logo

28 Eylül 2019

Siyasetin kişilikler üzerine etkisi


Ayşe Böhürler
a.bohurler@gmail.com

Politika yapmanın insanın hem beden hem de ruh sağlığına etkilerini hep merak ederdim. Asıl merakım da siyasetin kişilikler üzerine olan etkisiydi. Bu etki üzerine “siyasetname” gibi tecrübi bilgi içeren kitapların dışında henüz bir araştırmaya rastlamadım. Ancak sağlık üzerine yapılan ve sahasında bir ilk olan bir araştırma haberini Deutsche Welle’nin sitesinde okuyunca sizinle paylaşmak istedim. Sonuçlar ilginç!

Amerika Birleşik Devletleri’nin Nebraska-Lincoln Üniversitesi’nde Kevin Smith tarafından yürütülen ve İngiliz YouGov kamuoyu şirketi katkısıyla yapılan saha araştırmalarında Mart 2017’de 800 kişiyle görüşülmüş, ABD’deki 2016 Başkanlık seçimleri kampanya döneminin toplumu nasıl böldüğü üzerine odaklanılmış. Araştırmaya katılanlar en çok uykusuzluk ve mutsuzluktan şikâyet etmişler.

* Yüzde 40’ı politikanın kendilerinde strese neden olduğunu söylemiş.

* Her beş kişiden biri, politika yüzünden uyku sorunu yaşadığını vurgulamış.

* Yüzde 20’sinin siyasi görüş ayrılığı sebebiyle arkadaşlık ilişkisi bozulmuş.

* Her beş kişiden biri siyaset nedeniyle kendini yorgun hissediyormuş.

* Yüzde dörtlük bir kesim ise siyaset yüzünden intihar etme düşüncesine kapıldığını söylemiş.

* Yüzde 11,5’i siyasetin beden sağlıklarına zarar verdiğini dile getirmiş.

* Yüzde 31,8’lik bir grup, medyada kendi siyasi görüşlerine aykırı fikirler savunulduğunda “delirdiğini” belirtmiş.

* Yüzde 29,3’lük bir kesim ise siyaset sebebiyle kontrolünü kaybettiğini itiraf etmiş.

* Sol görüşlü insanlar ise politik tartışmalar nedeniyle daha çok stres yaşıyorlarmış.

Araştırmayı yürüten siyaset bilimciler bu oranların ABD’de 10 milyon insana tekabül ettiğine ve çıkan sonucun sağlık sisteminde gerçek bir krize işaret ettiğine dikkat çekiyor. Bu araştırma bizde yapılsa acaba sonuç ne çıkardı? Toplumda genel olarak siyasete olan ilginin giderek azalmasında, partilerin güç kaybetmesinde bu faktörlerin etkisi olabilir mi?

PEKİ YA KARAKTER?

Doğrusu elimizde bir veri yok ama binlerce yıldan süzülüp gelen gözlemler var.

Uzun süredir siyasetin insan üzerindeki etkisini gözlemlerim. İnsanların siyaset öncesi ve sonrası halleri, siyasetteki değişimleri hep ilgimi çeker. Kariyer basamaklarını çıkarken onları motive eden şeyleri merak ederim.

Çünkü; siyaset öyle kolay bir meslek değil. Taraftarınız da olsa rakibiniz de olsa herkesin gözü üzerinizde olur. Sorumluluğunuz kendi yaptıklarınız ile de sınırlı değildir, hayatınız mercek altındadır, en küçük bir hatanın bedelini sadece siz değil çok kişi öder. Ekip işidir tek başına hareket edemezsiniz başka insanların yükü de rüzgârı da sizi etkiler, bir tarafıyla “birey”siniz ama diğer tarafıyla da değilsinizdir.

Canınız istediği zaman “Hey ahali size ne!” çıkışı yapamazsınız. Yan gelip yatamazsanız. Ezeli bir rekabet içindesinizdir. Hem bulunduğunuz partide hem de karşı siyasi hareketlerde ayağınızın kaymasını bekleyen çok insan vardır. Hep şikâyet işitirsiniz, geçiştirme ilmini zamanla öğrenseniz de seçimler sizi rahat bırakmaz.

Size not veren çok kişi vardır ve siyasetteki varlığınız da bu karneye bağlıdır.

İnsanların size karşı tavırları basamakları çıktıkça değişir, gerçek dostlarınız azalır… Basamakları çıktıkça çoğalan ahali kalabalığında gerçek dostlarınızı kaybedersiniz.

Ez cümle siyaset havalı ama bir o kadar da zor bir meslektir.

Bu konuda elbette çok gözlemim var.

Bu işin bir kendini kaptırmaca olduğunu da gördüm, harika ve vazgeçilemez bir adam olduğuna ikna olmazsan siyasetçi olamazsın.

Siyasetçinin etki alanı topluma katkısı, ardında bıraktığı izler ise ayrı bir tartışma konusu. Çünkü kim ne kadar iddialı olursa olsun köklü değişiklikler bir ömre sığmaz, birisi başlar diğeri devam ettirir veya ettirmez! Ama hayat değişerek akıp gider… Her iş mazi olur.

Hal böyleyken özellikle de erkeklerden siyasete bulaşanlar bundan neden vazgeçemezler? “Yeter artık yaşlandım” ya da “Kifayeti miktarı budur bu işin” diyen erkek sayısı çok az. Bir elin parmağı kadar çıkar mı? Emin değilim.

Siyasetin içinde ortaya çıkan kişilik değişimlerinin ve bünyedeki tahribatlarının bir de çevreye olan etkisi var. Çoluğa çocuğa hayata yansıması var. Değişimi geriye çevirmenin artık mümkün olmadığı anlar ve geçmişle ilişkileri var.

Ezcümle bir tarafıyla yapıcı ama bir tarafıyla sıkıcı bir iş olan bu siyasetin kaygan zemininde kalabilmenin nelere mal olduğunu merak ederdim. Bugün buna dair bir araştırma ile karşılaşınca sizinle paylaşmak istedim. Siyasetçinin “kişilik” değişimi meselesi hep ilgimi çeker. Umarım buna dair de araştırmalar yapılır.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
478 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...