logo

Kürtler


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

Türk-Amerikan ilişkilerinin yaşadığı gerilimde en kritik başlığın “Kürtler” haline gelmesi, Müslüman toplumların birbiriyle ilişkisinin nasıl bir uluslararası oyun alanına dönüşebileceğinin tipik göstergesi.

Gelinen noktada Amerika adına “Türklerin Kürtleri öldürmesine mani olma misyonu” seslendiriliyor.

Biz de “Kürtleri öldürmek alçakça bir iftiradır, aksine onları bağrımıza basıyoruz, düşmanlığımız Kürtler adına hareket ettiğini söyleyen ama Kürtleri de katleden terör örgütlerinedir” karşılığını veriyoruz.

Aslında Amerika olsun, genelde Batı dünyası olsun (Buna Rusya’yı da eklemek lazım) Kürt toplumu zemininde oluşan silahlı bir örgütün terör icra ettiğini bilir. Sözde buna karşı oluğunu da ifade eder. Ancak bu silahlı yapının nerede terör örgütüne dönüştüğü noktasındaki tavrı ikirciklidir.

Bunun da sebebi, bölgede dört ülkeyi etkileyebilecek Kürt varlığının, Batı’nın bu dört ülke ile ilişkisinde operasyonel araç haline getirilebilme imkanıdır.

Osmanlı’nın çözülüş dönemi sonlarından bu yana Batılı ülkelerin çalıştığı alandır Kürt nüfus alanı.

Lozan’da Türklere karşı Araplığı ve Kürtlüğü savunma rolündedirler.

Türkiye orada “Türkiye’de Müslüman azınlık yoktur” teziyle “Türk-Kürt bütünülğü”nü savunmuştur.

Ama dört ülkede Kürt eksenli gerilim bitmemiştir.

Ak Parti hükümetleri, birçok alanla birlikte bu sancılı alanı tedavi etmek için “Devlet tavrı”nı restore etmeye yönelmiş, Irak Kürtlüğünü de kapsayan ciddi adımlar atmış, ama bir merhalede Suriye ayağı devreye sokularak bu süreç sabote edilmiş… adeta Sisifos’un tepeye taşıdığı kaya yeniden aşağıya yuvarlanmıştır.

Ak Parti hükümetlerinin bütün o iyileştirme hamleleri unutulup, dünya kamuoyuna “Kürtlerle savaşılıyor” propagandası pompalanmaya başlamıştır.

***

İçerdeki durum şudur:

PKK ile mücadele sürüyor. HDP bir yandan legal siyasi parti olarak varlığını sürdürüyor, bir yandan terör örgütünün siyasi temsilcisi olarak görünüyor-sunuluyor. Eski eş başkanları dahil bir çok HDP’li milletvekili içerde. HDP’den seçilen çok sayıda belediyeye kayyım atanmış durumda. FETÖ davalarında gerekçe olarak kullanılan “iltisaklı”lık burada da devreye sokulsa, HDP’ye oy veren milyonlarca insanın terör iltisaklısı haline gelmesi işten bile değil. Yerel seçim sürecinde HDP ile kurulacak her türlü iltisak, şeytanla işbirliği gibi sunuluyor. Tabii bu arada, HDP’ye karşı çıkan ve Ak Parti’yi destekleyen büyük bir Kürt nüfus da bulunuyor.

Dışardaki durum ise şöyle resmedilebilir:

Irak Kürtleriyle bir ara oluşan sıcak iklim bağımsızlık referandumu sürecinde dağıldı, henüz de toparlanma gerçekleşmedi. Suriye’de baskın Kürt görüntüsü PYD-YPG olarak öne çıkıyor, ancak önemli bir Kürt nüfusun da tıpkı Türkiye’de olduğu gibi bu yapıdan bizar olduğu ve Türkiye’den yardım beklediği biliniyor. İran Kürtleri ise, Türkiye’den çok İran’ın iç sorunu.

Sorun şu: Bu dört ülkedeki Kürt nüfuslar, o ülkelerin eşit vatandaşlık haklarından mı yararlanacaklar yoksa ayrı bir etnik topluluk olarak ayrı bir statüye mi sahip olacaklar? Aslında bu “Ayrı statü” ifadesi, bazan hakim devetler tarafından “Negatif” boyutta uygulamalar için de söz konusu edilebilir. Ama Kürt nüfusta, hangi ideolojik perspektifte olursa olsun “Statü”nün bağımsızlığa giden bir arayışı ifade ettiği de biliniyor.

İşte Amerika-İngiltere kampının başını çektiği Batı dünyası bu potansiyeli diri tutuyor ve açılmış yara olarak oradan çalışıyor. Oradan ülkelerin kimyasını etkiliyor.

Türkiye’de Ak Parti, devlete bu meseleyi “Yeniden düşünme” imkanını getirmişti.

Suriye ile zehirlendi o süreç.

Ve şimdi Amerika’daki güç odaklarının hamlesiyle “Kürtleri katletme” söylemi devreye sokulmuş bulunuyor. Bunun nasıl bir imaj katli olduğunu anlatmaya gerek yok. Hiç şüphesiz bu, Batı kamuoylarında birbiri içine giren diasporaların çalışması ile oluşturulmuş bir alt yapıya dayanıyor. Bu noktada Batı kamuoyunun satın alacağı pek çok malzeme kullanılıyor.

Batı kamuoyu nasıl tamir edilir sorusunun cevabı başka, bölgemizde Kürtlerle ilişkinin nasıl sağlıklı yürüyeceği sorusunun cevabı başkadır. Bence öncelikle bu alanda çok çaba göstermek gerekiyor.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » »
Share
393 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...