logo

Rahip


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Bazı davalar sadece yargının alanıyla sınırlı değildir. Bazı mahkemeler sadece davalıyla davacı arasında görülmüyor. Bazı kararlar da sadece bir kişinin kaderiyle ilgili olmuyor.

Türkiye’yi, ABD’yi ve bir parça da dünyayı meşgul eden Rahip Brunson davası bu kriterlerin hepsini birden karşılayan siyasi ve diplomatik bir mesele olmayı başardı. Böylelikle yakın dönemin en sansasyonel davası olarak kayıtlara geçti. Böyle olacağı daha ilk günden belliydi şüphesiz. Ama bu kadar olacağı tahmin ediliyor muydu? Herhalde edilemediği için Türkiye adına olabilecek en tatsız şekilde neticelendi. Rahip bir ceza aldı fakat mahkemenin akşamında ülkesine uçtuğu için istediğini elde etmiş olarak Türkiye’den ayrıldı.

Neticenin lehimize olmadığını görmek için hem dünyanın hem de ülkesindeki muhalif kesimlerin bir numaralı nefret objesi olan ABD Başkanı Trmup’ın bile Brunson’u kurtaran adama olarak sempati kazanmasına bakmak yeterlidir. Bir insan hakları vakasına dönüşen davada Trump’a karşı bile üstünlük sağlayamamak iyi birşey olmasa gerekir.

***

Şimdi araba devrildikten sonra yol göstermenin anlamı yok ama bu tür süreçlerde nasıl davranmak gerektiği konusunda tecrübe çıkarmak adına bazı şeyleri konuşmamız gerekiyor. Rahip iki ay önceki celsede; yani cezaevinden ev hapsine çıkarıldığı gün ülkesine gönderilseydi ne ABD zarfer kazanmış olacaktı, ne de Türkiye bugün yaşadığı gerilimi yaşayacaktı. Kimse de o gün Türkiye’yi veya Türk yargısına söyleyecek söz bulamayacaktı. İki ay sonra yapılacak şey, alınacak karar pekala o gün de alınabilirdi. ABD’yi tatmin etmeyen ve bu yüzden Türkiye’ye karşı tarihin en ağır saldırısına geçmelerine yol açan olayların ekonomi üzerindeki etkilerine bakarak da kolay yola kaçmıyorum. Bir ülke inandığı, arkasında durduğu ve hukuki olarak sağlam gördüğü bir davada böyle riskleri alabilir. Ekonomik, siyasi, diplomatik olarak bedeline de katlanır. Ne var ki Brunson davası için bu kural geçerli olmadı.

Brunson davası temelde Türkiye’nin FETÖ ve 15 Temmuz darbe girişimine karşı uluslararası iletişimindeki sorunun bir tezahürü oldu. 15 Temmuz’u muhataplarımızın anlamak istemediği bir yana bizim de yeterince ve etkili anlatamadığımız gerçeğini ıskalamayalım. Böylesine önemli bir darbe girişimiyle karşılaşan ülkenin dünya kamuoyunda, özellikle demokrasi ve hukuk bahsinde daha yüksek itibarı olmalıydı. Olamamasının birçok sebebi var ve Brunson davası da o sebeplerin açtığı yolda aleyhimize gelişen kanaate hizmet eden bir finalle tamamlandı. Son celsede, o güne kadar rahip aleyhine ifaede veren gizli tanıkların üçünün birden ifade değiştirmesi de hukuk sistemimizde zaten tartışmalı bir usül olan gizli tanık uygulamasına ağır darbe indirdi. Zihinlerde de cevaplanması zor sorular bıraktı.

Dava, bilhassa yargı üzerindeki tartışmalara malzeme vermeyecek şekilde daha iyi yönetilebilirdi. Bunun için çokça fırsat da bulunuyordu ama bunları elimizin tersiyle ittik. Hepsinden daha yanlış olan ise, rahip ülkesine gittikten sonra bile hala gerçeği görmezden gelmeye devam etmektir. Kendi kendimize propaganda yapmanın bir alamı yok, bu dava bizim hanemize puan yazmadı.

Türkiye’nin güçlü ve itibarlı bir ülke olmasını gerçekten arzuluyorsak öncelikle hukuk sistemini baştan ayağa yapılandırmamız gerektiği apaçık ortadadır. Güçlü bir hukuk sistemi sadece içeride güveni yükseltmekle kalmaz dünyada da atacağımız adımların teminatı olur.

(KARAR)

Etiketler:
Share
540 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...