logo

29 Mart 2019

Son söz memleketten


Kemal Öztürk
k.ozturk@gmail.com

Seçim gündemiyle dolu günler artık bitmek üzere. Hepimiz yorulduk. Arık Pazar günü sandığa gidip hepimiz oy kullanacağız. Son sözü millet söyleyecek ve hepimiz buna saygı göstereceğiz.

Son seçim gözlemim Sakarya’dan.

HUZUR VEREN AMA KARŞILIĞINI ALAMAYAN ŞEHİR

Bir şehir düşünün ki, her geldiğinizde size huzur versin, sükunet versin, mutluluk versin. Bu şehir bizim için Sakarya’dır. Ağrı’da doğdum ama çok küçük yaşta geldiğim Sakarya’da büyüdüm. İkisinin de yeri ayrıdır gönlümde.

Sanırım ülkede çok şehir vardır ki, hak ettiği yerde değildir. Sakarya bunların başında gelir. Sahip olduğu potansiyel, aslında bu şehri ülkenin gözbebeği, dünyanın da ilgi çeken kentlerinden biri yapacak kadar kuvvetlidir.

Doğası, ovası, yaylası, sanayisi, üniversiteleri, insan kaynağı, jeopolitik konumu ve manevi duygusu Sakarya’yı bir marka şehir yapmaya yeter. Lakin gelin görün ki şimdiye kadar bu gerçekleşmedi.

Son 20 yılda şehre belediye başkanlığı yapanların tümü yakın arkadaşımdı. Hepsine Sakarya’yı marka yapmak gerektiğini anlattım. Milletvekilleri, valiler, bakanlar da buna dahildir. Ancak bugüne kadar şehir hak ettiği değere, hak ettiği yere ulaşmadı.

Valiler, belediye başkanları, milletvekilleri klasik çalışmalarını başarıyla yaptı. Şehrin öyle kronik sorunu bulunmuyor. Ama Sakarya hala bizim gönlümüzdeki yerinde değil.

Bunun en büyük sebebi, şehrin aktörlerinin kendi arasındaki çekişmedir. Hiçbir zaman tüm aktörler tek bir hedef, tek bir hayal etrafında buluşmadı, oraya odaklanmadı. Bu yüzden şehir kaybetti, şehrin aktörleri günlük politikalar izlemeye devam etti.

Büyükşehir Başkan adayı olan, değerli arkadaşım Ekrem Yüce ile sandığa gitmeye birkaç gün kala buluştuğumuzda bunu sordum:

Ekrem Yüce (Solda) ve Kemal Öztürk

EKREM YÜCE: SAKARYA MARKA ŞEHİR OLACAKTIR

“Bence de şehrin hak ettiği şey ulusal düzeyde, uluslararası düzeyde marka şehir olmasıdır. Marka şehir ana projemizin merkezinde bulunuyor. Özellikle üniversiteler, sonra odalar ve diğer aktörlerle bunun için ortak çalışmalar yapacağız.

Burada ürünler, değerler ortaya çıkartacağız önce. Sonra bunları dünyaya tanıtacağız. Ve Sakarya hak ettiği yere gelecek, hiç merak etmeyin.”

Ekrem beyin bu konuşmasını verilmiş bir söz olarak görüyorum. Umuyorum bu sefer şehrimiz hak ettiği değere ulaşır.

Sakarya’da Ekrem Yüce kendisiyle yarışıyor. Sakin ve hoşgörülü tavrı nedeniyle sahada gösterilen ilgi hayli yüksek. 2014’te AK Parti’nin aldığı % 57 oyun üzerine çıkarsa onun için önemli bir başarı olacaktır.

SAHADA GÖRDÜĞÜNÜ YAZMANIN ZORLUĞU

Seçimleri izlemek için birçok şehre gittim. Yüz yüze ya da telefonla, birçok başkan adayı ile konuştum. Neredeyse her gün araştırma şirketleri, konu uzmanları, siyasi analizine güvendiğim insanlarla konuştum, soru sordum. Taksiciden çiçekçiye, esnafta iş adamına, sade vatandaştan üst düzey bürokrata, siyasetçiye kadar gördüğüm herkesle seçim tahminlerini, beklentilerini, sıkıntılarını konuştum.

Sahada gördüğümü burada yazıya, televizyonlarda ekrana taşıdım, kamuoyunu aydınlatma görevimi yerine getirmeye çalıştım. Doğruya doğru, yanlışa yanlış dedim ve bunu nezaketle yaptım.

Hangi partinin sahada gördüğüm sorununu yazdıysam, o parti taraftarlarının yoğun eleştirisiyle karşılaştım. Ancak hangi tarafın yanlışını söylediysem, diğer taraf yazılarımı alıntılayıp dağıtıma soktu.

Adil ve dürüst olmaya çalıştım. Ekmeğimi kazandığım köşe yazarlığının hakkını vermek için çabaladım.

KİMSE ELEŞTİRİ DUYMAK İSTEMİYOR

Görüyorum ki kimse hatasını, yanlışını ve eksiğini görmek istemiyor. Kimse eleştiri duymak istemiyor. Sahada yaşananlar kendi aleyhineyse, yazanları dışlıyor, düşmanlaştırıyor ve susturmaya çalışıyor.

Bu seçimde bunu bir kez daha, bu kez biraz daha fazla yaşadık. Oysa demokrasinin bayram günü kabul edilen seçimlere giderken böyle olmamamız lazımdı.

Ben yıllardır AK Parti içinde çalışmış biriyim. AK Parti tarafındayım yani. Ancak bu benim adil olmamı, dürüst olmamı, gördüğüm yanlışları söylememi engellemedi hiç. Benim aldığım terbiye ve eğitim bunu gerektirir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Uşak mitinginde şöyle dedi: “Milletimiz kırgınlığında, öfkesinde haklı mıdır? Elbette haklıdır. Hatadan münezzeh olan sadece ve sadece Rabbimizdir. İnsanın olduğu her yerde hata da olur, eksik de olur, yanlış da olur. Önemli olan hasbi niyetle bunları düzeltme, bu iradeyi ortaya koyabilmektir… İnşallah seçimlerden sonra tüm bu konuları masaya yatıracak, kibriyle saygısızlığıyla yanlışıyla, kabalığıyla milletimizi üzen kim varsa hepsini de biz üzeceğiz.”

Aslında sahada gördüğüm ve yazılarıma taşıdığım sorunların özeti budur. Millet kırgın, öfkeli ve kibirli, kaba insanların yanlışları yüzünden AK Parti’den uzaklaşıyor. Erdoğan’ın dediği gibi.

Lakin bunları yazdığım için bana kızanlar, Erdoğan söylediğinde ‘yerden göğe kadar haklı’ diyorlar. Maalesef bu çelişkilerini de görmüyorlar. Neyse…

Bugüne kadar milletin ortak aklı ve ortak iradesi hep en doğru kararı verdi. Bu kez de öyle olacak eminim. Hepimiz buna saygı göstereceğiz. Allah ülkemize ve milletimize hayırlı olacak bir seçim nasip etsin.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler: » » »
Share
655 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...