logo

27 Kasım 2019

Kılıçdaroğlu ‘avantaj’ mı?


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Yorgan gitti kavga bitti’ diyeceğim ama, gitti mi yorgan? Bitti mi kavga?

İşin içine ‘iyi saatte olsunlar’ karışmadıysa, Rahmi Turan kabahati üstüne aldı.

Sonuçlarını tahmin edemeyerek mi? Bilmeyerek mi düştü bu haberin içine?

Belki öyledir.

Fakat Talat Atilla öte tarafta duruyor. Yeni bir şey söyleyebilir, söylemeyebilir de.

Malzeme hassas, yeniden alev almaya müsait.

Her an infilak riski olan bir mühimmat gibi.

Aralarında halletsinler artık…

Muharrem İnce çok heyecanlandı, bir bakıma kendisini şarj etti.

Müteakip Kurultay’da CHP delegesine sunabileceği heyecanlı argümanlar kazandı.

Kılıçdaroğlu İsmail Küçükkaya’nın programındaki mütereddit söylemi yüzünden bir eksi puan aldı.

Tartışmada -eğer bir doğrusu varsa- doğruyu götürecek bir yanlış yapmış oldu.

Sonuçta, medyasıyla, siyasetçisiyle CHP camiası bir süreliğine kendisini meşgul edecek bir mesele edindi. Güle güle kullansınlar.

Kavga bitmiş midir?

Bitmemiştir, ara sıra ısıtılır, servis edilir.

***

AK Parti bu hadiseden tabii ki istifade edecek.

‘Üç koyun versen güdemezler’ tezini tekrarlayacak.

Bence, böyle bir vesileyi kullanmakta yerden göğe kadar haklıdır.

Vesileyi kullanmakta haklıdır da…

Kılıçdaroğlu gibi bir siyasetçinin CHP’nin Genel Başkanlık koltuğunda oturması iktidar partisi için gerçekten büyük bir avantaj mıdır?

Bu soruyu bana birkaç yıl önce sorsalar ‘evet’ derdim.

‘Evet’ demek bir yana, ben de Kılıçdaroğlu’nun muhalefet liderliğinin AK Parti ve Erdoğan için bir avantaj oluşturduğunu düşünüyordum.

Çünkü politika üretmiyordu Kılıçdaroğlu.

Hiç esnek olmayan, hiç ufuk açmayan sanki kötü bir cetvel ve kötü bir kalemle çizilmiş, verimsiz bir CHP çizgisini takip ediyordu.

Sanki Başbakan (daha sonra Cumhurbaşkanı) Erdoğan için kolay polemik malzemesi üreten bir siyaset acemisiydi.

Son yıllarda durum bir miktar değişti.

Önce ekonomi politikaları üzerinden AK Parti’yi bir bakıma sıkıştırdı.

(Asgari ücretin bugün iki bin küsur liraya çıkmasında CHP’nin etkisi vardır mesela.)

Daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yerli yersiz polemiklere girmeyi bıraktı.

CHP’nin başörtüsü, dini tezahürler, aşırı laiklik gibi temalar etrafında dolaşan, dolayısıyla toplumun büyük çoğunluğunu dışlayan söylemlerini de ya terk etti ya da muvakkaten kullanımdan kaldırdı.

AK Parti ve MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’na İyi Parti ve Saadet’le birlikte kurduğu Millet İttifakı ile mukabele ederek siyasi manevra kabiliyetinin mevcudiyetini gösterdi.

(Cumhur tarafından ittifaka HDP’nin gizlice dahil olduğuna dair ithamlar yapıldı. İthamların seçmen üzerinde etkisi de oldu.)

Yerel seçimlerde tipik CHP’li değil de halkın ortalamasının ilgisini çekebilecek adaylar göstererek CHP’nin İstanbul ve Ankara dahil evvelce kaybettiği bazı önemli büyükşehir belediyelerini kazanmasına katkıda bulundu.

(Bu kalemlerin bazılarında, mesela başörtüsü ve diğer dini tezahürlerle ilgili söylem değişikliklerinde veya muhafazakar aday tercihlerinde isteyen samimiyet sorgulaması yapabilir.

Vatandaş, bütün partiler ve bütün siyasetlerle ilgili samimiyet sorgulaması yapmakta yerden göğe kadar haklıdır.

Zira siyasetin, bizim ülkemizde yapıldığı şekliyle -başka ülkeler de çok matah değil- güvenilirliği ya hiç yoktur ya da çok azdır.)

***

‘Külliyedeki CHP’li krizi Kılıçdaroğlu’nun puanının CHP’liler nezdinde eskiye göre daha yüksek olduğu bir dönemde patlak verdi.

Bu yüzden, Kılıçdaroğlu’nun dünkü grup toplantısını sessiz geçiştirmesine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert sözlerine kayda değer bir mukabelede bulunamamasına rağmen krizin partisinin içinde yol açtığı/açacağı hasarı telafi etmekte zorluk çekeceğini zannetmiyorum.

Ya zorluk çekerse?

Çekerse çeksin, bana ne!

Dilime ilk bu cümle geldi ve söyledim. Ama ‘Ya zorluk çekerse’nin cevabı bu değil.

Eğer zorluk çeker ve krizi atlatamazsa muhalefetin tasarımı değişebilir.

Tasarım yerine ‘dizayn’ mı demeliydim?

Dememeliydim. Tasarım daha Türkçe.

(KARAR)

Etiketler:
Share
570 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...