logo

31 Temmuz 2019

‘Mücahit kılığına bürünenler’ kimler acaba?


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

AK Parti’de, 23 Haziran’dan sonra kendini gösteren özeleştiri dalgası kontrol altına alınmış görünüyor.

Kontrol altına alınmış veya bastırılmış…

‘Nerde yanlış yaptık’ sorusunun cevabını aramak isteyenler kısa bir süre içinde bu sorunun cevabını aramakla kendilerinin yanlış yaptığını öğrendiler.

‘Yanlışı biz yapmadık, başkası yaptı’ sonucuna ulaştılar.

Başkası kim?

Dünyada yapılacak başka iş kalmamış gibi, özeleştiri yapıp duranlar.

Beni eleştirme, kafanı eleştiri için değil benim yanlışımın doğru olduğunu ispatlamak için kullan!

Sonra kırgınlar, küskünler.

İtilenler, dışlananlar.

Özeleştiriye kulak tıkayanlar… ‘Yahu belki doğru bir tarafı vardır, bakalım hele’ demeden laf kalabalığıyla özeleştiriyi sahibinin ağzına tıkamayı vazife bilenler hatta özeleştiriyi ihanet sayanlar hiçbir şeyden mesul olmazlar çünkü.

Kıranların, küstürenlerin, itenlerin, dışlayanların asla bir kusuru olamaz.

Onlar gökten zembille inmişlerdir, masumdurlar.

İtildiğin zaman uyku haline geçeceksin. Neden söylüyorsun ki itildiğini?

İtersin, itersin, sonunda dışarı atarsın.

Sonra, ‘gitti’ dersin.

‘İhanet etti’ dersin.

Ve bu ettiklerinin hiçbir sonucu olmaz, kimse yaralanmaz, kimse haksızlığa uğradığını düşünmez.

Öyle mi?

Öyle değil ama, öyle olsun.

Bazı fıkıhçılar içtihat kapısının kapandığını söylüyorlar ya…

Ben de, bu sözün kalıbına uygun bir şekilde, AK Parti’de özeleştiri kapısının artık kapandığını düşünüyordum.

Tamam insanlar eleştiriyor ama, dost meclislerinde, ağyara duyurmadan.

Fakat dün bir özeleştiriye rastladım.

Yasin Aktay, Yeni Şafak’taki yazısında 23 Haziran seçimlerini hem doğru değerlendirdi hem de çıkarılması gereken dersler konusunda doğru istikametler gösterdi.

Aktay, AK Parti’nin Türkiye’yi yöneten bir parti olarak, İstanbul ve Ankara’yı kaybetse de, demokrasinin işlediği bir Türkiye görüntüsü sağlaması açısından seçimden avantajlı çıktığı görüşünde.

Bu görüşün isabetli tarafları var. Tartışılabilir tarafları da var.

Fakat asıl üzerinde durmak istediğim bu değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘metal yorgunluğu’ teşhisi üzerine yapılan tasfiyelere değiniyor Yasin Aktay.

“Kanaatimce” diyor “Bu metal yorgunlarının teşhisinde de, onların yerine ikame edilen kadroların tercihinde de tutulan yol daha büyük sorunlara yol açmıştır.”

Bu cümleyi açarsak çok mevzu çıkar.

Ben, o günlerde istifa ettirilen belediye başkanlarının hemen hepsini tanıyorum. Eksikleri fazlaları olabilir ama hiçbiri metal yorgunu değildi.

Teşkilatlara da yorulmaya hiç niyeti olmayan sosyetik tipler yerleştirildi.

Kongre sürecinde bazı kadroların ‘değişeceğini, yenileneceğini, güncelleneceğini’ öngörüyor Yasin Aktay.

Bu esnada, “devir-teslimlerin dayandığı teşhislerin, metal yorgunları teşhisinden çok daha dikkatli yapılması” gerektiğini söylüyor.

Bir tespiti daha var Aktay’ın.

“İktidar partisinde göreve ihtirasla talip olan, ama partinin benimsediği davayla hiçbir alakası olmayan çok olur. İktidar partisinin iktidarından aslan payını almaktan başka hevesleri yoktur ama daireye girebilmek için en değme dava mücahitlerinin kılığına bürünmekten geri durmazlar.”

Tam isabet!

Demek, AK Parti’nin içindeyken de görünüyor bunlar.

Biliyorum, görünüyor. Hemen bütün AK Partililer bunları kendi aralarında konuşuyorlar.

Kimler acaba, aslan payını almak için mücahit kılığına bürünenler? Gözünüzün önüne hangi cinsler, hangi tipler geliyor?

Sanki kadro çok kalabalık.

Yasin Aktay, bundan sonraki adımların doğru atılacağından ümitli.

Ümidini biraz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ülkeyi dönüştüren AK Parti dönüşümden muaf olamaz” diye özetlediği sözleriyle irtibatlandırıyor.

Aktay’ı iyimser buluyorum.

Tespitleri doğru, ama sorun rötuşla düzelecek kadar yüzeysel değil.

Mamafih, bundan sonraki gelişmelerin Aktay’ın ümit ettiği yönde gerçekleşmesini ben de temenni ederim.

(KARAR)

Etiketler:
Share
264 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...