logo

Neden Türkiye?


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

TRUMP Başkan seçildikten sonra ilk ziyaretini Suudi Arabistan’a yapmıştı.

Kılıç dansı sonrasında TRUMP ile birlikte kristal bir küre etrafında toplanan Körfez ülkeleri Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır’ın darbeci lideri SİSİ mavi küreye el basarken görüntülenmişlerdi. Aslında Küre ittifakının Siyonist faaliyetleri ve planları bu ziyaret öncesinde TRUMP’un danışmanı ve damadı Siyonist Jared Kushner Suud ve BAE veliaht prensleri M.bin Salman ve M. bin Zayid tarafından devreye sokulmuştu. Prens Salman’ı ABD’deki Yahudi Lobisi ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun desteklediği artık bir sır değil. Prens Salman’ın Kushner ile “yakınlığı” biliniyor. Kushner’in, Prens Salman’ın bir yandan Trump Yönetimi, diğer yandan ABD Yahudi Lobisi ve İsrail Başbakanı Netanyahu ile ilişkilerini “kolaylaştırıcı” bir rol oynadığı görülüyor.

Amerikan büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyarak Ortadoğu’yu büyük bir KAOS’a sürükleyen ABD Başkanı Donald Trump, Ortadoğu’da dengeleri bir kez daha işgalci Siyonist İsrail lehine değiştirecek ‘’Filistin- İsrail Barış Planı” hazırlığı içerisinde olduğu Associated Press haber ajansı tarafından açıklanmıştı. 5 ayrı Amerikalı diplomattan bilgi aldığını yazan AP, Trump’ın damadı Kushner ve Ortadoğu barışından sorumlu danışmanı Jason Greenbaltt tarafından hazırlanan metnin tamamlandığı biliniyor.

Ortadoğu’nun yeniden büyük bir KAOS ve şiddet ortamına girmesi anlamına gelen planın duyurulmasının ardından Trump ile beraber cam küre etrafında toplanan üç Körfez ülkesi devlet yetkililerinin ve Mısır’ın darbeci lideri Sisi’nin, harekete geçeceğini belirten Amerikalı diplomatların, bu süreçte Filistin ve Siyonist rejim ile pazarlıklara başlanabileceğini söyledikleri belirtildi. Planı manşetine taşıyan İsrailli Jerusalem Post gazetesi, söz konusu Arap liderler arasında Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Salman ile Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed’in bulunduğunu yazdı. FKÖ lideri Mahmut Abbas’ın planı boykot etme ihtimalinin de değerlendirildiği haberde, böyle bir durumda ABD’nin, Abbas’ın yerine geçebilecek farklı adaylar üzerinde çalıştığını ve şimdiye kadar Muhammed Dahlan dâhil 5 aday üzerinde yoğunlaştığını yazdı.

Bu satırları okuduktan sonra Kaşıkçı’nın Washington Suudi Arabistan Elçiliği’nde infaz edilmeme sebebi açıkça anlaşılıyor sanırım. Kaşıkçı’nın infazı için Türkiye’deki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nun özellikle seçildiğini düşünüyorum. Bu kanlı infazda TRUMP’un ve CIA’nin örtülü desteğiyle İsrail Gizli servisi MOSSAD ve Suudi Arabistan gizli servisi GIP’ın işbirliği içinde görülüyor. Zira TRUMP ve Siyonist Lobi Suudi, Arabistan veliaht prensi M.b Salman’a Filistin sorununu İsrail Başbakanı Netanyahu’nun talepleri doğrultusunda hazırlanan Filistin-İsrail Barış planını ‘’Filistinlilere kabul ettirilmesi ve Filistin direncinin kırılması”nda Suudi Arabistan’ın diğer Arap ülkelerine öncü rol oynaması isteniyor. Zira TRUMP’un Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ederek, büyükelçilik binasını Kudüs’e taşıma kararı Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın girişimleriyle BM Genel Kurulu’na taşınmıştı. Genel Kurul’da Birleşmiş Milletler’e üye 193 ülkeden 172 ülke oylamaya katılmıştı. ABD Başkanı TRUMP’un Kudüs kararının hükümsüz olduğunu savunan karar tasarısı 9’a karşı 128 oyla kabul edilmişti.

15 Aralık 2017 tarihinde Cemal Kaşıkçı Yeni Şafak gazetesine verdiği röportajda ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma kararını felaket olarak nitelendirmişti. Trump, Riyad’ı, Ankara’yı, Kahire’yi ve diğer Müslüman ülkeleri hiçe sayarak bu kararı aldı. Ancak şer görünen bu olay, Müslümanların Kudüs için harekete geçmesiyle hayırlara vesile oldu açıklamasını yapmıştı. Bu görüşünü uluslar arası birçok televizyon ve radyoda açıklayan Cemal Kaşıkçı röportajın devamında M.bin Salman rejimini de şu sözlerle eleştirmişti: ’’Bu süreç sadece bir geçiş aşamasıdır. Şu an Suudi Arabistan’da eşi görülmemiş bir baskı var. Eleştiriye kapılar tamamen kapatıldı. Selefilikten aşırı milliyetçiliğe geçmek yanlış olur. Umarım bu süreç sadece bir geçiş aşamasıdır. Suudi Arabistan’da eşi görülmemiş bir baskı var. Eleştiriye kapılar tamamen kapatıldı. Selefilikten aşırı milliyetçiliğe geçmek yanlış olur.’’

TRUMP Kudüs kararının BM Genel Kurulu’nda reddedilmesine rağmen İsrail’de Siyonist bazı dergi ve gazetelere yaptığı açıklamalarda BM kararını tanımadığı anlamına gelecek açıklamalarla Kudüs kararının arkasında durduğunu belirtiyor. En az Kudüs kararı kadar Ortadoğu’da KAOS yaratacak TRUMP’un yeni ‘Filistin Devleti (Filistin –İsrail Barış planı) planı’ öncesinde yeni bir Kudüs hezimeti ile karşılaşmamak için Arap dünyasını Siyonist planlara karşı uyaran ve bu şekilde M.bin Salman’a verilen görevi ‘’Yeni Filistin Devleti‘’ proje veya planını Arap dünyasında menfi yönde deşifre edebileceği kaygısıyla Cemal Kaşıkçı’nın infaz edildiği anlaşılıyor. TRUMP’un “Kudüs’ü İsrail’in başkenti kabul ederek büyükelçilik binasını Kudüs’e taşıma kararına’’ karşı Türkiye BM’de bu karara karşı diğer ülkelere öncülük ederek BM Genel Kurulu’nda yapılan oylamada bu tasarının hükümsüz kılınmasını sağlamıştı. Türkiye’ye de aynı nedenle bu şer eksen tarafından gözdağı verilmek isteniyor.

Ancak Türkiye şu anda ilk defa Kaşıkçı’nın infaz edilmesi olayında uluslar arası medyaya yön verecek girişimlerde bulunuyor. Siyasi irade, kararlılık, iletişim, istihbarat, diplomasi ile bir bütün olarak bu olayda oyun kurucu pozisyonu yakalamış görünüyor. Türkiye’ye gözdağı vermeye kalkanlar açıkça duvara tosladılar. İnfazın ses kayıtları ve sanık devletler ve istihbarat birimleri deşifre edildikçe ülke olarak epey rahatlayacağız anlaşılan!

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
908 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...