logo

Seçimi geride bırakıp geleceğe nasıl bakılır?


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

31 Mart seçimi bitti mi henüz bilemiyoruz ama bitmesi ve ülkenin önüne bakması için vakit kaybedilmemesi konusunda ortak bir arzunun olduğu aşikar… Sokağın geleceğe bakmak tabiatı genel havayı belirliyor. İstanbul belediye başkanlığı seçim sonuçları için yapılan tartışmalar, iddialar, suçlamalar ne kadar heyecan verici olsa da artık yorgunluk emareleri görülüyor. Dosyanın Yüksek Seçim Kurulu’nda olması bile bu emareleri eksiltmiyor.

Tartışmalar geride kalsın, önümüze bakalım hatta yeni bir sayfa açalım talebi bütün tartışmalara galebe çalıyor. Bu görüşü en güçlü şekilde dile getiren de Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu. Cumhurbaşkanı şöyle diyor.

“Ülkemizin önünde 4.5 yıllık kesintisiz bir icraat dönemi bulunuyor. Seçim tartışmalarını geride bırakarak, ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere asıl gündemimize odaklanmamız şarttır. Dönem, musafahalaşma, kucaklaşma, birlik ve beraberliğimizi perçinleme dönemidir. Gayemiz, milletimizin refahını artırmak, güvenlik ve özgürlük dengesini koruyarak devletimizin bekasına yönelik tehditleri bertaraf ederek, Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştırmaktır.”

Erdoğan’ın seçim gecesinden itibaren kamuoyuna vermeye çalıştığı mesaj, seçim sonuçlarının yerelle sınırlı olduğu tezini içeriyor. Doğrudur. Her ne kadar kampanya döneminde bunun aksi bir tez işlenmiş olsa da gerçek budur. Ve başkanlık sisteminin merkezde farklı, yerelde farklı partilerle işlemesi Türkiye için bir fırsattır. Farklı siyasi partilerin sistemde bulunması çoğulculuk ihtiyacı açısından önemli ve değerlidir. İktidarı lideri olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son mesajı da bu önemi ve kıymeti teyid etmektedir.

İyimser sözler, bir dilek ve temenniler meselesi değildir. Tartışmaları geride bırakıp önümüze bakmak ülke için sıradan bir temenni olmanın ötesinde zarurettir.

Nedenini anlatalım…

1-) İçinden geçtiğimiz ciddi ekonomik problemlerin halli için daha az gerilime ve daha çok fikre ihtiyaç vardır. Türkiye’nin, yabancı yatırım çekebilmek, ucuz/kolay borçlanabilmek ve içeride üretimi hareket geçirmek için güçlü bir ekonomik program yazması gerekiyor. Art arda seçimler nedeniyle bütçe üzerinde oluşan tahribatın onarımının gecikmemesi şarttır.

2-) Ekonomi için ama daha önce herkes için acilen hukuk ve adalet duygusunun yeniden kazanımına ihtiyaç vardır. Öngörülebilir ve adil bir yargı sistemi olmazsa yeni bir başlangıç yapmak anlamlı olmayacaktır.

3-) Türkiye’nin acil çözüm bekleyen dış politika dosyaları da birinci ve ikinci maddeyle; yani ekonomi ve hukuklu yakından alakalıdır. S-400’den Suriye’ye, Avrupa Birliği sürecinden dünyayla ilişkilere kadar hangi karar verilecekse verilsin bunların öncelikle içerideki tabloyu etkileyeceği unutulmamalıdır.

4-) Musahafa; yani gerilimin düşürülmesi ülkenin önündeki en büyük hedeftir. Yolu da fikir özgürlüğü, tahammül ve empatiden geçmektedir.

Şunu da ekleyelim… Yeni dönem demek siyasi magazin merakının gidermek demek değildir. Malum, herkes AK Parti yönetiminde ve kabinede revizyon merakının peşinde koşmaktadır. Ama bunlar ikincil önemde konulardır. Önemli olan Erdoğan’ın yeni dönemden ne anladığı ve ülkenin geleceği nasıl bir perspektif ortaya koyacağıdır. Yönetim kadroları veya ekip değişikliği bu yaklaşımın yanında önemli değildir. Zira, sistemin tabiatı gereği Cumhurbaşkanı’nın rolü ve önemi ileri düzeyde tayin edicidir.

Böyle olduğu için de “artık geleceğe bakalım” dedikten sonra, Cumhurbaşkanı’nın şimdi de nasıl bir gelecek tasarladığını toplumla paylaşması revizyon meselesinden daha fazla merak konusudur.

(KARAR)

Etiketler:
Share
354 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...