logo

“Patlıcaaan! Bibeeer!” derken, kimlerin maskesi indi?


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

“Patates, soğan” dediler.

“Geçin” dedik..

“Daha büyük sorunlar var, bunlar operasyon” dedik..

Bizim mahalledekiler bile bilgiç bilgiç anlatmaya başladılar:

“Ne operasyonu kardeşim.. Her şey ortada.. Sen üretimi artırmazsan.. Tarımı boşverirsen.. Üreticiyi desteklemezsen.. Patates de 7 TL olur.. Kendi beceriksizliğinizi, dış güçlere mi yükleyeceğiz şimdi?” dediler.

“İyi de bey abiler.. Bu iktidar, dün işbaşına gelmedi ki. 17 yıldır iktidarda.. Üretimi desteklemedi ise.. Tarımı boşverdi ise.. 3 yılda, bilemediniz 5 yılda sonuçlarını görürdük.. İktidarın 11. yılında, Gezi ile başlattıkları operasyonda başarılı olamayanlar.. 17-25 ile başarılı olamayanlar.. 15 Temmuz ile başarılı olamayanlar.. Dolar operasyonu ile başarılı olamayanlar.. Son bir çare olarak.. Gıda ürünleri üzerinden bir operasyon çekiyor. Bunun anlaşılmayan nesi var” dedik..

Anlatamadık..

“Patates de patates” dediler..

Diğer tarım ürünlerinde operasyona daha geçemeden, 24 Haziran seçimleri oldu..

“Patates”i kafalarına yediler..

Ardından “soğan” ile harekete geçtiler..

“Soğan depoları” teftiş edilince..

Operasyonun işbirlikçileri kendilerini hemen açık ettiler..

“Depolarda ne arıyorsunuz, devlet kontrolü ile bu iş çözülmez..”

Oysa..

Ortada bir “operasyon” yok ise..

Stoklanan, piyasaya verilmeyen bir mal yok ise..

Niye itiraz ediyorlardı ki?..

Devlet depoları şöyle bir-iki dolaşır.. Haddinden fazla stoklanan bir ürün göremeyince..

Döner gelir, ondan sonra da “kara kara” düşünürdü: “Biz ne yaptık da, ülkeyi bu hale düşürdük..”

Ama herkes biliyordu ki..

“Kara kara” düşünülecek bir şey yoktu..

Üç tane şaklabanın ayak oyunu ile..

Siyasi iktidara diz çöktürme operasyonu vardı..

Onların “soğan” atağına..

Siyasi iktidar, “İthalat yapacağım” kararı ile karşılık verdi..

“Soğan ithali kararı aldık” denilir denilmez..

Aynen depolar basıldığında olduğu gibi..

İtiraza soyundular..

“Ne hallere düştük.. Soğan ihraç ederken, soğan ithal eder hale geldik!”

Oysa..

Sabah-akşam, haftanın 7 günü, 24 saat soğan ithal edecek değildik..

Et ithal ettik..

Şimdi eti tüm spekülasyonlara rağmen, bir yıl önceki fiyata alır duruma geldik..

Et ithalini de rafa kaldırdık..

Aynısı soğanda da olacak..

Birkaç TIR gelince..

Belki gelmesine bile gerek yok..

Sadece “geleceği” haberi ile dahi..

İşler rayına girecekti..

Ama operasyoncular ithal kararına da kafayı çıkarttılar..

Sobelendiler..

Biz bunların, “Saman ithal ediyoruz” diye, sevindirik oldukları günleri de biliriz..

Gün gelir gemilerle saman ihraç edersiniz..

Gün gelir, iki kamyoncuk saman ithal edersiniz..

Serbest piyasa bu..

İşine nasıl geliyorsa..

Uyanık bir devlet isen..

Bir yandan ihraç ederken..

Aynı anda, daha ucuza bulduğunu ithal edersin..

Ne “Saman ihraç ettin” diye, dünya devi olursun..

Ne de..

“İki kamyon saman ithal ettin” diye, iflas bayrağı çekmiş olursun…

Genel tabloya bakmalısın..

Genel tablo ne diyor?

“Bu ülkeden IMF kovuldu” diyor..

Sadece “IMF kovuldu” demiyor.. Tüm FETÖ’cülerin.. Tüm solcuların.. Tüm iktidar karşıtlarının, “Hah işte.. Şimdi IMF’ye gidiyorlar.. Artık IMF ile anlaşma yapılmadan, Türkiye’nin bu kötü durumdan çıkması mümkün değil.. Ya yarın ya da iki gün sonra, IMF ile görüşülecek. Yolun sonuna gelindi” demelerinin üzerinden..

8 ay geçti..

Ne IMF ile görüşen var..

Ne de kapısının önünden geçen var..

Dolar operasyonu ile bitirilmek istenilen.. Ama o operasyondan, güçlenerek çıkan Türkiye var..

Nasıl güçlendi?

Cari açığını azaltarak güçlendi..

Gereksiz yere lüks mallar ithal ediyordu..

Doların fiyatı artınca..

O malların ithali azaldı..

TL’nin değeri dolar karşısında düştüğünden.. İhracatımız arttı..

İhracatın, ithalatı karşılama oranında kayda değer bir yükseliş kaydedildi..

Cari açık, inişe geçti..

Dolar operasyonunu bile fırsata çevirmiş miyiz?

Çevirmişiz..

Bu utanmazlar, azıcık pişmanlık duydular mı?

Duymadılar..

Ya ne yaptılar? “Cari açığın azalması tehlikesi ile karşı karşıyayız” dediler..

“Bu cari açığı sürdüremeyiz” diye bas bas bağıranlar..

Cari açık azalmaya başlayınca..

Bu sefer, ona da itiraz ettiler..

Bu badirelerden geçen Türkiye..

Şimdi “soğan”a mı teslim olacaktı?

Nitekim, olmadı..

Soğan ithali kararı ile birlikte..

7 TL’lere çıkan soğan, bir çırpıda 3,5 TL’ye iniverdi..

Ardından “patlıcan ve biber”le meydana çıktılar..

Onlar tuzak üstüne tuzak kuruyorlar..

Siyasi iktidar da..

Karşı tuzakları hayata geçiriyor..

Patates, soğan derken, patlıcan biber de mi çıktı?

“Hodri meydan, tanzim satış mağazaları açıyoruz” denildi..

Halkın mutfak ihtiyaçlarındaki fiyat yükselişini eleştirenlerden ne beklersiniz?

“Üretilen bir mal yok ki, tanzim satışı açıyorsun.. Depolarda, üreticide mal yok ki, açacağınız tanzim satış mağazasında da satasınız” denilmesini..

Onlar bunu demiyorlar..

Ya ne diyorlar?

“Belediyelerin görevleri arasında tanzim satış mağazası açmak yok.. Tanzim satış mağazaları kanunsuz!”

Şimdi anladınız mı, bunların derdi, halkın mutfak ihtiyaçlarının ucuza karşılanması olmadığını.

Bunların derdi, halk değil..

Ucuzluk değil..

Bunlarda, “İstemezük” hastalığı var..

Ne yapsanız, itiraz edecekler..

Ne yapsanız, memnun olmayacaklar..

Dün itibari ile, tanzim satış mağazaları açıldı..

Kuyruğun dışında bir olumsuzluk yok..

Patlıcanda, biberde ithale gerek kalmadan..

Yerli üretim ile, fiyatlar yarıya indi..

“İstemezük”çülerin tepesine balyoz da inmiş oldu..

Tanzim satış mağazaları sürekli mi olacak?

Tabii ki hayır..

Piyasa düzelince..

Gıda teröristleri piyasadan çekilince..

Belediye de, görüntü kirliliğine de sebep olan bu hizmetini, tabii ki sonlandıracak..

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
Share
521 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...