logo

27 Eylül 2018

Neyimiz eksik?


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Büyük meseleymiş, ben o kadar bilmiyordum.

Geçen Pazar, ‘Nurettin Topçu’ya dair bir itiraf’ yazdım.

Özetle, Nurettin Topçu’nun ve ‘isyan ahlakı’nın hakkını veremediğimizi anlattım.

Bu, benim itirafımdı. ‘İsyan ahlakı’nın fikir dünyamızda yeterince yankı bulamamasını bir eksiklik olarak gören başka kimseler varsa, onları da dahil edebilirim bu itirafa.

İştirak eden eder, etmeyen etmez.

Başkalarının benim fikrimi doğru bulmamaları normaldir. Böyle bir şeyden hiç rahatsız olmam.

Fikirlerin çeşit çeşit olmasını şu fani dünyanın nimetlerinden sayarım.

Çok sıkılırdım, herkesin fikirleri benimkinin aynı olsaydı.

Tabiatı benimkinin tam zıddı olanlar da var mutlaka.

Bir kişi bile değişik düşünse canı sıkılanlar, onu ikna etmek için kıvrananlar…

Veya ikna etme külfetine bile katlanmadan, ellerinde batıl, sapık, cahil gibi yaftalarla olay yerine koşanlar.

İnsanlar acayiptir, akılları çeşit çeşittir. Dünyada, az veya çok, taraftar bulmayacak bir fikir yoktur.

Nurettin Topçu’ya kapımızı yeteri kadar açık tutamamamızın sebeplerini anlatırken, Üstad Necip Fazıl’ın bazı cümlelerine göndermede bulunmuştum. Cümleleri iktibas etmeksizin.

Zannediyorum, bazı arkadaşlar, Üstat’la Topçu’yu kıyasladığımı düşündüler.

Asla yapmam böyle bir kıyaslamayı.

***

Necip Fazıl bizi, tabir caizse ‘agora’ya çıkaran adamdır.

‘Savaşan adam’dır.

‘Savunan adam’dır.

‘Dava’ kelimesini, ‘hakk’ı, ‘adalet’i bize ilk öğreten fikir adamıdır.

Başkaları da vardır mutlaka.

Fakat biz onda gördük.

Bizim ilk göz ağrımız Necip Fazıl’dır.

Hevesliler olduğunu biliyorum.

Üstad’ın arkasından, ‘ben üstat olmaya ondan daha layıkım’ der gibi, Üstad’ı tenkit kitabı yazanlar falan.

Onun fikir dünyamızdaki tahtına hiç kimse oturamaz.

Necip Fazıl’ı böyle görmek, Topçu’nun kıymetini anlamaya, ‘İsyan Ahlakı’nın fikir dünyamızdaki eksikliğini teslim etmeye mani değildir.

“Bende ‘mahalle asabiyeti’ pek kalmadı. ‘Bizim yanlışımız’a ‘yanlış’ demeyi yüksünmüyorum” şeklinde bir cümle sarf etmiştim Pazar günkü yazımda.

‘Mahalle asabiyeti’ eğer kendi yanlışıma ‘yanlış’ veya başkasının doğrusuna ‘doğru’ dememe mani oluyorsa… Hatta beni başkasının doğrusuna ‘yanlış’ demeye zorluyorsa, tabii ki sıhhat alameti değildir.

Evet, aynı mahalledeyim.

Kötü günde de, iyi günde de buradayım.

Bu hal, ‘haksız olduğu zaman bile kendi kabileni savun’ cümlesiyle özetlenebilecek cahiliye asabiyetini hatırlatır bir asabiyete dönüşürse, ipin ucunu kaçırırız.

***

Bu arada, bazı dostlardan, bazı ‘Ağabey’lerden öğütler de aldım.

Onlara müteşekkirim.

Bana, durumun yazıda resmettiğim kadar vahim olmadığını söylediler.

Bende eksik olan bazı bilgiler verdiler.

Kabul ediyorum. İşaret etmeye çalıştığım eksikliğin, daha az veya daha çok hissedildiği muhitler muhakkak olmuştur.

Benim burada aktarmaya çalıştığım, nihayet kendi gördüklerim, kendi tanıklığımdır.

Topçu’yla ilgili küçük bir hatıra aktarayım. Belki bahsettiğim eksiklik daha iyi görünür.

Topçu, İstanbul İmam-Hatip’te felsefe dersi veriyor. Okulun müdürü Mahir İz.

Nurettin Bey, muhasebede biriken ders ücretlerini almıyor. Mahir Bey, gidip muhasebeden ücretini almasını söylüyor.

“Ben buraya ücret için gelmiyorum, ibadet için geliyorum” diyor Topçu.

“Hocam tahakkuk ettirilmiş, kadının zimmetinde duruyor. Sen imzala biz fakirlere veririz.”

“O parayı zimmetime geçirdikten sonra ister harcamışım, ister fakire vermişim, bir şey değişmez.”

Topçu, İstanbul İmam-Hatip’te dört sene ücretsiz ders veriyor.

Böyle bir hassasiyet, eğer bugün yürürlükte ise, yaşıyorsa, dediklerimin bir kısmından sarf-ı nazar edebilirim.

(KARAR)

Etiketler:
Share
336 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...