logo

O ‘saflık’ Ayşen Gruda’dan önce gitmişti


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Sinema bizi öğretmen gibi terbiye ediyordu. Bu, herkes için geçerli değil. Bilhassa bizim kuşağımız, 50’lerin sonlarında ve 60’ların başlarında doğmuş olanlar için geçerli.

(Bizden sonraki kuşağın mürebbiyesi televizyondur. Televizyon da başlangıçta çok kötü bir mürebbiye değildi, Dallas, Flamingo Yolu gibi diziler milleti ekranlara çivileyinceye kadar.)

Ne vardı o zaman sinemanın ‘müfredat’ında?

Parayla saadet olmaz.

Hırsızlık kötüdür.

En yüksek değer aşktır.

Sevdiğimi alamayacaksam ölürüm daha iyi.

İnsan namusu için yaşar.

Böyle şeyler.

Ağaları sevmeyiz.

Patronları sevmeyiz.

Garibanları severiz.

Ama dürüst olan garibanları.

Patron yalakalarını, yavşakları, hile hurda yapanları, tuzak kuranları, sefil, kirli tipleri sevmeyiz.

Erol Taş’ı, Kazım Kartal’ı, Sütçü’yü (Galiba Süheyl Eğriboz’du adı) Hayati Hamzaoğlu’nu, Altan Günbay’ı… Bunların yanına Suzan Avcı’yı da eklemek lazım.

Tabii ki canlandırdıkları tipleri sevmeyiz. Yoksa, bu insanlar nihayet oyuncu. Herhalde canlandırdıkları kötülükler bunlara yazılmaz!

Öte yandan Kadir Savun’u severiz. Münir Özkul’u, Hulusi Kentmen’i, Süleyman Turan’ı, Mualla Sürer’i severiz.

Çünkü dürüsttürler. İyilik yaparlar. Kötülüğe mani olmaya çalışırlar.

Ne güzel bir dünya değil mi?

Evet, günlük hayatlarında Kazım Kartal’ı veya ‘Sütçü’yü taklit edenler hiç eksik olmadı. Ama genel olarak bu terbiye tutmuştu.

Yeşilçam’ın ‘değer’leri toplumda karşılık bulmuştu.

Aynı değerler, Yeşilçam yapımı komedilerde de geçerliydi.

Sinemada ilk kimlere güldük diye hafızamı yokladığımda ‘Cilalı İbo’ (Feridun Karakaya) ve Öztürk Serengil’ gözümün önünde canlanıyor.

Zeki Alasya-Metin Akpınar ikilisi de halkımızı çok güldürmüştür.

(Bana o zamanlar Türkiye ‘komedi’ye daha müsaitti gibi geliyor. Bu, sinemadaki eleştirel bakışa da yansıyordu.)

Fakat, Türk sinemasının gerçek komik yüzü Kemal Sunal’dır.

Mesela, Şener Şen de büyük komedyen. Hatta rahatlıkla söyleyebilirim ki Kemal Sunal’dan daha usta bir oyuncu. Yüzü de buna müsait.

Ama Kemal Sunal kadar müsait değil.

Kemal Sunal’ın dünyada da bir denginin olduğunu zannetmiyorum.

***

Bizim zamanımızda ‘Yavru İle Katip’ diye anılan Franco Franchi ile Ciccio Ingrassia ikilisi ortalığı kasıp kavurmuştu. Zannediyorum seslendirmeleri yapan metin çevirilerinde de muhtemelen etkili olan Altan Erbulak ve Erol Günaydın’ın Yavru İle Katip’in Türkiye’de alaka görmesinde büyük etkisi olmuştur.

Fransız Komedyen Louis de Funes de harikaydı. İlk seslendirmelerini kim yaptı bilmiyorum. Burnunu birisi tutuyormuş gibi konuşurdu. Sonraki seslendirmelerinde sesi normaldi ve tabii ki komik değildi.

Fakat Kemal Sunal’ın yüz zenginliği bütün komikliklerin fevkindeydi.

Ortaokul ve Lise çağımda çok yakın bir arkadaşım vardı. Genç yaşta rahmetli oldu. Yusuf Karakuş.

Altlı üstlü otururduk, aynı evin oğulları gibiydik.

Birlikte çok sinemaya gitmişizdir.

Bir defasında Tarık Akan’la Filiz Akın’ın başrolleri paylaştığı bir filme gittik.

Zeki Alasya da galiba Basketbol antrenörüydü o filmde.

Kemal Sunal’ı ilk kez o filmde gördük. Birkaç repliği vardı ama her saniyesi çok komikti.

Yusuf da ben de ‘bu adam çok komik’ demiştik.

Bu hafta vefat eden Ayşen Gruda da Yeşilçam’ın en komik kadın yüzüydü.

Hayır, yanlış söyledim. Yüzü aslında o kadar komik değildi.

Oyunculuğu komikti.

O yüzü komik yapmak zekayla mümkün olur.

Filmlerdeki saf ve biraz da salak kızı veya kadını canlandırabilmek için ortalamanın çok üstünde bir zekaya ihtiyaç vardır.

Saflığı ve salaklığı analiz edecek, buna ilaveten seyircinin bakışına da hakim olacak bir zekaya.

İşini başarıyla, hayatının son demlerine kadar yaptı ve gitti Ayşen Gruda.

Ömürdür, tüketirsin, gidersin.

Fakat eğer isterseniz, bu hüzünlü gidişleri başka bir şeyle eşleştirebilirsiniz.

Yeşilçam’ın ‘müfredat’ındaki saflık ve ‘ahlakilik’ zaten kalmadı. Herkes çakal oldu.

Bu son ‘gidiş’lerle birlikte Münir Özkul’un, Kemal Sunal’ın, Ayşen Gruda’nın ve başkalarının sinemada temsil ettikleri saflık sadece sinemadan değil, hayattan da çekildi sanki.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
584 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...