logo

21 Ocak 2019

‘Kara Ocak’ın yıldönümü münasebetiyle


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

Sene 1990. Aylardan Ocak. Gecelerden 19 Ocak’ı 20 Ocak’a bağlayan gece.

Sovyetler Birliği’nin Kızılordu’su Bakü’ye giriyor.

Ebulfez Elçibey liderliğindeki Halk Cephesi’nin azatlık için seferber ettiği Azerbaycan Türkleri Azatlık Meydanı’na akın ediyor.

Direniş.

Tankların karşısında çıplak eller.

Katliam.

100’ün üzerinde şehit.

***

“Perestroyka” diyordu Sovyetler Birliği’nin başındaki Gorbaçov.

Yeni bir yapılanma, devlette ıslahat vaat ediyordu.

Ama Kızılordu bildiğimiz gibiydi işte.

1956 Macaristan..

1968 Çekoslovakya…

Ve 1990 Azerbaycan.

Fark: Sovyet tankları Azerbaycanlıların azatlık iradesini kıramadı.

“Gara Yanvar” (“Kara Ocak”), istiklâl azmini kamçıladı.

***

Ben o gece Akçakoca’daydım (Rahmetli Ömer Lütfi Mete’nin senaryosunu yazdığı, İsmail Güneş’in yönettiği “Bizim Ev”de küçük bir rolüm vardı; çekimler Akçakoca’da yapılıyordu).

Haberi alır almaz Nihat Genç’e telefon açtım.

“Ne yapacağız, ne edeceğiz? Oturamayız oturduğumuz yerde.”

Nihat Genç’le Çete dergisini çıkarmıştık.

Yolun başında sözleştiğimiz gibi üç sayı çıkarıp kapatmıştık.

“Bir sayı daha” dedik; “Can Azerbaycan için.”

Seti bırakıp Ankara’ya gittim.

İki gün içinde Çete’nin “Azerbaycan Anî Sayısı”nı çıkardık.

Kapak sayfasında, manşette Şükrü Karaca’nın yazısı. Başlığı: “İTİDAL, GİT BAŞIMDAN!”

Onun altında benim yazım. Başlığı: “VE PERESTROYKA, TÜRK’ÜN BAŞLADIĞI YERDE BİTTİ”

O günlerde Ankara’da Azerbaycan için düzenlenen yürüyüşe de katıldık.

Karınca kararıncaydı yaptığımız; sembolik jestlerden öteye geçmiyordu; ama kendimizi Halk Cephesi’nin saflarında, Elçibey’in yanı başında, Azatlık Meydanı’ndaki kalabalıkta, Azerbaycanlı kardeşlerimizin istiklâl mücadelesinin tam ortasında hissediyorduk.

***

Halk Cephesi’nin azatlık yürüyüşü, Elçibey ve 20 Ocak şehitlerinin liderliğinde devam etti.

Barikatlar bir bir aşıldı.

Çete bir daha çıkmadı, ama biz kendimizi o büyük yürüyüşün içinde görmeye devam ettik.

1991’de Azerbaycan’ın Sovyet artığı cumhurbaşkanı Ayaz Muttalibov, Elçibey ve yoldaşlarının dayanılmaz baskıları üzerine bağımsızlık ilan etmek zorunda kaldı.

1992’de Muttalibov, Halk Cephesi tarafından istifaya zorlandı; Sovyet artıklarının işgali altındaki parlamento Halk Cephesi tarafından basıldı; Halk Cephesi ülkeyi demokratik seçimlere götürdü; seçimleri kazanan Halk Cephesi lideri Elçibey yeni Azerbaycan’ın ilk meşru cumhurbaşkanı oldu.

Elçibey, Elçibey, Elçibey…

Halk Cephesi, Halk Cephesi, Halk Cephesi…

Sonra?

Sonra yıllar geçti ve ben bir gün Bakü’ye gittim.

Gittim ki ne göreyim?

Yeni Azerbaycan Partisi’nin bir afişinde şöyle yazıyor: “Yeni Azerbaycan Partisi’nin tarihi Azerbaycan’ın tarihidir”

Ve bir gazetenin birinci sayfasındaki kocaman Haydar Aliyev resminin altında şöyle yazıyor: “Muasır Azerbaycan devletinin mimarı ve kurucusu…”

Neye uğradığımı şaşırdım.

“Ya Halk Cephesi? Elçibey?” diye sordum Bakülü bir ahbabıma.

“Resmî tarih onların hizmetlerini yok sayıyor” dedi.

Haydaaa!

***

Yeni Azerbaycan Partisi, 1992’nin Aralık ayında kuruldu; Halk Cephesi’nin ortaya çıkışından neredeyse üç buçuk sene sonra, “Kara Ocak”tan neredeyse üç sene sonra, Azerbaycan’ın bağımsızlık ilanından 14 ay sonra…

Bu partinin kurucu lideri Haydar Aliyev, 1993’te iktidara geldi…

Ondan öncesini yok saymak ayıptır, vefasızlıktır.

Elçibey’i, Halk Cephesi’ni beğenmeyebilirler; “Gidişat kötüydü, ülkemiz Aliyev sayesinde toparlandı” diyebilirler; ama apaçık tarihî gerçeklere böyle zulmedilmez ki!

Beğenseler de beğenmeseler de mevcut Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinde Halk Cephesi vardı, Elçibey vardı.

***

Azerbaycan’ın istiklâline giden yoldaki “Kara Ocak”ın 29’uncu yıldönümünde aziz şehitlerimizi selamlıyorum.

Müstakil Azerbaycan’ın kurucu lideri Ebulfez Elçibey’i de bu vesile ile rahmetle yâd ediyorum.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » » » » » » » »
Share
494 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...