logo

21 Temmuz 2019

Sistem oturdu mu?


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

PİAR araştırma şirketine göre halkın yüzde 62’si parlamenter sistem istiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini getiren AK Parti’nin içinde bile, parti disiplini çerçevesinde de olsa, kamu oyuna yansıyan yakınmalar var.

Ülkedeki konjonktürün değiştiği belli. Mahalli seçimler ve 23 Haziran sonuçları siyasi rüzgarın değiştiğini gösteriyor.

Öyleyse parlamenter sisteme dönüşü sağlayacak bir referanduma mı gidilmeli? Hayır…

‘İSTİKRAR’ NE DEMEK?

Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan’ın “akşam yat, sabah kalk referandum olmaz” sözü doğrudur. Konjonktüre göre anayasa ve sistem yapılmaz.

İşte aynı sebepten, “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” de oturmamıştır! Çünkü geniş mutabakatla değil 2016’da “konjonktürün”ün getirdiği yüzde 52 ile kabul edilmişti. Onun için daha birinci yılından tartışılıyor.

İktidar blokunun “millet kabul etti, tartışma bitti” söylemi de doğru değildir. Sistem tartışması devam ettiği gibi, yüzde 90 oyla kabul edilen 1982 anayasası da defalarca değiştirilmedi mi? Türkiye’nin anayasa ve sistem tartışmalarını bir türlü aşamamış olması elbette vahimdir. “İstikrar” dediğimiz esaslı ihtiyaç, ülkeyi yönetenlerin devamlılığından ziyade kuralların ve kurumların esasta devamlılığıyla sağlanabilir.

AK Parti 17 yıllık iktidar tecrübesi de bunu gösteriyor; aynı yönetenler ama çıkışlar, inişler var.

Bir sistemin başarısı için iki şart lazımdır:

. En donanımlı uzmanların teknik katkılarıyla birlikte en geniş siyasi ve toplumsal kesimleri temsil edenlerin katılımıyla hazırlanmış olması…

. Yeterli ve çoğulcu bir tartışma sürecinin sonunda referandumda az farkla değil, büyük çoğunlukla kabul edilmesi…

Yapısal istikrar ancak böyle sağlanabilir.

MECLİS’TEN HIZLA GEÇTİ

Türkiye’de parlamenter sistemin en haraketli savunucularından biri olan MHP Lideri Devlet Bahçeli başkanlık sistemine destek vereceğini açıkladıktan sonraki gelişmeler şöyledir:

15 Kasım 2016: AK Parti hazırladığı sistem teklifini MHP’ye verdi.

1 Aralık 2016: Başbakan Binali Yıldırım ve Devlet Bahçeli, ortak basın açıklamasında uzlaştıklarını beyan ettiler.

10 Aralık 2016: Teklif Meclis’e verildi.

26 Ocak 2017: Teklif Meclis’te kabul edildi.

Bu, çok kısa, sıkışık bir süreçtir.

Fransa, sistemini değiştirmeden, 2008 yılında parlamento ve yargıyı güçlendirme için yaptığı reformu, bütün kesimlerin katılımıyla bir yılda hazırlamıştı…

Bizde ise farklı görüşler alınmadığı gibi, başkanlık sistemini savunan ama kuvvetler ayrılığının önemini vurgulayan hukuk akademisyenlerinin uyarıları da önemsenmedi.

Bu iki patinin gruplarında da enine boyuna müzakere edilmedi. AK Parti grubunda Malatya Milletvekili Nurettin Yılmaz “bu paket, egemenliğin halk adına TBMM eliyle değil, tamamen Cumhurbaşkanı eliyle kullanılmasını getiriyor” demiş, başka birkaç eleştiri daha olmuştu. (Muharrem Sarıkaya, HaberTürk, 22 Aralık 2016)

Fakat ne parti gruplarında ne de Meclis’teki Anayasa Komisyonu’nda önemli bir düzeltme yapılmadan, iki partinin oylarıyla Meclis’ten geçti.

REFERANDUM AŞAMASI

Başbakan Binali Yıldırım şöyle diyordu ve kesinlikle doğru idi:

“Sistem değişikliği, anayasa değişikliği, toplumun yüzde 100’ü değilse bile büyük bir kesimini, kahir ekseriyetini kapsaması lazım, onların kabul edebileceği bir metin olması lazım. Bunu da tek başına yapamayacağımız aşikar onun için bütün partilerle çalışmamız gerekiyor.” (25 Temmuz 2016)

Fakat böyle olmadı…

Başbakan Ahmet Davutoğlu da şöyle demişti:

“Konjonktürel değil… Öyle bir hükümet modeli ortaya koyalım ki, 50 sene sonra bizi yönetenler rahat etsinler. Konjonktürel analizlerin hepsi bizden sonrakiler için sıkıntı doğurur.” (28 Aralık 2015)

Bu da dikkate alınmadı.

Bahçeli’nin destek açıklamasıyla ortaya çıkan konjonktürde hızla hazırlanan model, “plebisit”e benzeyen referandumda ancak yüzde 52 ile kabul edildi… Bırakın gelecek nesilleri daha birinci yılında iktidar partisi içinde bile “rehabilitasyon, revizyon, kireçlenme” gibi kavramlarla yakınmalar başladı.

En önemlisi, Meclis’in denetim yetkilerinin çok kısıtlanmış olmasıdır. Yeni sistem, Amerikan Kongresi’nin yetkilerini “Gazi Meclis”e vermemiştir.

Gelecek yazı: Meclis’in yetkileri.

(KARAR)

Etiketler:
Share
358 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...