logo

Neyi bertaraf ettiğimizi dünyaya göstermek…


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Türkiye, yakın tarihinin en önemli operasyonuna başlarken çapı bu kadar büyük bir girişimin kaçınılmaz zorluklarını da yaşamaya başladı. Müttefiklerimiz dahil dünyanın sempatiyle bakmadığı bir operasyonun politik, diplomatik yükünün ağır olması şaşırtıcı değildir. Suriye gibi problemli bir dosyada, sahadaki aktörler sona gelindiğini düşünürken Türkiye’nin oyunu yeniden kurması böyle bir mesaiyi elbette başlatacaktır. Şimdiden sonra daha ağır ve gergin bir diplomasiye de hazır olmalıyız.

Birçok bilinen nedenin yanında harekat için tek müttefikimiz olan ABD Başkanı Trump’ın gelgitleri, saçmalama boyutunda mesajları ve fazlasıyla sürprize açık olması gerilimin ana kaynağıdır. Türkiye’nin kararlılığının esnememesi ve böylesine önemli bir harekatın kaderini Trump’ın iki dudağı arasına bırakmaması isabet olacaktır. Çünkü muhatabımız bu imtiyazını kullanmaya fazla istekli ve yaratacağı sonuçları düşünmekten de aciz görünüyor.

Harekat için izin verdikten hemen sonra, kendi tayin ettiğini söylediği sınırları aşması halinde Türkiye’yi ekonomisini mahvetmekle tehdit etmesi bunun ilk göstergesiydi. Bu saygısız açıklamanın ardından, dün YPG’ye karşı hava harekatının başladığı saatlerde adını koyarak bu kez de IŞİD’li mahkumların alınmasını şart koşması başka bir saygısızlıktı. Türkiye için açık bir milli güvenlik meselesinde desteği böyle bir şarta bağlamak iki ülke arasındaki ilişki kalitesini düşüren bir istektir. Üstelik zaten IŞİD’le mücadelede inisiyatif almış bir ülkeden istemek… Ve üstelik Avrupa ülkeleri vatandaşı olan IŞİD’lileri almaktan kaçınırken… Yine de ekonomi tehdidi mi IŞİD şartı mı daha saygısızca artık önemi yok, çünkü karşımızda böyle ölçüsüz sözlerle sorumlu tutulamayacak bir politikacı bulunuyor.

***

Hassas bir süreç olduğunu akıldan çıkarmayalım. Sadece askeri boyutuyla değil, dışarıda diplomatik, içeride de ekonomik unsurları aynı anda etkileyecek çok yönlü bir harekata girişmiş bulunuyoruz. Sabır ve soğukkanlılık böyle zamanlarda ihtiyaç değil mecburiyettir. Aylardır konuşulduğu ve planlandığı için Türkiye’nin kendisini muhtemel risklere karşı hazırlayan senaryoları olduğunu varsayıyoruz. Bu hazırlık ilerleyen günlerde avantaj olacaktır.

Esasen şimdiden sonra en önemli husus, Türkiye’nin sınırında büyüyen tehdide karşı kesin bir üstünlük sağlamasıdır. ABD, Rusya, İran ve Avrupa’nın “ne haliniz varsa görün” kabilinden bir tutumla izlediği harekatın en uygun sürede başarılması yaşanan tartışmaları geride bırakacak ve kazanan haklı olacaktır. Kazanmak da sadece sahada üstünlük sağlamak değil, neyi bertaref ettiğimizi dünyaya göstererek tehlikenin çapını sergilemektir. Bu aynı zamanda dünyanın harekatın başlangıcında esirgediği meşruiyeti süreç içinde kazandıracaktır.

Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu gerçek denklem de bundan ibarettir. Sayısız analiz ve yorumla arkası kesilmeyen şartlar ve yaptırım tehditlerinin üstesinden gelmenin tek yolu, harekatın tezlerimizin içerdiği tehditleri göstermesi ve ortadan kaldırmasıdır.

(KARAR)

Etiketler:
Share
275 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...