logo

Siyeset dilinin çözemeyeceği büyük problem


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Siyasetin iktidar fonksiyonu ile sistem ve gündem üzerinde sahip olduğu belirleme gücü geniştir. Bu güç, az gelişmiş ülkelerde ve bizim gibi sistem değişiminin yaşandığı süreçlerde sınırlarını daha da genişletir. Türkiye malum bütün bunları en ileri düzeyde yaşıyor. Siyasetle ilişkili olmayan sözlerin, görüşlerin, fikirlerin bir anlamı bulunmuyor. Zira, iktidar gücü hiç olmadığı kadar değer kazanmış bulunuyor. Tabiatıyla bu güce lehte veya aleyhte taalluk etmeyen sözlerin değeri de olmuyor.

Ülkenin geleceğine, toplumun kalitesine ve hatta bir iktidar alanı olmakla birlikte iyi bir eğitim sistemine yönelik sözlerin bile pazarı yoktur. Çünkü en kıymetli sözler bile bugüne, bu saate ya da yaklaşan herhangi bir seçime bir şey söylemiyor. Gerçeği söylemek ya da gerçeği aramak adına çaba sarfetmek anlamını böylece yitiriyor. ‘Gerçek’ statükonun duvarına çarpıp geri döndükçe bu kez toplumun ilgi alanından uzaklaşıyor.

Ülkeyi yarının dünyasında bekleyen ekonomik, diplomatik riskler bir yana bugün yapılması gerekenler yapılmadığı için gelecek nesillerin küresel rekabette yaşayacağı kayıpların bahsini açmaya kalkın da görün tabloyu… Sözün gidip varacağı yer, bugün karnı doyan insanların ekmeğine göz koymak olacaktır.

Zaten sınırlı olan kaynakları daha verimli ve katma değerli sektörlerde kullanmak…

Geleceğin sektörlerine yatırım yapmak…

Bilimsel kaliteyi yükseltmek…

Donanımlı nesiller yetiştirmek için sorgulayan, araştıran bir eğitim sistemi oluşturmak…

Kültürü ayağa kaldıracak bir model planlamak…

Her şartta, herkesin bir gün işine yarayacağı besbelli olan bağımsız medya hayal etmek…

Yine her şartta herkesin bir gün ihtiyaç duyacağı tecrübeyle sabit olan bağmışız yargı tavsiyesinde bulunmak…

Demokrasinin geleceğini teminat altına almak için siyasetin dilini geliştirmek ve bizatihi siyaset sınıfının itibarını düşünmek…

Sivil toplumu, kendi tabiatında ve sivil zeminde büyütmek…

Bilmem kaç yüzyıldır söyleyip durduğumuz adem-i merkeziyetçiliğin gereğini yapmak…

***

Saymakla bitmez. Bitmez ama bir saymaya kalktığınızda da nasıl gereksiz, sıkıcı ve hatta bölücü olduğunuzu kendiniz bile anlayamazsınız. Bütün bunları, siyaset “İşler yolunda gidiyor, hiçbir sorun” derken söylemiş olmanın maliyeti vardır. Ne yazık ki giderek de ağırlaşmaktadır.

Oysa bu ülkenin icraat kadar yeni fikre ve bu fikirlerin de serbestçe, kaygısızca dile getirilmesine ihtiyacı vardır. Sağdan sayın, soldan ölçün göreceksiniz ki tek ve kalıcı sermaye budur. Bu sermayeyi büyütmeyen, geliştirmeyen ve bilhassa da nitelikli hale getirmeyen ülkelerin yarını sıkıntılara mahkumdur.

Oysa, maharet bugünü kurtarmak değil geleceği teminat altına almaktır. Gelecek demek, bilimde, sanatta, hukukta, demokraside, eğitimde vesaire, güçlü ve özgür bir vizyonu yakalamak demektir. En kötü şartlarda dahi toplumun kendi entelektüel sermayesi, tecrübesi ve teamülleriyle yolunu bulması esas olmalıdır. Bunun için kalite duygusu ve evrensel bakış açısına ihtiyaç vardır. Böyle meziyetleri köreltip, insanları o an rahat edecekleri şablonlara mahkum etmenin faydası da görülmemiştir.

(KARAR)

Etiketler:
Share
274 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...