logo

07 Kasım 2018

Osman Kavala yargı reformuna hazır


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Silivri Cezaevi’nden mektup gönderdi, üzerinde devletin resmi mührü var, ‘Mektup Okuma Komisyonu’ tarafından ‘Görülmüştür’ yazıyor.

Koskoca komisyon bir sakınca görmeyip olur verdiğine göre… İkimiz arasında kalacak bir sır olmaktan çıkmıştır, bu mektup arkadaşlığına sizi de dahil edebilirim demektir.

Malum, kendisi mektupları kadar şanslı olmadığından… Bir yılı geçtiği halde, tutuklandı tutuklanalı hakim yüzü görmüş değil, henüz yargılanmaya başlamadı bile.

Hala iddianamesinin yolunu gözlüyor, bir türlü hazırlanamayan iddianamesi…

Soruşturmanın gizliliği gerekçesiyle avukatlarının dosyaya bakmasına da izin verilmiyor.

Bu yüzden; Gezi ve 15 Temmuz darbe girişimiyle alakası nedir, hükümeti yasadışı yollarla devirip anayasal düzeni zorla değiştirme eylemlerini nasıl organize ve finanse etti, aleyhinde ne gibi somut suç delilleri var, daha kendisi de bilmiyor.

Suçlarının ne gün yüzüne okunacağını, savunmasının ne zaman isteneceğini bilmeden yatıyor.

Bir yılı devirdi ve daha ne kadar süreceğini söyleyen de yok.

‘Tutuklu yargılama’ deniyor yaşadığı şeye. Çok uzun bir süredir tutuklu olduğu kısmı doğru fakat yargılanamıyor, ‘tutuklu yargılanamama’ durumu aslında.

Adalet Bakanı Gül’ün duyurduğu yargıyı hızlandırma reformu var ya hani… İşte onu dört gözle bekleyenlere tipik bir örnek kendisi.

Bakan Gül, Yargı Reformu Stratejik Belgesi’nin Kasım sonuna yetiştirileceğini açıklamıştı.

AB standartlarını yakalamak için yapılacak reformların ana hatlarını ve takvimini belirleyen bir belge bu. Güncelleme maksadıyla yeniden düzenleniyor şimdi.

Bakanın müjdesinden anlıyoruz ki hızlı yargılama vaat ediyor yeni belge.

Osman Kavala da diyor ki: “Aslında yargımıza çekidüzen vermek için Brüksel’den öğreneceğimiz yeni bir şey yok. Uzun tutukluluk ve tutuklu yargılamaların nasıl düzeltileceği yıllardır konuşulur…”

“Umarım bu sefer dağ fare doğurmaz. Yeni belge, hatırlattığınız Ankara kriterleri iddiasının yeniden canlanmasına yol açar” diye de ekliyor.

“Nerede kaldı şu Ankara kriterleri” başlıklı yazıma gönderme yapıyor.

Hislerine tercüman olduğumu söylediği o yazıda neyi mi hatırlatmıştım?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu sözünü: “AB’den tam üyelik alamazsak dünyanın sonu değil. Kopenhag kriterlerinin adını Ankara kriterleri koyar, reformlara devam ederiz…”

Ayrıca Erdoğan’ın, ‘hak ve özgürlükleri AB istiyor diye savunmuyoruz, kendi insanımızın hayat standardını yükseltmek için savunuyoruz’ şeklindeki beyanlarını…

***

Aradan 15 yıl geçti…

İşte size Kavala ve benzerlerinin umudu. Gözü kulağı dikmiş, AB’den değil ‘Ankara kriterleri’nden haber bekliyorlar.

Hak taleplerinin, adalet arayışlarının, AB’yle tekrar yakınlaşmak için bir taviz gibi müzakere konusu yapılmasını istemiyorlar.

Kendi insanımız daha iyi standartlara layık olduğu, hukuk güvencesiyle yaşamayı hak ettiği için o taahhütlerin yerine getirilmesini istiyorlar.

Şartlar, vaat edilen güne hazır.

Kendi göbeğimizi kesmek için daha ne duruyoruz!

Brüksel’den gelecek mesajların, oradan yakılacak ışıkların hatırı, hakkın hatırından yüksek değil.

İnsanımıza hakkını vermek için illa Hans’ın, George’un ne dediğine mi bakacağız; biz bize yetmez miyiz?

(KARAR)

Etiketler:
Share
266 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...