logo

Ne Amerika ne Avrupa gerçekçi Türkiye!


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

“Çeşitli Avrupa ülkelerinden olumlu sesler önümüzdeki aydınlık günlerin bir müjdecisidir. Avrupa ile siyasi, ekonomik ve insani alanlarda mesafe kat ettiğimiz sürece gireceğiz.”

Bu sözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü Meclis açılış konuşmasından… Şu sözler de…

“İnşallah en kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp Amerika ile yeniden siyasi ve ekonomik alanlarda stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi ümit ediyoruz.”

Büyük sorunlar yaşadığımız iki coğrafyaya yönelik iyi ilişkiler umudu ve temennisi içiren cümleler bunlar. Ve hiç şüphesiz isabetli cümleler…

***

Esasen Başkanlık sistemine resmen geçtiğimiz 25 Haziran sabahındaki beklenti de buydu. O gün ABD ile ilişkiler şimdi olduğu kadar karamsar bir tablo arzetmiyordu ama Avrupa yakası tam bir felaketti… Çok kısa sürede her şey tersine döndü. ABD ile rahip kriziyle başlayan derin bir krize yol alırken bunu fırsat bilen Merkel’in hassas girişimiyle Avrupa ilişkileri hızla yoluna girmeye başladı. Son Almanya ziyareti de bu yönde atılan adımların ciddiyetini ve önemini ortaya koydu.

Her ne kadar sistem üzerindeki ağırlığı eskisi kadar olmasa da Meclis önemlidir ve yasama yılı açılışları da bir anlamda yeni dönemin felsefesinin ilanı bakımından değer arzeder. Cumhurbaşkanı konuşmasında özetle, geçmişten kalan dış ilişkiler yükünün azaltılması ve kriz mirasının reddi anlamına gelecek bir yaklaşım ilan etti.

Türkiye’nin Avrupa/ABD’ye ihtiyacı var, bu blokun da Türkiye’ye. Komplo teorileri böylelikle yerle bir oluyor. ABD Türkiye’ye çullanmışken bir tekme de Avrupa atmıyor mesela… Ya da “dünyanın hakimi ABD!”, hedefine Türkiye’yi koymuşken Avrupa’nın bizimle el sıkışmasına ses çıkaramıyor. Karanlık güçler, yakası kalkmış pardesüleri giyip gizli toplantılara koşarak yeni planlar yazmıyor. Hasılı, kimse Türkiye’yi batırmaya, bölmeye, parçalamaya da çalışmıyor; bu vehimden kurtulalım artık. Böyle olmadığını yakın zamana kadar en ateşli yerli-milli sloganları atanların Almanya ile ilişkilerin rayına oturma ihtimalinden bile duydukları sevinçten de anlıyoruz.

Öte yandan mesele Türkiye’nin takım veya parti tutar gibi şucu/bucu olması: yani, Avrupacı, Amerikancı olması da değildir. Yani bugün Almanya yüzümüze güldü diye bir uçtan bir uca geçip fanatik Avrupacı sloganların da lüzumu yoktur. Türkiye de her ülke gibi çıkarlarının, menfaatlerinin, refahının ve güvenliğinin peşindedir. Tuttuğumuz tek takım bu olmalıdır. Kimsenin bizi bölmek parçalamak gibi niyeti olmaması aynı zamanda kara kaşımızın kara gözümüzün geçer akçe olduğunu göstermez. Coğrafyamızın, üretimimizin, tüketimimizin, nüfusumuzun, gelecek potansiyelimizin vesairenin toplam bir kıymeti var ve bunu optimum şekilde kullanmaya, değere çevirmeye de siyaset denir. Bu siyaseti akıllıca, soğukkanlı ama muhakkak gerçekçi şekilde sevk ve irade edersek daha çok üretiriz, daha çok satarız, daha ucuz para buluruz ve daha fazla güvenlik elde ederiz. Sabah kalkıp Dolar kaç lira oldu, akşam yatıp enflasyon nereye vardı diye dertlenmeyiz.

***

Türkiye’nin bu dengeyi çok iyi kurduğu ve kazandığı zamanlar da oldu, dengeleri alt üst edip kaybettiği zamanlar da… Yani, neyi nasıl yapmamız gerektiği konusunda yeni keşiflere ihtiyaç yoktur. Hangisi daha iyiydi diye hala merakta olan varsa biraz yakın dönem politikası biraz da istatistik okusun, cevabı bulacaktır.

(KARAR)

Etiketler:
Share
441 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...