logo

18 Ağustos 2019

Şah, derviş, şair


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Malum, Osmanlı’nın yüzü Batı’ya dönüktü. Muhtemelen ‘Ehl-i Salib’le savaşmak Osmanlı’nın kuruluş dönemindeki ‘gaza’ fikriyatına daha uygun düşüyordu.

Fakat, Osmanlı zaman zaman kendi doğusunu ve güneyini toparlama ihtiyacı hissetti. Bu yüzden İran’la defalarca savaştı.

İyi mi oldu kötü mü oldu diye sormanın alemi yok, oldu işte.

Bugün diyebileceğim şudur:

Biliyorum, iki tarafta da heveslisi çoktur. Ama, o devirlerdeki savaşların benzerleri bugün veya gelecekte tekerrür etmese iyi olur.

Günlerdir Hatayi Divanı ile meşgulüm.

Değerli araştırmacı Prof. Dr. Muhsin Macit titiz bir çalışma yapmış. Yazma Eserler Kurumu da en güzel şekilde basmış. Ellerine sağlık.

Hatayi dediğim malum, Şah İsmail. Hani şu Yavuz Sultan Selim’le karşılaşıp Çaldıran’da mağlup olan.

İyi şairmiş Şah İsmail. İyi dervişmiş diyemiyorum, çünkü şahlıkla dervişliğin aynı kapta barınması zor. Yeri gelir sultanlık dervişliği bozar, yeri gelir dervişlik sultanlığı.

O da divanına bütün alemleri yaratan, rızıklandıran, yaşatan Rabbülalemin’i anarak başlıyor.

“Ey ki yohdan bu cihanı var iden Perverdigar

Yiri kaim gökleri devvar iden Perverdigar”

O zamanın ilmi öyleymiş. Normal. Şimdi yerin de devvar olduğunu biliyoruz.

“Küntü kenzen ayeti vasfunda olmuşdur nüzul

Varlığına kün fekan ikrar iden Perverdigar.”

“Yunus’u derya içre yudduran bir balığa

Ateşi İbrahim’e gülzar iden Perverdigar”

Şimdi ‘Küntü kenzen’ ayet değil kudsi hadistir diye itiraza meyleden olabilir. Doğrudur. Hatta Kudsi Hadis’e dair de tartışmalar var. Bunlar kelama, akaide dair münakaşalardır, biz girmeyelim, kenarda duralım.

Bu beyitleri vermemin maksadı, siyasi sebeplerle birbirine kapalı görünen iki kültürün birbirine yakınlığını söylemektir.

Hatayi’nin bütün şiirlerinde aynı kültürel yakınlığı bulabilirsiniz.

Farklılıklar da bulabilirsiniz.

“Menem kim can u dilden Haydariyem

Habib-i zül celalin çakeriyem”

“Gulam-ı hanedan-ı Ahmedem hem

Alinün Kanberinün Kanberiyem”

(Çaker: Köle)

Böyle böyle bir çok şiirinde 12 İmam’ı tadad eder Hatayi.

‘Şahlıkla dervişliğin aynı kapta durması zor’ dedim ama, Şah İsmail’in vaziyeti bundan ibaret.

Yani hem Şah, hem Şeyh. Din ile devleti birleştirmiş.

Olmuş mu?

Benim olmuş dememle olacak iş değil.

Şahlıkla dervişlik gibi, din ile devlet de birbirini bozuyor.

Okuduklarımdan ve yaşadıklarımdan anladığım o.

Öyleyse şiirden devam edelim.

“Sanma kim sen gitdün ey ay yüzlü can kaldı mana

Can seninlen gitdi cism-i na-tüvan kaldı mana”

Bir başka gazelde:

“Ey müselmanlar bugün ol yar pinhan ayrılur

Uçdu ruhum gitdi aklum gövdeden can ayrılur”

Demek ayrılık o devirde de zormuş!

“Senün tek dilber-i canana yetdüm

Zi-hicran ölmüş iken cana yetdüm

Saçun küfrine olmışdum giriftar

Yüzüni görgecin imana yetdim

İşigün itlerine hem-nişinem

Ne devletlü kulam sultana yetdüm”

Bu şiirleri Osmanlı’ya ait sayılan divan şiirinden ayırdedebilir misiniz?

Mümkün olsa bile ben ayırd etmem.

Ayrıca, Türkçesi de en az Osmanlılarınki kadar Türkçe. Baksanıza:

“Ey bad subh-dem yüri var ol nigara di

Ey boyı serv ü yüzi gül ü gülzara di

Di senden ayrı hali nedür haste aşıkun

Doğrar firak yüreğini pare pare di”

Bakın dervişlikle ilgili ne sağlam sözler söylüyor:

“Malın başın bu yola koymayanlar

Sufi dimen siz anı serseridür”

Ama sonunu kendisine bağlıyor:

“Veli kim ism ile Şah İsmaildür

Hatayidür Ali’nün çakeridür”

Yavuz Sultan Selim de şairdir. Fakat şiirlerini Farsça yazmıştır. Birkaç Türkçe şiir Yavuz’a isnad edilir ama anladığım kadarıyla Yavuz’a aidiyeti mevsuk değildir.

Bunlardan birisi muhteşem. Yavuz’a da çok yakışıyor.

“Şirler pençe-i kahrımda olurken lerzan

Beni bir gözleri ahuya zebun etdi felek”

Bazen düşünüyorum, topla, tüfekle, okla, kılıçla vuracaklarına şiirle vursaydılar… Daha mı iyi olurdu?

(Bu arada, Çaldıran’da top kullanan Yavuz Sultan Selim. Safevi ordusunda top yokmuş.)

Neyse, fazla kurcalamayalım tarihi, memlekette tarih meraklısı çok, başımıza iş alırız.

(KARAR)

Etiketler:
Share
389 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...