logo

odatv’ye sonsuz teşekkürler!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Ergenekon’cular itiraz ediyorlar: “Biz ne yaptık ki? FETÖ bize kumpas kurdu.. Cezaevine girdik. Bu ülkede dindarlara kimse baskı yapmadı. İftiraya maruz kaldık..”

Balyoz’cular isyan ediyor: “Biz darbe falan hazırlamadık.. Darbe senaryosu hazırladık.. Bu da gayet normal bir çalışmadır. FETÖ bize tuzak kurdu. Biz dindar insanlara saygılıyız.”

Biz şaşırıyoruz.

Hafızamızdan şüphe ediyoruz..

Yaşadıklarımızı “rüya” sanmaya başlıyoruz..

“Nasıl olur, nasıl olabilir” diye, kafayı yiyecek ikilemlere düşüyoruz..

“Okulda namaz” başlığı ile saatlerce süren televizyon haberinde, lisede kılınan namazı sanki teröristler okulda silahlı eylem yapmışlar gibi anlatan Uğur Dündar’ı, Saadet Partisi ödül töreninde görünce..

“Usta gazeteci” diye tanıtımı yapılınca..

“Bizim hatırladıklarımız halüsinasyon olmalı.. Olmaz, olamaz.. Saadet Partisi, namaz karşıtı bir adamı, ödül vereceği isimlerin törenine davet edemez” diyoruz..

28 Şubat davasında yargılanan generaller, mahkeme huzurunda “Biz hükümeti devirme amaçlı bir eyleme imza atmadık.. Erbakan, kendisi istifa etti.. Başörtü yasağı ile bizim bir ilgimiz yok.. Biz askeri konularla ilgiliydik” dediklerinde..

Donup kalıyoruz..

“28 Şubat’ta, bize her şeyin sorumlusu olarak generalleri gösterenler, bizi işletiyorlar mıydı?” diye derin derin düşüncelere dalıyoruz..

Neyse ki..

Balyoz’cu Çetin Doğan generalin.. Ahmet Yavuz generalin.. Türker Ertürk amiralin.

Ergenekon’cu Müyesser Yıldız’ın.. Mustafa Önsel albayın.. Ali Türkşen albayın.. Yalçın Küçük filozofun..

Bunlarla dirsek teması halinde olduğu için yargılanan Soner Yalçın’ın, Barış Terkoğlu’nun.. Diğer Barış’ın..

Ve diğer darbe heveslilerinin yazarlık yaptıkları, yönetici oldukları odatv, imdadımıza yetişti..

Hatırladıklarımızın bir hayal olmadığını, bir rüya olmadığını bize gösterdi..

Ne ile?

Şunun ile..

Önce başlığı vereyim:

“Öğretmen ilkokul öğrencilerini kıbleye çevirdi ve sonra bakın ne yaptırdı”

Ne bekliyorsunuz.

Öğretmen, öğrencilere ne yaptırmış olabilir?

Ki..

Hürriyet yanlısı olduğunu iddia eden..

Temel hak ve özgürlükler konusunda kimseye pabuç bırakmayan odatv bu başlıkla bir haber yapmış olsun?

Siz hayal dünyanızda, illegal anlamda ilkokul öğrencilerine ne yaptırılmış olabilir, düşünedurun..

Ben size, odatv’den haberi aktarmaya devam edeyim.

“Gaziantep Şehitkamil – Gönüllü Hizmet Vakfı İnal Aydınoğlu İlkokulu’nda, Arif Özbek adındaki ilkokul öğretmeni çocukları kıbleye çevirerek zem zem suyu olduğunu söylediği suyu içirdi.”

Aaaa..

“Zemzem suyu” mu içirmiş?

28 Şubat sürecinde, Uğur Dündar’ın, televizyon ekranından..

“Azz sonra.. O okulda ne yaşandı” diyerek verdiği haber benzeri takdimle sunulan odatv’nin haberinin içeriğinde..

Ne varmış?

Öğrencilere zemzem suyu içirme varmış..

Hay Allah..

Biz şok olmuş vaziyette haberi okurken, sanki zararlı bir su içirilmiş gibi algıladık..

Zemzem suyundan, odatv’ciler niye rahatsız olmuşlar ki?

Ne olur ilkokul öğrencileri, zemzem suyu içelerse..

Hasta mı olurlar?

Sakat mı kalırlar?

Haşa, sarhoş mu olurlar?

Ne olur, söyler misiniz, Balyoz’cuların, Ergenekon’cuların doluştuğu odatv’ciler, söyleyin de bilelim.

Bakın o ilkokul öğrencileri..

Bu ülkede alkol masasına oturtuldu..

O çocuklar, içkili lokantalarda anne babalarına eşlik ettirildi..

Hatta..

Öğretmenleri içki içerken; öğrencilerinin de masaya oturtulduğu fotoğraflara şahit olmuştuk..

Dans ettirilen ilkokul öğrencileri..

Mayo ile sahneye çıkartılan ilkokul öğrencileri..

Erkekli kızlı, birbiri ile öpüştürülen çocukların sahne aldığı senaryoların oynandığı tiyatroları..

Daha neleri neleri gördük, bu ülkede..

O örnekleri, eleştirmek bir yana..

“İşte çağdaş Türkiye” başlığı ile..

Verenleri de gördük.

Alkışlayanları gördük..

Ama şimdi..

“Zemzem suyu”nun içirilmesine karşı çıkan solaklarla karşı karşıyayız..

Ki..

Kimseye zorla zemzem suyu içirildiği de yok..

Her ne kadar onlar, “Tüm sınıftaki ilkokul öğrencilerini ayağa kaldıran öğretmen, çocukları kıbleye doğru döndürdü” dese de..

Kimsenin çocukları, zorla ayağa kaldırdığı falan da yok..

İsteyen, “Ben zemzem suyu içmiyorum” da diyebilirdi hani..

Şunun için söylüyorum.

Ergenekon’cular.. Balyoz’cular..

Çocuklarını, torunlarını öyle bilinçlendirebilirler..

“Sakın ha, zemzem suyu ikram edilirse, içmeyin..” diyebilirler..

Bu da nihayetinde, bir özgürlüktür yani..

Ama..

Kendi özgürlüklerini kullanmak isteyen..

Zemzem suyunu içen öğrencilere de..

Suç işlemiş muamelesi yapanlar..

Öğretmenin soruşturmaya muhatap olup olmadığını, müdürüne soran şaklabanlar..

Yaptıkları ile, Türkiye’yi bir defa daha uyandırmış oldular..

Girdiğimiz rehavetten, bizleri silkelemiş oldular..

“Yok canım.. Bu ülkede dine karşı olan kimse yok.. O FETÖ’cüler yok mu FETÖ’cüler.. Her şey onların başının altından çıktı.. Yalan ve iftira ile, bu ülkenin ulusalcı subaylarını, vatanperver solcularını, dini kavramlara karşı imiş gibi gösterdiler.. Hepsinin iftira olduğu, bugün gelinen noktada anlaşıldı” diyenlere aldanıp da..

Tam boşvermeciliğe düşerken..

Bizi uyandırmış oldular..

Ellerine bir fırsat geçerse..

Bu ülkede zemzem suyu içirmeyi bile soruşturma konusu yaptıracaklarını..

Namaz kılanları idam sehpalarında sallandıracaklarını..

Oruç tutanları, cezaevinde açlığa mahkum ettirerek, “Ne güzel işte.. Oruç tutuyorsunuz” diye alaya alacaklarını..

Bize hatırlatmış oldular..

Teşekkürler, odatv’ciler..

Uyandırdınız bizi..

Sonsuz teşekkürler..

(Yeni Akit)

Etiketler:
Share
529 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...