logo

15 Şubat 2019

Korkular- sistemin gücü


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

İktidar yanlısı medyaya çok yansıyor, yer yer de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin sözlerine yansıyor. Belki iktidar yanlısı medya, Cumhurbaşkanı’nın bu yönde bir stratejik değerlendirmesi olduğu kanaatiyle böyle hareket ediyor.

Neden bahsediyorum?

Bu yazı birbiriyle bağlantılı iki konuyu analiz edecek.

“Korkular” dediğim şu: İktidar cenahı 31 Mart seçimlerinde Ankara, İstanbul gibi sembolik değeri bulunan şehirlerde seçimi muhalefet adayları kazandığı takdirde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne yönelik bir meşruiyyet tartışması başlatılacağını, peşinden de Gezi olayları benzeri sokak hareketleriyle Erdoğan’ın devrilmek isteneceğini söylüyor. Örnek olarak da Venezuella’da Maduro’nun karşı karşıya bulunduğu durumu gösteriyorlar. Bu tarz olayların dış desteğe de kavuşacağını, hatta ABD’nin Erdoğan’ın yerine mesela Kılıçdaroğlu’nu başkan atayabileceğini iddia ediyorlar.

Ne denir?

– Evet, muhalefet sembol şehirlerde kazanırsa, bir meşruiyyet tartışması açar. Gezi olaylarına benzer sokak hareketleri yapmak ister. ABD vs. gibi Erdoğan karşıtı odaklar, bu hareketlere ümit bağlayıp, desteklemeye yönelebilirler.

Ama bence bu kadar. Böyle bir hesabın Türkiye için hiçbir şansı yok. Gezi olayları kısa sürede marjinal sol grupların inisiyatifine girdi ve yine kısa sürede izole oldu ve etkisiz hale geldi ki, öyle bir girişimin hüsrana uğraması kaçınılmazdır.

Erdoğan ile Maduro arasında paralel değerlendirmeler yapanlar ise, ya aklını peynir ekmekle yemiş olmalı ya da Erdoğan’ın imajına yönelik müthiş bir tahribat kampanyasının gizli ortağı olmalı…

Sormak lazım: Neresi benziyor Türkiye ile Venezuella’nın birbirine ya da Erdoğan ile Maduro’nun profilleri nerelerde kesişiyor?

Böyle bir senaryoya kim prim veriyorsa, o, muhalefetse ham hayal peşinde koşuyordur, iktidarsa, kendi kendine gereksiz korku empoze ediyordur.

Öyle değil de, seçim stratejisi olarak “toplumu böyle bir kaygı atmosferine çekelim, dolayısıyla safların sık tutulmasına, irade gevşemesinin önlenmesine çalışalım” diye düşünülüyorsa, bence o da “Beka sorunu” gibi ülke için son derece hayati ve ancak gerektiğinde kullanılması gereken bir enstrümanı bir seçim için ucuza harcamak oluyor.

SİSTEMİN GÜCÜ

“Sistemin gücü” meselesine gelince…

Yukarıdaki değerlendirmede işaret ettiğimiz korkular, aslında önemli ölçüde “Sistemin halktaki karşılığı ve gücü”ne ilişkin kaygılarla ilgili.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, bir sistem değişikliğini getirdi. Ve halen bu yeni sistem, bir yandan kuruluyor bir yandan da sınanıyor.

Bir sistem var, bir de sistemin şahsında sembolleştiği sima olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan var.

Bu sistemin;

1- Başkanlık modeli oluşuyla tek adam yapılanmasına yol açıp açmayacağı…

2- Partili Cumhurbaşkanı hüviyetiyle devleti bir parti devletine dönüştürüp dönüştürmeyeceği…

3- Cumhurbaşkanı’nın “Cumhurun başkanı” olmakla bağlı bulunduğu siyasi partinin ve onun temsil ettiği toplum kesimlerinin başkanı olup olmayacağı…

4- Kuvvetler ayrılığı düzenlemesinin yeterince inşa edilememesi yüzünden tüm alanların, özellikle her türlü aksaklığın düzeltilmesine imkan verecek olan hukuk alanının tekelci bir karakter kazanıp kazanmayacağı…

Bu sorular yönetimi üstlenecek her siyasi yapı için hayati önemdedir. Bu yetkiler şu parti ve liderin elinde olursa iyi, şunun elinde olursa kötü denecek bir durum, sistemin kapsayıcılığı söz konusu olduğu için bir anlam taşımıyor.

Bir de yönetimi üstlenen kadroların ve birinci kişinin ortaya koyacağı dil-üslup-karakter sistem hakkında pozitif-negatif yargıların kaynağı olacaktır.

Bence Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ak Parti cenahı, asıl bu konu üzerinde kafa yormalı. Toplumun yarısının “Beka sorunu” çerçevesinde tehdit algısı içine sokulması herhalde yeni sistemin getirmesi istenen sonuç değildi.

Yaşanan süreci bir deneme dönemi olarak görüp, restorasyon ihtiyacı varsa onu hazırlamak ülke için de Erdoğan ve Ak Parti için de iyi olacaktır.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
546 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...