşısında duramayacağı şekilde yayılacağı beklentisi içinde olduklarını gösteriyordu.

Bir yandan da hükümete karşı bazı meslek kuruluşları ve sendikalar ortak bildiri yayınlayıp benzer taleplerde bulunmuşlardı.

Buna karşılık bir yandan da hükümete destek veren meslek kuruluşları da devreye girerek, Ömer El-Beşir’i yalnız bırakmayacakları mesajı vermeye çalıştılar. Son günlerde mevcut yönetime destek veren tabanın da bazı yerlerde harekete geçmeleri ve destek gösterileri düzenlemeye başlamaları dikkat çekti. Destekçi kitlesel taban uzun süreden beridir olaylara ve gelişmelere seyirci kalmayı tercih etmişti.

Cumhurbaşkanı Ömer El-Beşir ise olayların arkasında dış güçlerin elinin olduğu, gösterileri organize edenlerin de işbirlikçiler olduğu iddiasını tekrar ederken, Sudan ordusunun hadiselerin üstünden gelebileceğini vurgulayarak bir bakıma muhalif kesime namlunun ucunu gösterdi ve kendisinin meydanlara dökülen kalabalıklara teslim olma, hükümeti ilga ederek geçiş hükümeti kurma gibi bir niyetinin olmadığını dile getirmeye çalıştı.

Ölenlerin, yaralananların ve tutuklananların sayısı hakkında hükümet adına yapılan açıklamalarla muhaliflerin yaptığı açıklamalarda farklı rakamlar veriliyor. Ama hükümet açıklamalarına göre bile ölenlerin sayısının en az yirmiyi geçtiği anlaşılıyor. Ayrıca yüzlerce tutuklanan var. Bu sayılar hükümetin dediğimiz gibi polis şiddetini biraz sert kullandığına delalet etmektedir. El-Beşir’in ordunun olayların üstesinden gelecek güce sahip olduğunu dile getirerek namlunun ucunu göstermesi tutumunu daha da sertleştirmeye niyetinin olduğunu gösteriyor.

Bütün bu bilgilerin ışığında iki hususa özellikle dikkat çekmek istiyoruz. Birinci olarak Ömer El-Beşir’in olayların arkasında dış güçlerin olduğu, gösterileri organize edenlerin birilerinin ajanı olduğu iddiası hadiselerin toplumsal yönüne izah getiren bir yaklaşım değil kendisinin sergilediği sert tutuma gerekçe oluşturma amacı taşıyan siyasi bir tavırdır. Bu iddia isabetli değildir. Olaylardan birtakım dış güçler memnun kalıyor olabilir. Ama olayları hazırlayan sebepleri dışarıda değil ülkenin içinde aramak gerekir ki en önemli sebeplerin de ekonomik sorunlar olduğu çok açıktır.

İkinci olarak, Sudan’daki mevcut yönetimin karşısında bir muhalif güç olmakla birlikte onu destekleyen, bazı uygulamalarını onaylamasa da izlediği siyasete sahip çıkan basite alınamayacak bir kitlesel taban mevcuttur. Dolayısıyla muhalif güçlerin bu kitlesel tabanı gözardı etmesi mümkün olmadığı gibi hükümet de bu tabanın farkındadır ve muhalif güçlerin organize ettiği gösteriler, eylemler karşısında kolay teslim olmayacaktır. O yüzden muhalefetin hükümetin ilgası ve geçiş hükümeti oluşturulması çağrıları boşunadır. Bu çağrılarından mevcut şartlarda herhangi bir sonuç almaları mümkün görünmemektedir. Ama olayların kısa vadede son bulması ve ülkenin hızlı bir şekilde yeniden istikrara kavuşması da biraz zor görünmektedir. Muhalefetin toplumda oluşan tepkiyi sonuna kadar kullanma çabası içinde olduğunu görüyoruz.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » »
Share
391 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...