logo

Kaşıkçı cinayetinde önemli gelişmeler


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018’de gittiği Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmüştü. BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından Haziran ayında açıklanan 101 sayfalık raporda Suudi Arabistan, Cemal Kaşıkçı’yı kasten ve taammüden öldürmekten sorumlu tutulmuştu.

Raporda, aralarında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın da bulunduğu üst düzey yetkililerin soruşturulması için güvenilir kanıtlar olduğuna işaret edilmişti. Şüphesiz bu kanıtların önemli bir bölümü Türkiye’de güvenlik güçlerince elde edilmişti. İstihbarat birimlerimiz dünyaya parmak ısırtacak bir planlı bir operasyon ile Türkiye ve milli güvenliğimizi hedef alan tehdide karşı Ankara Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda aldıkları önlemle ortam dinlemesi yaparak (teknik takip) Kaşıkçı’nın katledildiği cinayet anı, öncesi ve sonrası ses kayıtlarını elde etmişlerdi. Bu durum cinayeti özellikle Türkiye’de planlayan “Küre çetesi”nin algı ve psikolojik harp planlarını başarısız kılarken cinayetin örtülmesini de engellemiştir. Zira elde edilen ses kayıtlarıyla Türkiye uluslararası camiayı belli bir strateji içinde düzenli bir şekilde bilgilendirerek, cinayeti azmettiren ve gerçekleştiren haydut devletleri de deşifre etmiştir. Bu durum Körfez’de ve Ortadoğu’da kaos ve istikrarsızlık operasyonu ve suikastlarına hazırlanan Körfez çetesinin de sonunu getirmiştir. Kaşıkçı cinayetini (vahşetini) planlayan Körfez çetesi ülkeleri Amerika, BAE, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ve Bahreyn bu kez uluslararası bir soruşturmayı engellemek için örtme faaliyetlerine başlamışlardı. Kaşıkçı cinayetinin arka planı ile birlikte aydınlatılması için en az Türkiye kadar uğraş veren Amerikan Washington Post gazetesi, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Mısır’ın darbeci lideri Sisi’nin bizzat Trump’u gizlice arayarak Suudi Veliaht Prensi M. Selman’a destek verdiklerini deşifre etmişti. Suudi Arabistan cinayeti örtbas etmeye çalışırken işbirliği içindeki ülkeler de bu güvenilir istihbarat haberiyle açığa çıkmışlardı. Zira Washington Post gazetesi bu önemli haberi adı açıklanmayan Amerikalı yetkililerden aldığını yazmıştı.

Washington Post gazetesi CIA içinde “yüksek güvenilirliği” olan yetkililere dayandırdığı haberinde Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın verdiğine yönelik kesin tespit yapıldığını açıklaması şüphesiz başta Trump olmak üzere Körfez çetesi ülke ve liderlerini de şok etmişti. CIA’ya göre Kaşıkçı’yı tuzağa çeken Veliaht Prens Selman’ın kardeşi Suudi Arabistan Washington Büyükelçisi Halid Bin Selman’dı. ABD istihbaratının dinlemelerine takılan görüşmede Halid bin Selman Kaşıkçı’ya İstanbul’daki başkonsolosluğa gidip belgelerini almasını bunun güvenli olacağını söylemişti. Halid bin Selman’a bu emri verenin de bizzat Veliaht Prens olduğu CIA’ya göre kesin ve güvenilir bir bilgiydi. Zira Kaşıkçı cinayetini CIA önceden biliyordu. Washington Post gazetesinin tamamı incelendiğinde Amerikan istihbaratının Kaşıkçı’nın ölümünden çok önceleri Kaşıkçı’nın infazında rolü olan Suudi Büyükelçiliği ve konsoloslukları ile infazda görevlendirilen kişileri (Kaplan timini) dinlemeye aldığı görülebilecektir.

Trump’un ABD Kongresi ve medyasının tüm zorlamalarına karşı koyarak Kaşıkçı vahşetinin 1 numaralı sanığı veliaht prensi koruması uluslararası bir soruşturmayı engellemesinin iki ana nedeni var. Muhammed bin Selman’ın gerek Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma gerekse Yeni Filistin Devleti Projesi’ni Arap Birliği’ne kabul ettirme görevlerinin bizzat veliaht prense Trump ve Netanyahu tarafından verilmiş olması arka planı açıklıyor herhalde. Beyaz Saray’ın ABD Başkanı Trump ile Putin ve Veliaht Prens arasında geçen telefon görüşmesi kayıtlarını gizlemesi Veliaht Prens’in durup dururken Kaçıkçı’nın öldürülmesinde kişisel rolü olduğunu reddederek “Bu iğrenç bir suçtu. Ancak Suudi Arabistan’da bir lider olarak tüm sorumluluğu üstleniyorum” yönündeki zımni itirafı Kaşıkçı cinayetinde önemli gelişmelere mi işaret ediyor? Zira Suudi Veliaht Prensi destekleyen tek Trump kaldı. Netanyahu seçimi kaybetti. Darbeci Sisi halk isyanlarıyla devrilmek üzere. Riyad ile BAE arasında baş gösteren Tahran krizi de cabası. Haydi hayırlısı inşallah.

(KARAR)

Etiketler:
Share
416 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...