logo

13 Kasım 2019

Pentagon-AB ve Türkiye arasında psikolojik harp mi?


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ABD Başkanı Trump’ın daveti üzerine Washington’da iki ülke arasındaki kritik bazı konuları görüşmek üzere dün ABD’ye gitti. Erdoğan, Trump ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerde bulunacak. Bilindiği gibi Erdoğan bu görüşmeye Trump ile yaptığı son telefon görüşmesinden sonra katılma kararı almıştı. Bazı analizlere göre Erdoğan’ın Trump ile görüşmesinde bazı kritik konularda Trump’ın pozitif bir yaklaşım sergilemesi nedeniyle davete katılma kararı alınmıştı. Başkan Erdoğan ABD ziyaretinden önce Macaristan’a giderken önemli açıklamalar yapmıştı.

“Amerika ve Rusya ile yapılan Ankara ve Soçi mutabakatlarına rağmen YPG/PKK’lı teröristler güvenli bölge kurulacak sınırlarımızın büyük bölümünden çekilmemişlerdi. ABD-Rusya ve Türkiye arasında imzalanan mutabakatlar gereği YPG terör örgütünün sınırlarımızdan çekilmesinin bir an önce sağlanması konusu Türkiye’nin en önemli önceliğiydi. Zira Türkiye’de sayıları 4 milyonu bulan sığınmacıların bir an önce ‘Güvenli Bölge’ kurulacak sınır bölgelerimize dönmesi Türkiye için elzemdi. YPG/PKK ve FETÖ birer terör örgütüydü. Bu nedenle mutabakata imza koyan ülkeler teröre destek ve prim veren davranışlarından bir an önce vazgeçmeli YPG ve FETÖ terör örgütü elebaşları Mazlum Kobani ve Fethullah Gülen Türkiye’ye teslim edilmeliydiler. Türkiye’ye karşı Temsilciler Meclisi’nde alınan yaptırım kararları Trump tarafından engellenmeli veya veto edilmeliydi.”

Türkiye’nin Trump ile baş başa ve heyetler arasındaki görüşmelerde öne süreceği veya ABD ile müzakere edilmesi gereken konular ana hatlarıyla bu şekildedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinde Türkiye’nin elini güçlendirecek en önemli açıklaması geçen haftalar içinde şüpheli bir operasyonla DEAŞ lideri Bağdadi’nin ABD özel kuvvetleri tarafından Türkiye sınırına 5 km mesafede öldürülmesi iddiasına karşı olmuştu. Türkiye, Bağdadi’nin en yakınındaki 13 aile ferdini son 18 aylık süre içinde çeşitli tarihlerde sağ olarak ele geçirmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tıpkı Kaşıkçı cinayetinde olduğu gibi Bağdadi’nin yakınlarının sorgulanması ile devam eden soruşturma sürecinde olayın genişlediği ve derinleştiği ve ciddi boyutlara ulaştığı açıklaması şüphesiz bize CIA ve bazı Batı istihbarat örgütlerinin kontrolündeki Bağdadi’nin kirli ilişkilerinin tüm detaylarıyla Türk istihbarat birimleri tarafından deşifre edildiğine işaret etmektedir. Bu konuda 13 Kasım’da Türkiye’nin Trump’a Bağdadi’nin kanlı ve kirli ilişkilerini açıklayan bir dosyayı vermesi kaçınılmaz görünmektedir. Türkiye’nin bu hamlesine karşı Londra merkezli Middle East Eye isimli internet sitesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ABD ziyareti öncesinde yeni bir mektup gönderildiğini öne sürdü. Erdoğan’ın bu hafta gerçekleşmesi planlanan ABD ziyareti öncesinde yazıldığı öne sürülen mektupta, Türkiye’ye S-400 savunma sistemi dolayısıyla yaptırım uygulanabileceği belirtildi. Bu kez ABD ile birlikte organize bir şekilde hareket eden Avrupa Birliği (AB) Konseyi, AB Dışişleri Bakanlarının Kıbrıs açıklarındaki sondaj faaliyetleri nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulanması konusunda anlaşmaya vardığını duyurması Pentagon –AB ve Türkiye arasında istihbarat birimlerince sürdürülen psikolojik harp faaliyetlerini ve ya savaşını gözler önüne serdi.

TRUMP ZOR DURUMDA MI?

Trump kendisini hedef alan hem siyasi hem de derin devlet kaynaklı girişimler karşısında ve azledilme tehlikesiyle karşı karşıya iken Türkiye ile ABD arasındaki süregelen ilişkiler krizini çözmek için ciddi çaba harcayacağını düşündüğümüz bir konjonktürde, Türkiye’ye S-400 konusunda Kongre’nin yaptırım uygulayabileceği açıklaması doğrusu Trump’ın zorda olduğunun bir işareti mi? Yoksa Türkiye’nin elini görüşmelerde zayıflatma amaçlı bir strateji mi? Bekleyip görelim.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
466 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...