logo

23 Mayıs 2019

Şu ‘muzır’ İslamilik endeksi!


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Bizde iltimas var mı?

Haşa, olur mu bizde öyle şey? Biz Müslümanız. Herhalde yoktur.

Lafı geveleme, var mı yok mu onu söyle.

İltimasın dokunmak, sürmek, değdirmek gibi anlamları var Arapçada. Şu halde biraz vardır. Çünkü dokunuluyor…

Bazıları çok dokunuyor bazıları az.

Nepotizm?

Ah, bazı iş yapma, idare şekillerini konuşurken yardımcı kelime olarak kullanılıyor. İnsanı her şeyi uzun uzun anlatma külfetinden kurtarıyor. Göz kırpıp, ‘evet biraz nepotizm var bu işte’ deyip geçiyorsun. Hem Avrupai bir terim kullanmış oluyorsun hem nezaket göstermiş oluyorsun.

Nepot, akraba demek. Nepotizm de akrabacılık. Papazların yeğenlerini kayırmasıyla alakasını kurup ‘nephew’den geldiğini düşünenler var.

Yolsuzluk?

Tövbeler olsun! ‘Var’ dersen dinden çıkarsın. ‘Yok’ demek lazım.

Yapınca sorun olmuyor da, ‘var’ deyince sorun oluyor.

İşçinin alın terinin karşılığını veriyor muyuz?

Bazılarınınkini veriyoruz, bazılarınınkini veremiyoruz.

Bazılarına da, alınları veya başka bir yerleri terlemediği halde veriyoruz.

Suudi Arabistan’da, İran’da, Mısır’da, Libya’da, Pakistan’da, Malezya’da, Endonezya’da Türkiye’de hep öyleyiz.

Biraz eksik, biraz fazla. Her gün biraz daha fazla benziyoruz birbirimize.

Durum böyle ise, elin oğlu ‘ekonomide İslamilik endeksi’ diye bir şey icat edip, Yeni Zelanda’yı, Luxemburg’u, İzlanda’yı üst sıralara, Yemen’i, Türkiye’yi, İran’ı, Suudi Arabistan’ı aşağı sıralara koyunca ne bozuluyorsun?

Emperyalistler!

Bizi manipüle ediyorlar.

Biz ne kadar İslamiyiz biliyor musun?

Hayır, hasenat, hac, umre, ne kadar fisebilillahız biliyor musun?

Biriktirip biriktirip umrede temizliyormuşuz!

Bir-iki yazı yazılmış. İslamilik endeksinin ne kadar ‘islami’ olduğu sorgulanmış.

Mutlaka sorgulanması lazım.

Her şeyi sorgulayacaksın.

‘Kendinden başka her şeyi’ değil, ‘kendin dahil her şeyi’ sorgulayacaksın.

Birkaç yıl önce ekonomide İslamilik endeksine dair yazmıştım.

İslamilik endeksini sorgulamaya çalışan bir akademisyen isim vermeden “İslamcı köşe yazarı” diyerek yazımdan bir paragraf iktibas etmiş.

Neden?

İlgi göstermişiz indekse. Halbuki indeks ‘proje’ymiş.

Oğlum, her şeyi proje diye yaftalama yetkisini kendisinde görenler başta olmak üzere her şey proje!

Geçenlerde yenisi çıktı ‘İslamilik Endeksi’nin. Durum aynı. Müslüman ülkeler yerlerde sürünüyor.

Karar da “İslam alemini utandıran liste” diye manşet yaptı haberi.

Utanmak zorunda değilsin.

Yüzünde utanma varsa, utanırsın. Yoksa nasıl utanacaksın?

Tabii haberin menşeine bakmamız lazım.

Aradım. Buldum.

İslamicity Foundation diye bir vakıf kurulmuş. Peygamberimizin hayatıyla, Kur’an-ı Kerim’in öğrettikleriyle Müslümanların uygulamaları arasındaki farklılıklara dikkat çekmeye çalışıyorlar.

Ben kötü bir niyet sezmedim.

Kötü niyet sezmediğimiz nice yerden nice kazıklar yemişizdir.

Tamam.

Diyelim ki bu elemanlar karışık adamlar. Art niyetliler. Bizim kuyumuzu kazmak istiyorlar.

Sen düzgün ol!

Bize iltiması, yolsuzluğu, usulsüzlüğü Amerika’da ilim yapmakta olan bu akademisyenler mi yaptırıyor?

Yoksa bilerek, isteyerek, hatta üstüne titreyerek, hortuma dudaklarımızı dayayarak kendimiz mi yapıyoruz?

Yaparken iyi de, yaptığımız şeyin bir kötülük, bir İslam-dışılık olarak aşikar edilmesi mi zorumuza gidiyor?

Babamın uşağı değil Amerika’daki endeksçiler.

Fakat, bizi kendi değerlerimiz hakkında yeniden düşünmeye sevk etmeye çalışmaları, niye yanlış yaptığımızı sorgulamamıza yardım etmeleri bence faydalı.

Projeyse proje.

Faydalı proje.

‘Müslüman’ diye anılan ülkelerin siyasilerinin, yöneticilerinin, bürokratlarının, sözüm ona eşrafının yaptıkları kötülükler daha fena proje.

(KARAR)

Etiketler:
Share
500 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...