logo

10 Mayıs 2019

Ramazan’daİslam âlemi -1


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Ramazan Müslümanlarda ümmet bilincini güçlendirmek için önemli bir fırsattır. Çünkü bu mübarek ayda Müslümanlardan istenen vazifelerden biri de birbirlerinin dertleriyle dertlenmeleridir.

İslam âlemi bu yıl da Ramazan’a çeşitli sıkıntılarla ve zorluklarla girdi. Bu yılın Ramazan ayında en büyük sıkıntının Yemen’de yaşandığını söyleyebiliriz. Yemen’de ne yazık ki İran’ın güdümündeki Husi güçleriyle Suudi Arabistan’ın başını çektiği koalisyon güçleri arasında ateşkes anlaşmasının uygulamaya geçirilmesi ve insanî yardımların önünün açılması konusunda yeterince ilerleme sağlanamadığından ve zaman zaman çatışmaların devam etmesi sebebiyle halk yine önemli sıkıntılar yaşıyor.

Yemen’deki güç ve hakimiyet savaşı en fazla, savaşın hiçbir tarafında yer almayan ve arada ezilen Yemen halkının mağdur edilmesine neden oluyor. Yeterince insanî yardım yapılamaması sebebiyle açlık ve yoksulluk problemi büyük ölçüde devam ediyor. Yetersiz beslenme sorunu insanlarda hastalıklara karşı direncin azalmasına neden oluyor. O yüzden salgın hastalıklar ciddi şekilde etkisini gösteriyor. Bu sebeple Yemen’de açlık ve yoksulluğun yanı sıra büyük ölçüde salgın hastalıklar sorunu var ve bu sorunlar yüzünden her gün ölenler oluyor.

Bir mafya devleti niteliğindeki Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen’in Sokotra adasında kontrolü ele geçirmek için bu yılın Ramazan ayının başında tekrar atak yaptı. BAE daha önce Sokotra adasını işgal etmiş ve Yemenli askerleri ve güvenlik görevlilerini oradan çıkarmıştı. Yemen hükümetinin tepki göstermesi üzerine Suudi Arabistan’ın devreye girmesi sonucu BAE işgalci askerlerini çekti. Ama gidişat onun bu adadan elini çekmeye niyetli olmadığını gösteriyor ve Ramazan öncesinde işgal güçlerini tekrar bu adaya yerleştirdi. Sokotra, Yemen’in turistik potansiyele sahip ve aynı zamanda stratejik bir noktada yer alan ihmal edilmiş bir adası. BAE’nin bu adayı işgal etme ve kendi çıkarları için değerlendirme niyetinde olduğu anlaşılıyor.

Libya’daki fitne örgütünün lideri Halife Haftar, Ramazan öncesinde Trablus’a yönelik saldırılarının şiddetini biraz daha artırdı. Libya’nın Sisi’si olmaya niyetli olan Haftar’ın Trablus’u sıkıştırma amaçlı operasyonlarına Suudi Arabistan, BAE ve Mısır açıktan destek veriyor. Avrupa ülkelerinin bazıları ise örtülü bir şekilde destek veriyorlar. Haftar’ın kara saldırılarına karşı Trablus’ta hakimiyeti elinde bulunduran Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçleri başarılı bir savunma gerçekleştirerek ilerlemesini önlemeyi başardılar. Ancak Suudi Arabistan ve BAE’nin hava desteği, Haftar güçlerinin Trablus ve çevresinde sivil hedefleri de vuran tehlikeli saldırılar düzenlemesine imkân veriyor.

Sudan’da El-Beşir hükümetine karşı gerçekleştirilen darbe ile yönetimi ele geçiren Askeri Konsey ülkede henüz tam olarak kontrolü sağlayabilmiş değil. Sivil muhalefetin başını çeken Özgürlük ve Değişim Güçleri askerlerin yönetimi bir an önce sivil güçlere devretmesi için bastırıyor. Askeri Konsey, Özgürlük ve Değişim Güçleri’nin baskılarıyla bazı elemanlarını istifaya zorladı ama onların sunduğu anayasa taslağını ve sivil hükümete geçiş konusundaki önerilerini kabul etmedi. Askeri Konsey’in sivil muhalefet tarafından sunulan önerileri geri çevirme cesareti göstermesinde Suudi Arabistan ve BAE’nin desteğini arkasına almasının önemli rolü olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu iki ülkenin darbecilere destek vermesinin amacı onlar vasıtasıyla Sudan’ın siyasi ve diplomatik tavrını yönlendirme imkânını elde etmek. O yüzden meydanlara çıkan kitleler bundan rahatsız oluyor ve zaman zaman Suudi Arabistan ve BAE’nin yardımını istemediklerini dile getiren pankartlar asıyorlar.

İslam âleminin bu Ramazan yaşadığı bazı sıkıntılardan söz etmeye inşallah müteakip yazımızda da devam edeceğiz.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
244 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...