logo

19 Kasım 2019

Siyaset kütüphaneye karışmasın


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Atatürk Kitaplığı’nın başarılı müdürü Ramazan Minder’in görevinden alındığını, arkadaşımız Beşir Ayvazoğlu’nun pazar günkü yazısında okudum. Şaşırdım, teessüf ettim.

Kütüphaneye çağ atlattıran müdür Ramazan Minder’in Mezarlıklar Müdürlüğü’nde bir memuriyete atandığını duydum!

Bu ayıplı bir atama değil mi?

MİLYONLARCA BELGE

Benim kitap ve belgesellerimde de Ramazan Minder’in katkısı önemlidir. Hangi eski Türkçe gazeteyi, kitap veya risaleyi istediysem hemen temin edip dijital olarak gönderirdi.

Kütüphaneyi dijital hale getirdi. Artık internetten kütüphaneye girerek gazete ve kitaplara ulaşabiliyorsunuz.

Latin harfli materyallerin dijitalleştirilmesi bazı kategorilerde 1930’lara kadar geldi.

Atatürk Kitaplığında, şu anda 6 milyon görüntü internete açıktır. Yurt içinden ve yurt dışından 35 bin ücretsiz üye internete girip milyonlarca sayfa indiriyor.

Kütüphanenin dijitalleşmesinde Atatürk Kitaplığı ve Ramazan Minder Türkiye’de öncü isimler arasındadır. Atatürk Kitaplığı yedi gün 24 saat açıktır. Gece aklınıza bir belge mi geldi; hemen indirip alabilirsiniz.

Minder aynı zamanda kütüphaneyi zenginleştirdi. Osmanlı coğrafyasına ait on binlerce kartpostalı kütüphaneye aldı. Rauf Orbay, Fahrettin Paşa, Karabekir Paşa, Mimar Kemalettin gibi tarihi şahsiyetlerin arşivleri de artık bu kütüphanedir.

BİLENLERE SORMAK

Bazı okurlar “ya Atatürk dönemi?” diye sorabilir. Eğer İstanbul Belediyesi’ndeki yeni iktidarın böyle bir endişesi varsa, üniversitelerdeki devrim tarihi, inkılap tarihi, Atatürk ilkeleri gibi kürsülerde görev yapan akademisyenlere Ramazan Minder döneminde Atatürk Kitaplığı’nın nasıl geliştiğini sorabilirler.

Bu kitaplıktan yararlanmadan son yüz elli yılık tarihimiz yazılamaz.

Yakın dönem tarihçiliğimizin büyük isimlerinden Zafer Toprak’a sorulabilir.

Kitabın ve kütüphanenin değerini çok iyi bilen Doğan Hızlan’a sorulabilir.

Atatürk dönemiyle ilgili belgelerin büyük çoğunluğu Ankara arşivlerindedir. Ramazan Minder Atatürk Müzesi’ni ve buradaki tabloları restore ettirdi, yeni eserlerle zenginleştirdi.

Atatürk’ün yaveri Cevat Abbas’ın eşyalarını bu müzeye alarak kaybolmaktan kurtardı.

“Havadis, 100 Yıl Önce” adlı belge yayınlarından başka elli kadar belgesel kitap yayınladı.

Minder bütün varlığıyla kendisini müzeciliğe adamış, Atatürk Kitaplığı’nı bugünkü kalitesine ve zenginliğine ulaştırmış bir müdürdü. Görevden alınması müzeciliğimiz için vahim bir kayıptır.
Minder müzeciydi, ideolog değil.

ARAŞTIRMA KÜTÜPHANESİ

Yerine kim atanacak bilmiyorum. Kim gelirse gelsin bu hizmetlerin kötüleşeceğini de sanmıyorum. Ama gelişmenin duraklamasından endişeliyim.

Minder’in “Şehir Kütüphanesi” projesinin duraklamasından, bu büyük kültür müessesenin “halk kütüphanesi” diye avamlaşmasından endişe ederim.

Kütüphanecilikte böylesine uzman ve başarısını kanıtlamış bir isim bulmak kolay değildir.

Bu kütüphane herkese açıktır, herhangi bir gün gidin, kütüphanenin öğrencilerle dolu olduğunu, bazen halktan insanların da geldiğini görürsünüz.

Ama bu kütüphane bir “araştırma kütüphanesi”dir; bu vasfı kaybolmamalı, aksine geliştirilmelidir.

Taksim’deki Atatürk Kitaplığı binası, bu hızlı gelişim karşısında artık dar geliyordu. Gümüşsuyu Hastanesi binalarının kitaplığa devredilmesi düşünülüyordu; çok isabetli olurdu. Bu proje yürümelidir.

‘ÖNCE LİYAKAT’

Sayın Ekrem İmamoğlu “önce liyakat” demişti. Kendi partisi içinden tepki çeken ilkeli davranışları da olmuştu.

Kütüphane ve Ramazan Minder olayını dikkatine sunmak isterim. Yakın tarih üzerine çalışmalar yapan araştırmacılardan kimlere güveniyorsa, Ramazan Minder’in hizmetlerini sorabilir.

Telafi edici bir tavra girmek İmamoğlu’na yakışır ve kendisinden beklenir.

AK Parti’nin ilk iki dönemden sonra reformist tavrını bırakarak “liyakat”ten çok “sadakat”e önem verdiği biliniyor, kamu sınavlarında “mülakat”ların niteliği bellidir.

Hakim ve savcı sınavlarında “mülakat”ın değiştirilmesine ihtiyaç duyulması, aslında bir itiraftır.

Yanlış, emsal olmamalı değil mi?

Belediye şirketlerinin yöneticilerinden kimler geldi, kimler gitti? Yanlış atamalar kendini bilançolarda gösterir. Ama kütüphanecilikte nesiller boyu tahribat yapar.

(KARAR)

Etiketler:
Share
391 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...