logo

“Su kesintisi”nden, “25 milyonluk rüşvet”ten halk memnunmuş!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Şu CHP’lilerin rahatlığına akıl erdirmek mümkün değil.

Hani ortalığın biraz daha sakin olduğu bir takvimde bu anketi açıklasalar..

“Ne olmuş? Halk üzerinde olumsuz bir hava yok. İcraatlar, eskiye kıyasla pek değişkenlik göstermedi. Onlar da birazcık oylarının arttığı abartması ile, kendilerini rahatlatan bir açıklama yapıvermişler” deyip geçeceğim.

Ama..

“Kemal Kılıçdaroğlu’nun önündeki anket” mavalları ile takdim edilip..

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un basın toplantısı ile, “CHP’nin yerel seçimlerde kazandığı büyükşehirlere yönelik Genel Merkez’in yaptırdığı memnuniyet anketi”nin ayrıntılarını açıklama adı altında, “Mansur Yavaş’tan memnuniyet tavan yaptı” iddiasında bulunursanız..

Büyükşehirler içinde en yüksek oyu alan İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, % 58.1 olan oyunu, % 61.1’e çıkardığını iddia ederseniz..

Zekamızla alay etmiş olursunuz..

Niye mi?

Sondan başlayayım.

Bu Tunç Soyer değil mi..

İstanbul’un 1994’lerde bıraktığı, mahalleliye tankerle su dağıtma fotoğraflarının yeniden çekilmesine sebep olan?

Daha üç gün önce, İzmir’deki yoğun su kesintilerinden bahsedilmedi mi?

Tankerle su taşındığı görüntüleri medyada yer almadı mı?

Vatandaşların, yağmur suyunu bidonlarına doldurdukları görüntüleri hep birlikte izlemedik mi?

Eee?..

Bu daha neyin memnuniyeti?

Halk, kendisine eziyet edilmesinden, memnuniyet mi duyuyor?

Bunu mu söylüyorsunuz?

Onların, AK Partili başkanların peşine 24 saat izleyen muhabir taktıkları gibi..

Muhafazakar medyanın, bu başkanların peşine muhabir takma icraatları yok..

Ama kendiliğinden ortaya çıkan görüntülerden birisinde..

Bu Tunç Soyer, “Akşama doğru İzmir’den İstanbul’a geldim. Kaz yemeğine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile katıldım. Gece geç saatlerde İzmir’e geri döndüm” demedi mi?

Bir kaz yemek için..

İzmir’den İstanbul’a gelip, hemen o gece geri dönen bir başkandan, halk ne memnuniyeti duyabilir ki?

İzmir’in hangi problemini çözdü ki, 31 Mart’ta kendisine oy veren % 3 oranındaki İzmirli, şimdi Tunç Soyer’e oy vermeyi düşünsün?

Bir tane, çözdüğü sorun, bir tane “Düne göre daha iyi” diyebileceğiniz ne var?

Ne var ki, oylarını artırıyor, Tunç Beyefendi?

“Turpun büyüğü heybede” demiş atalarımız..

CHP’nin başkanları arasında, en çok tepki alan isim de, Mansur Yavaş..

Mansur Yavaş’ın büyük tepki aldığını biliyor olmalılar ki..

Onun masabaşı oy artışını da, “Memnuniyet artışında en fazla yükseliş”i gerçekleştiren başkan olarak, listenin tepesine yerleştirivermişler..

%50.9 olan oyunu, şimdi memnuniyet araştırmasında, %54.9’a zıplatıvermiş, Mansur Yavaş..

O zaman bize ne düşer?

“Devam et Mansur.. Bundan böyle 25 milyon değil. 50 milyon iste.. Daha fazla işçi çıkart. Daha fazla yetim evi kapat.. Alt geçitlerde su baskınlarında ölen insan sayısını artır.. Yaşa, varol Mansur!”

Öyle ya..

25 yıl belediye başkanlığı yapan Melih Gökçek’in çizgisinden başkanlığı aldığı yılın 8 aylık döneminde..

“25 milyon liralık rüşvet skandalı” ile adından bahsettiren Mansur Yavaş’tan, hak giderek artan bir oranla memnun ise..

Buna CHP’liler inanıyorlarsa..

Mansur çıtayı yükseltsin..

Artık iş sahiplerinden para isterken, iki encümen üyesi yollayacağına, 15-20 üyeyi birden yollasın..

Havası olur..

Ne kadar kalabalık olurlarsa.

O kadar, yüksek meblağ istemeye de yüzleri olur..

“Kurtarmaz abi.. Bakın kaç kişiyiz.. Daha arkamızda kaç kişi var.. Mümkün değil, 50’nin altına inemeyiz” derler..

Utanma sıkılma yok çünkü, bunların kitaplarında..

Hani CHP’li başkan ile..

AK Partili bir iş sahibinin tartışması yaşanmış olur..

Birbirlerine “Abi ne verecen” diye hitap eden aynı partinin adamları değil de..

Biri CHP’li.. Diğeri AK Partili iki zıt siyasi partiden kişiler söz konusu olur.

“Siyasi zıtlıktan kaynaklı olarak, olay farklı anlatılıyor olabilir” deriz..

Ama..

Olaya hangi pencereden yaklaşırsanız yaklaşın.

Sonuçta bir CHP’li suçlu..

İsterseniz “Mansur Yavaş haklı” deyin..

Bu durumda, eski CHP Milletvekili, şu an da üyesi olan Sinan Aygün ile..

CHP’nin listesinden, daha 9 ay önce meclis üyeliğine aday gösterilen Sibel Aygün suçlu demektir..

“CHP’liler, gökdelenleri dikiyor, kaçak falan demiyor, taahhüt ettikleri okulları da yapmıyor” sonucunu kabul etmek zorunda kalıyorsunuz..

Ya da..

Sinan Aygün’ün dedikleri doğrudur.

Bu sefer de, Mansur Yavaş suçlu olacağına ve bu isim de CHP listesinden seçime girdiğine göre..

Yine CHP suçlu demektir..

Aksi mümkün mü?

Hani işi Seyit Torun’a..

Kemal Kılıçdaroğlu’na bıraksak..

Melih Gökçek’in 25 yıllık başkanlığı döneminde değil 25 milyon liralık, 25 liralık bir rüşvet dedikodusu bile bu denli ayrıntıları ile dillendirilmemiş iken..

8 ayda 25 milyon liralık rüşvet-irtikap suçlamasına muhatap olan Mansur Yavaş için yaptıkları “kredibilitesi % 10 artmış” söylemindeki gibi..

Rahat bir tavırla..

“25 milyon rüşvet iddiasında CHP’nin hiçbir suçu yoktur. Bu olayda suçlu olan, AK Partililerdir” de diyebilirler..

Dikkat ediyor musunuz?

Türkiye çalkalanıyor..

Sinan Aygün, bir haftada üç beş defa Kemal Kılıçdaroğlu ile bu konuyu görüştüğünü söylüyor..

Ama Kemal Bey, bir defacık olsun, kamuoyunun önüne çıkıp da, “Benim kanaatim şudur. Tavrım budur, olayın izahı şudur” demedi…

Diyemedi..

Niye?

“Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık!”

Parayı isteyenler CHP’li..

Para istenilenler CHP’li..

Bu pisliği, Kemal Bey, nasıl temizleyebilir ki?

CHP’li belediyelerin yaşattığı su kıtlığında, kaç yüz tankerle bu pislik temizlenebilir ki?

İSKİ’deki pisliği temizleyemediler.. Belediyelerden silinip gittiler..

Hatta koalisyon ortaklığından da oldular..

Şimdi de..

Hem belediyelerden, hem de ana muhalefet partisi olmaktan uzaklaşmanın arefesindeler..

İzlemeye devam edelim..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
390 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...