logo

Müteahhit deyip geçmemek lazım


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Mısır, iki Muhammed Ali’yi iyi bilir.

Bunlardan birisi, bizim de çok iyi tanıdığımız, dünya şampiyonu Müslüman siyahi boksör Muhammed Ali.

İkincisi, bizim Muhammed yerine Mehmet diye söylediğimiz, modern Mısır’ın karakterinde büyük etkisi olmuş Kavalalı Muhammed Ali Paşa.

Şimdi üçüncüsü çıktı. Videolarıyla Mısır’ı karıştıran, Sisi’yi tedirgin eden devlet müteahhidi ve artist Muhammed Ali.

Bu ilginç bir vaka. Nedense kimse bu vakanın ilginç tarafını konuşmuyor.

Senelerce büyük ihaleler almış, büyük projeler yapmış.

Devletten nemalanmış, nemalanmış, sonra yan çizmiş. Mısır rejimine karşı bayrak açmış.

Devletle çıkara dayalı bir ilişkiye girmiş, cebini devletten doldurmuş, devletin güvendiği adam.

Güveniyorsun, ama bir gün seni satıyor.

Barcelona’da yolsuzlukları, kirli ilişkileri anlatan videolar doldurup sosyal medyada paylaşıyor.

Başkası yapsa fazla sorun olmaz.

Devletin içindeki tiplerin menfaat ilişkilerinden haberdar olan bir müteahhit olunca tesir ediyor.

Demek ki müteahhit deyip geçmemek lazım.

Başka ülkelerde de çıkabilir mi önce menfaatlenip sonra mızıkçılık yapan müteahhitler?

Bilemem.

***

Mısır’da en kuvvetli yapı, Mısır Ordusu.

‘Bir zamanlar bizde olduğu gibi’ demeyeceğim. Çok daha fazlası.

Şöyle anlatayım. Mısır menşeli bir laf:

“Her ülkenin ordusu vardır. Mısır’da ise ordunun Mısır’ı vardır.”

Mısır ordusu birkaç büyük holdingin sahibi. Birkaç holdingin altında yüzlerce şirket faaliyet gösteriyor.

Bu holdingler Mısır ekonomisini elinde tutuyor.

Fabrikaları, marketleri, otelleri, çiftlikleri bir sürü ticari kuruluşları var. Buzdolabından televizyona, pastadan otomobile, her şey üretiyorlar. Marketlerde rütbeli subaylar kasiyerlik yapıyor, o kadar yani!

Pazar yerlerinde tezgah kurup hıyar satan, domates satan askerler de görebilirsiniz. Aile bütçesine ek gelir sağlamak için değil, silahlı kuvvetler adına satıyor domatesi.

Bir çok beş yıldızlı oteli askeriye işletiyor.

Yani bizdekiyle kıyaslanamaz.

Nasır’dan beri bütün darbeler ve karşı darbeler bu ordunun gözetiminde gerçekleşmiş.

Sisi darbesi dahil.

Fakat Sisi yıpranmış görünüyor.

Sadece anti-demokratik uygulamaları, işkenceleri, muhalefete yaptığı şiddetli baskılar sebebiyle değil.

Öyle uygulamalar her zaman vardı. Mısırlılar hoşlanmasa da sineye çekiyordu.

Sisi darbesinden sonra Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri Sisi’ye çok yardım yaptı, bunları dünya kamuoyu biliyor.

Tabii Suudi Arabistan ve BAE bu yardımın karşılığını istiyor.

Mesela Yemen’e asker göndermek olarak istiyor.

Sisi isteksiz. Sadece denizden destek verebileceğini söylüyor. Yemen’e asker çıkarmıyor.

Hatta bu sebeple bir miktar Mısırlı işçi Suudi Arabistan’dan geri gönderilmiş.

Ayrıca, Kızıldeniz’de, Şarm el-Şeyh yakınlarında Mısır’a ait, Veliahd Salman’ın turistik projeleri için çok uygun Tiran ve Sanafir adaları var. Sisi bu adaları Suudi Arabistan’a verdi.

Kiralık falan değil. Öylece teslim etti adaları.

Tabii ki Mısır’da bu çok eleştirildi.

Sisi’yi vatana ihanetle suçlayanlar oldu.

Mısır ordusu kendisini bu gibi suçlamaların dışında tutmak isteyebilir.

Bu yüzden Mısır ordusunda bir kesimin Sisi’ye mesafeli durduğu düşünülebilir.

Muhammed Ali bir askeriye müteahhidi.

Ve Mısır’da, ordunun bir kesiminin Ali’yi koruduğu, hatta teşvik ettiği konuşuluyor.

Sisi, Muhammed Ali’yi İspanya’dan almaya uğraşmış. Fakat İspanya “Yeni bir Kaşıkçı vakası istemeyiz” diyerek vermemiş.

‘Ordu Sisi’yi artık taşımak istemiyor, bütün günahları ona yükleyip kendisini sıyırmayı planlıyor’ desek komplo teorisinde aşırıya kaçmış oluruz.

O halde, -İlk çıkıştaki ivmenin kaybolmasını, gösterilerin gevşemesini hesaba katarak- daha ölçülü bir teoriye yönelelim.

Belki de askeriye, Muhammed Ali’yi kullanarak Sisi’yi uyardı.

Aman, takılıp kalmayalım komplo teorilerine.

Olacaklara bakalım.

(KARAR)

Etiketler:
Share
264 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...