logo

10 Mayıs 2019

Kampanya


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

Aslında herkes “Ak Parti’ye bir ders verilmesi” eğilimi olduğunu biliyordu. Onun için Cumhurbaşkanı dahil herkes “Bu seçim ders verilecek seçim değil” temasını meydanlara taşıdı. Ama demek ki “Ders verme” eğiliminin bütünüyle önüne geçilemedi.

Şimdi, yenilenecek seçimde o “ders verme” eğilimindeki insanlarla yeniden iletişim amaçlanıyor. 1 milyon 700 bin kişi mi imiş o kitle, onlar kazanılacak.

“Kampanya”nın formatını bu belirleyecek.

Peki ama bu noktada en önce yapılması gereken “ders verme” eğiliminin nasıl ortaya çıktığını tespit etmek değil mi?

Ve;

Peki ama 31 Mart seçimlerinde de “Ders verileceği”nin farkında olunduğu halde o kitle ile neden iletişim kurulamadığına dair tespitler yapıldı mı?

Ben onu görmüyorum.

Çünkü o tür tespit yapanlar oluyor ve o insanların yaptıkları değerlendirmelerin “içerden” değerlendirmeler olduğu söylemi bile açık saldırıya uğruyor. “Mankurt” diyenler mi, “İhanet”ten yola çıkanlar mı, seç beğen al.

***

Samsun’a, TÜGVA’nın davetiyle gittiğim konferansta beni karşılayan gençlerin ilk sorusu “Gül ve Davutoğlu ihanet ederler mi?” olmuştu, bunu o zaman Star’da yazdım. Demek Gül ve Davutoğlu’nun etrafında bir “İhanet söylemi” pazarlaması Anadolu’daki yapılara ihraç ediliyordu. Sonuçta bu iki isim de bir misyon ile Ak Parti yapısı içinde yer almış, hizmet etmiş, bugün de, “problem” gördükleri şeyleri dile getirmeye çalışan insanlardı.

Medyaya “ihanet” pazarlaması yapmak yerine, onların söyledikleri şeylerin kitlede nasıl bir karşılığının olduğu okunsa olmaz mıydı?

Olmuyor… Kes, biç, doğra… Medyada benim “sakınılmış eleştiriler” diye nitelediğim şeyleri yazanlar hemen “Hedef” oluyor, “Muhafazakâr muhalif” kategorisinde giyotine gönderiliyor. İktidara yakın medyadan isimler ayrılıyor, niye? “Şunlar yanlış gidiyor” dedikleri için, ya da çok daha hafif şekilde “Şunlar şöyle olsa daha iyi olur” dedikleri için… “Bak, falanın da dilinde de ihanet izleri görülmeye başladı” denerek medya sehpaları hazırlanıyor.

– Bir medya dili var, onun masaya yatırılması düşünülüyor mu? Medyada kimler gitti, kimler kaldı bakılacak mı?

– “Cumhur İttifakı” mahkumiyeti içinde kaçınılmaz olarak gölgesi Ak Parti’nin üzerine düşen Bahçeli’nin dili var, belki kendi tabanında karşılığı olan ama, toplumun her kesimi ile iletişimi amaçlayarak yola çıkan bir partinin toplumsal alanını kısıtlayan bu dilin masaya yatırılması düşünülüyor mu?

– Başlı başına “İktidar dili” diyebileceğimiz, üsttenci, hep yargılayan, her şeyin raconunu kesen dilin, toplumda artık taşınamaz bir psikoloji oluşturduğu tespitinin masaya yatırılması düşünülüyor mu?

– Belli ki Ak Parti’de en etkin kampanya aktörü olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişiliği görülüyor. Peki Ak Parti’de herhangi bir kişi, “Cumhurbaşkanı’nın bu ölçüde görünürlüğünün kampanyada negatif etkisi olabilir mi?” gibi bir soruyu sorabilir mi? Mesela en azından yüz aşınması rezervi konabilir mi, en azından “Bu kadar servis baklava börek olsa usandırır” yaklaşımı dillendirilebilir mi? Mesela “Cumhurbaşkanı’nın parti adamı hüviyetinde bu kadar devreye girmesi parti tabanında heyecan uyandırabilir, onları motive edebilir, konsolide edebilir, ama ortalama insanda adalet duygusunu yaralayabilir” yaklaşımı masaya konabilir mi? mesela “Cumhurbaşkanı’nın dili 82 milyonu kuşatma iddiasında olsa bile ister istemez belli bir kitlenin Cumhurbaşkanı imajına yol açıyor” değerlendirmesi seslendirilebilir mi? Cumhurbaşkanı “Türkiye İttifakı” söylemi başlattı, belli ki bir analizden yola çıkıldı, ama bir iki gün içinde Bahçeli’nin sert tepkisinin ardından “O zaten Cumhur İttifakı’nın başka ifadesiydi” dönüşü yapıldı, yeniden Bahçeli hizasına gelindi, bu oldu mu, sorusu sorulur mu herhangi bir zeminde?

***

– Ve ekonomi, büyüyen işsizler ordusu… Doğru, danışmanların bile kullandığı eskort şaşası önlenirse zevahir bir ölçüde kurtulur, ama YSK operasyonu ile dolar 6.20’ye çıkarsa, vatandaş bütün kampanyaları elinin tersi ile iter…

– Bir gün vatandaş der ki, “Padişahım bana bakarak savaş açma, benim evlat damarım kurudu”. “Beka” seçim sloganı olarak satılmaz hale gelir, Bahçeli’nin “vatan söylemi” de… Başkasının yürek yangısını kürsü gürlemeleri için kullanmak etmek, sadece oy verme davranışını negatif etkilemez, bütün bu davaların ruhunu yok eder.

– Kampanyanın ruhunu okuyor insanlar, şeklini değil. Bence onun üzerinde çalışılmalı.

(KARAR)

Etiketler:
Share
458 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...