logo

04 Mart 2019

Kürdistan


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

HDP’li bir siyasetçi mahalli seçimlerle ilgili bir konuşmasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu kast ederek “Kürdistan’da biz kazanacağız” deyince hararetli bir tartışma başladı.

Tartışmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yer alıyor.

Her seçim konuşmasında değiniyor bu konuya.

Diyor ki:

“Kürdistan Kuzey Irak’ta. Çok seviyorlarsa oraya gitsinler. Benim ülkemde Doğu Anadolu var, Güneydoğu Anadolu var, Karadeniz var, Ege var, Marmara var; ama benim ülkemde Kürdistan diye bir bölge yok.” (Erzurum Mitingi, 27 Şubat 2019)

“İstiyorsanız, Kuzey Irak’ta Kürdistan var; defol oraya git!” (Artvin Mitingi, 1 Mart 2019)

“Yallah oraya! Git Kürdistan’a!” (Trabzon Mitingi, 2 Mart 2019)

***

Bir zamanlar “Komünistler Moskova’ya!”, “Şeriatçılar Suudi Arabistan’a!” denirdi.

Tepki duyulan ideolojik bir grubu yahut siyasi bir partiyi ‘defolmaya’ çağırma kolaycılığının ihyasından sakınmak lazım.

Şiddetin olduğu yerde tabii ki güvenlik kuvvetleri ve yargı devreye girer; meselenin fikir ayrılığından ibaret olduğu yerde ise -o fikir ayrılığı ne kadar derin olursa olsun- konuşalım, anlaşmaya çalışalım; anlaşamasak da kimse kimseye kapıyı göstermesin, memleket hepimizin.

Şu da var:

“Komünistler Moskova’ya” veya “Şeriatçılar Suudi Arabistan”a diyerek ‘defolup gidilecek’ yer gösterenler, o yere asla sevilmeyecek ve zinhar beğenilmeyecek -hatta nefret edilecek- yer nazarıyla bakarlardı.

Erdoğan’ın, Irak’taki Kürdistan Bölgesi’ne öyle bir nazarla bakmadığını ümit ederim.

Orayı ‘defolup gidilecek’ bir yer gibi göstermenin Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde ve Erbil yahut Süleymaniye sokaklarında nasıl algılandığını / algılanacağını hesap ederek, daha fazla kalp kırmadan böyle konuşmayı bırakacağını da ümit ederim.

***

Kürdistan isminin ‘tu kaka’ gibi zikredilmesi Türkiye Kürtleri arasında da rahatsızlık ve kırgınlık doğuruyor olsa gerek; sadece HDP tabanında değil, her cenahtan Kürtler arasında.

Türkiye Cumhuriyeti’nde Kürdistan diye bir bölge resmiyette yok ise de, geçmişte resmen Kürdistan diye anılan illerimiz bugün de pek çok Kürt hanesinde bu isimle anılmaya devam ediyor.

CHP’li, AK Partili, Saadet Partili bir Kürt de özel sohbetlerde -bölücülük yapmayı aklının ucundan bile geçirmeden- “Bizim Kürdistan’da…” diye konuşabiliyor.

Tarihimizin bize bir mirası bu.

Başbakanken yaptığı bir konuşmada (19 Kasım 2013) Erdoğan da Osmanlı zamanındaki Kürdistan tanımlamasını hatırlatıp, bunun “tarihimizin bize devrettiği miras” olduğunu ve görmezden gelinemeyeceğini söylememiş miydi?

Keşke görmezden gelmeseydi.

HDP ile bu konuda gene tartışsaydı; ama ‘Birlikte Türkiye’ olmayı candan benimseyen, bununla beraber Kürdistan ismine ayıp kelime muamelesi yapılmasını içlerine sindirmeleri mümkün olmayan Kürtlerin hassasiyetini gözeterek konuşsaydı.

Ne bileyim, ‘Toplumsal fay hatları ile oynamak kimseye fayda sağlamaz’ gibi cümleler kursaydı mesela.

***

Kürdistan ismi etrafındaki tartışmayı bu üslupla sürdürmek, seçim atmosferindeki Erdoğan’a -belki HDP’yi kıskıvrak yakaladığı zannıyla- cazip görünebilir; ama bu üslup toplumsal huzura hizmet etmediği gibi AK Parti’nin menfaatine de hizmet etmiyor.

(KARAR)

Etiketler: » » »
Share
444 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...