logo

09 Temmuz 2019

Sistem-Faiz-SETA gündemi içinde…


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

SİSTEM TARTIŞMALARI:

Seçimlerde 9 puanlık negatif oy farkı Cumhur İttifakı’nın hanesine yazılmasına rağmen sanki asıl kaybı Ak Parti yaşamış gibi bir algının ortaya çıktığı açık. MHP için kayıp tartışılmıyor, hatta 31 Mart düşünüldüğünde kazançlı gibi gözüktüğü de vakıa.

“Ak Parti neden kaybetti?” sorusu sorulduğunda da “Sistem sorgulaması” ilk sırayı alıyor. Çünkü bundan aşağı yukarı bir yıl önce Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilirken alınan oy oranı yüzde 52 … Bir kere oradan geriye gidiş var. O zaman neden bu düşüş gerçekleşti?

Muhalefet “sistem eleştirisi” yapageliyor. Son durumda olan “Sistemin seçimlere negatif yansıması oldu mu?” sorusunun Ak Parti’nin gündemine girmesi. İlk sıcak şokta kimi Ak Partili isimler “sistemi de gözden geçireceğiz” gibi çıkışlar yaptı. Ancak kısa süre sonra “Sistem tartışmasının aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tartışmak” anlamına geldiği gibi bir yargı ortaya çıktı ve herkes bir miktar durakladı. Ardından önce Bahçeli’nin sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sisteme sahiplendiği” gözlendi. Cumhurbaşkanı partilileri “özgüven kaybı”na karşı uyardı. Bundan sonraki safhada sisteme yönelik eleştiri, Cumhurbaşkanı’na yönelik eleştiri haline geldi. Bir bakıma da sistem zaten Erdoğan’la bütünleşmişti. Böyle bir durumda Ak Parti bünyesinde “Sistemin aksayan yönleri” gibi bir başlık açılması imkânı neredeyse ortadan kalktı.

Bu durumda Ak Parti, “Kayıplar”ı konuşurken, gerçekten inansa bile “Sistemden kaynaklanan problemler” başlığını yeterince irdeleyemeyecek, başka alanlardaki sorunları işaretlemekle yetinecektir.

MERKEZ BANKASI-FAİZLER:

Faizler konusunda öteden beri Cumhurbaşkanı ile Ekonomi yönetimleri arasında bir farklılık yaşanıyor. Öyle ki zaman zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan “Faiz lobisi”nden bahsettiğinde parmağının Merkez Bankası yöneticilerini ya da ekonominin başında bulunanları gösterdiği algısı oluştu. Cumhurbaşkanı faizlerin yüksekliğine karşı çıkıyor, enflasyonun bundan kaynaklandığını ifade ediyor, buna karşılık Banka yönetimi ve ekonomi yöneticilerinin onu anlamadığı, “Başına buyruk” hareket ettiği, enflasyonun da bu yüzden yüksek seyrettiği algısı oluşuyordu. Cumhurbaşkanı cenahından bakıldığında Merkez Bankası’nın bağımsızlığı bu noktada operasyon yapmayı engelliyordu.

İşte oldu. Merkez bankası Başkanı Murat Çetinkaya görevden alındı, yerine yardımcısı Murat Soysal getirildi. Dışarıda bu operasyon Banka bağımsızlığına yönelik müdahale gibi algılandı. Ancak içerde de Cumhurbaşkanı ile Merkez bankası arasındaki “Açı farkı”nın giderildiği gibi bir görüntü hasıl oldu. Muhtemelen ekonomi yönetimi de bu işte Cumhurbaşkanı ile aynı noktadadır.

Şimdi ekonomi çevrelerinde yadırgansa bile Cumhurbaşkanı, Ekonomi Yönetimi ve Merkez Bankası’nın elele verip Türkiye’yi “Faiz belası”ndan kurtarması önerileri geliyor. Yeni sistemde yeni merhale olarak Merkez Bankası daha az bağımsız olsa da, dünya ekonomisine bunca bağımlılık içinde “Faizi sıfırlamak” gibi bir sonuca ulaşılırsa devrim gibi bir hadiseyi gerçekleştirmiş olmak az şey sayılmaz.

SETA RAPORU:

SETA bir düşünce kuruluşu. Orada “Düşünce üretenler”in, medya alanında kurumları, kişileri “RAPOR”laştırmanın, “FİŞLEMEK” anlamına hatta daha militer bir dille “ANDIÇLAMAK” anlamına geleceğini, böyle bir işin bir takım isimleri “Te’dib edilmeleri” için “Güçlüler”in önüne atmak demek olduğunu düşünmemiş olamazlar.

Bunu düşünmüşlerse, böyle bir suçlamayı göze almışlar ve kendilerini savunacak malzemeleri tasarlamışlar demektir.

Göze almak, bir, yaptığınız işin doğruluğuna yüzde yüz inanmakla, iki, taraftarlık duygusunu içselleştirmekle ilgilidir.

SETA adına yapılan açıklamalarda, yapılan iş savunuluyor. Raporun içeriğine bakıldığında da “İktidar adına medyadaki muhalif alanları”n gözetlendiği, dolayısıyla “Taraf” olarak hareket edildiği anlaşılıyor.

Belli ki bu bir “SETA duruşu.” SETA bundan rahatsız görünmüyor. İbrahim Kalın, Burhaneddin Duran gibi akademik hüviyetleri daha belirgin insanları etik bir sorgulamaya davet etmek sonuç alır mı, bilmiyorum.

Bu zamanda bir düşünce kuruluşunun böyle bir işe soyunması, üzerinde durulması gereken bir sorun alanı. Aslında “STK’ların siyasileşmesi” diye bir sorun alanını bir süredir konuşmaktayız. Kim bilir belki de İktidar bir gün çıkıp “Kardeşim sizin işiniz bu mu? Bırakın bu jurnal işlerini de adam gibi ülkenin iç dış sorunları için rapor hazırlayın” diyecek. Ne diyelim, ümit fakirin ekmeği…

(KARAR)

Etiketler:
Share
386 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...