logo

29 Mart 2019

Nihayet absürt bir kampanyanın sonuna geldik


Mehmet Ocaktan
m.ocaktan@gmail.com

Pazar günü sandık başına gidiyoruz, uzun bir süredir insanların sinirlerini geren, toplumdaki kutuplaşmayı derinleştiren ve bugüne kadar hiç yaşamadığımız bir seçim kampanyasının nihayet soruna geldik. Pazar günü oyumuzu kullanacağız ve belki de bugünleri hiç hatırlamak istemeyeceğiz.

Kim ne derse desin, açıkçası ben kendi namı hesabıma böylesine absürt bir seçim kampanyasını bir daha asla yaşamak istemiyorum. Demokrasi kalitesi yüksek ülkelerde bir şenlik havası içinde geçen seçimler, ne yazık ki bizim ülkemizde adeta bir savaş atmosferinde geçiyor.

Oysa savaşa filan gitmiyoruz, şehirlerimizi yönetecek belediye başkanlarını seçeceğiz ve beş yıl boyunca onlardan daha insani ve medeni şartlarda yaşamamızı temin edecek bir şehir hayatı oluşturmalarını bekleyeceğiz, eğer bunu başaramazlarsa beş yıl sonra başkalarını seçeceğiz, mesele bu kadar basit…

Ama gelin görün ki yaklaşık son iki aydır bazı siyasi liderlerimiz meydanlarda, televizyonlarda adeta Sakarya meydan muharebesi hazırlıkları yapıyorlar. Özellikle iktidar bloğunda yer alan partilerimiz öyle bir seçim kampanyası yürütüyorlar ki, ruhsal ve zihinsel dünyamız altüst olmuş durumda.

Yüreğimize adeta korkular salarak Türkiye’nin çok ciddi bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğunu dillendiriyorlar. Bu konuda endişeliyiz, eğer gerçekten memleketimiz bir beka sorunu yaşıyorsa, bu konuda milletçe bir şeyler yapmalıyız. Mümkünse seçimden önce bütün siyasi partilerimiz dahil, bir araya gelip memleketi bu tehlikeden kurtarmak için ortak bir adım atmalı toplumu rahatlatmalıdırlar.

Endişeliyiz, acaba ülkemizin güvenliğini emanet ettiğimiz ordumuz yeterli değil mi, sınırlarımız büyük bir tehdit altında mı diye korkuya kapılıyoruz.

Beka meselesini ağırlıklı olarak iktidar partisi dillendirdiği için daha da fazla endişeleniyoruz. Acaba diyoruz, 17 yıldır ülkeyi yöneten iktidar partisi bugüne kadar farkında değildi de bunca yıldır hep tehlike altında mıydık? Ancak daha soğukkanlı bir yaklaşımla değerlendirdiğimizde, hiçbir iktidarın 17 yıldır böyle bir tehlikeyi görmemesinin mümkün olmadığı kanaatine ulaşıyoruz. Ve hakkaniyetli bir değerlendirme ile diyoruz ki, AK Parti iktidarı memleketin bekasını asla tehlikeye atmaz ve de atmamıştır. Çünkü biliyoruz ki, gerek PKK, gerekse FETÖ terör örgütü ile ilgili en ciddi mücadele bu iktidar döneminde yapılmıştır.

Peki neden bir iktidar tam da seçime giderken, “Memleket beka tehdidi altında” diye bir seçim kampanyası yürütür? Çünkü bu cümlenin anlamı, ‘beka tehdidinin sorumlusu biziz’ demektir. Herhalde dünyada hiçbir iktidar bile bile, kendini böyle bir sorumluluğun muhatabı olarak ilan etmez. Bana göre, seçim kampanyalarının böyle bir ‘beka’ parantezine hapsedilmesi anlaşılmaz bir durumdur ve kelimenin tam anlamıyla absürt bir kampanyadır.

Neden AK Parti’nin belediye seçimlerini bir genel seçim havasına dönüştürdüğünü, kendisine hiçbir yararı olmadığı halde beka meselesine kilitlediğini doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum. Eğer bugüne kadar gerçekleştirdiği icraatlarına güveniyorsa, (ki güvenmesi gerekir) çıkar meydanlara yeni projelerini anlatır ve hiçbir sorun da yaşamazdı. Ama tam tersini yaptı ve ötekileştirici bir dil kullanarak, bugüne kadar kendisine destek veren kitlelerle gönül bağını zaafa uğrattı.

İnanıyorum ki, 31 Mart gecesi sonuçlar ortaya çıktığında herkes seçimlerin neden bir beka meselesi haline dönüştürüldüğünü ciddi bir şekilde sorgulayacaktır.

(KARAR)

Etiketler:
Share
461 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...