logo

24 Mayıs 2019

O (c.c.) bizimle beraberken…


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

Allah inancı Müslüman olmanın olmazsa olmazıdır. “İnandım” anlamına gelen “Âmentü” Müslümanın inanç kodlarını ifade eder. Onun başında da “Allah’a iman” gelir. Bir Müslüman, kainatı yaratan bir Varlığın bulunduğuna ve O’nun “Tek, eşi ve ortağı bulunmayan bir varlık” olduğuna (Buna tevhid inancı denir) inanacak. Böyle bir inanca sahip olan kişiye “İnanan” anlamına “mü’min” denir.

Allah inancına sahip olmanın insan hayatı açısından pek çok yansıması var, ya da olmalı. Mesela dün yazdığımız gibi insan olarak sahip olduğumuz her şeyi O’nun lütfuna borçlu olduğumuz bilgisi, sahip olduğumuz her şeyi, O’nun bizden beklediği çerçevede tasarruf etme hassasiyetini kazandırır bize. Diyelim elimizi kullanacağız, bir yetimin başını okşamak var onunla, ya da birisine karşı güç kullanmak var, hangisi Rabbin nezdinde kabule şayandır, sorusu mü’minin kendi içinde diri olan sorudur.

Buna benzer bir hassasiyet, mü’mine tüm hayatı için duyarlılık kazandırır.

Kur’an’da şöyle bir ayet var:

“Nerede olursanız olun, O, sizinle beraberdir. Ne yaparsanız Allah hakkıyle görücüdür.” (Hadid, 4)

O yani Allah Teala bizimle beraber. Nerede olursak olalım. Ne yaparsak gerçekten görmektedir.

Bu ayet bize, insanın uzağında, bilinmez bir yerlerde bir Yaratıcı kudret tanımı vermiyor Allah teala hakkında. Aksine nerede olursak olalım bizimle birlikte olan, yaptıklarımızı gören, söylediklerimizi duyan, yapıp edileni kaydettiren…. Dua edildiğinde ona karşılık veren, hatta “Dua edin karşılık vereyim” diyen bir Yüce Kudret…

İstenen ne?

Kur’an’da böyle bir ayetin bulunmasının anlamı ne?

İstenen insanın bunu idrak etmesi. Bunu kimi İslam büyükleri şöyle bir soru haline getirmişler:

“Allah bizimle beraber ama biz kiminle beraberiz?”

Yani farkında mıyız Allah’ın her an bizimle beraber olduğunun? Bu beraberliğin ne anlama geldiğinin? Görüldüğümüzün, davranışlarımızın not edildiğinin, bir çağrıda bulunduğumuzda O’na ulaştığının… O’nun karşılık vereceğinin farkında mıyız?

Bu farkındalık içinde bulunduğumuz söylemek kolay değil.

Biz insanız ve unutan bir varlığız. Bazen günde beş vakit Huzuruna gelir, yine de O’nun bizimle her an birlikte olduğunu unuturuz. Bazen gaflete düşer, namazda bile unuturuz.

Unutmamak için bir kalbi duyarlılık gerekir. Bunun için de bir kalb terbiyesi…

Onunu için de bir başka ayet üzerinde tefekkür etmek gerekiyor: “Dikkat edin, aman ha uyanık olun, kalbler ancak Allah’ı anarak, unutmayarak, her an O’nunla birliktelik idrakini kuşanarak doyuma ulaşır, mutmain olur, huzura erer.” (Ra’d suresi, 28) İnşaallah bir yazımızda da bu konu üzerinde dururuz.

(KARAR)

Etiketler:
Share
357 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...