logo

12 Ocak 2019

Kahtani kaçmış olabilir mi?


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Suudi Arabistanlı gazeteci yazar Cemal Kaşıkçı’nın kendi ülkesinin İstanbul’daki Başkonsolosluğu’nun binasında çok korkunç ve vahşi bir yöntemle öldürülmesinin yüzüncü günü münasebetiyle bazı etkinlikler düzenlenerek olayın gündemde tutulmasına çalışıldı. Yapılan etkinliklerde bu süre içinde cesedinin hâlâ ortaya çıkarılmadığına ve Suudi Arabistan’ın da tamamen göstermelik bir şekilde açtığı davanın ilerlemediğine dikkat çekildi.

Ancak cinayetin üzerinden yüz gün geçmesinden kısa bir süre önce Suudi Arabistan’da ilginç bir haber ortaya çıktı. Cinayet timini organize ettiği tahmin edilen, Veliaht Prens MbS’nin de eski danışmanı olan Suud El-Kahtani’nin kayıplara karıştığı haberi.

Washington Post gazetesinin yazarı David Ignatius ise yazdığı bir yazıda Veliaht Prens MbS’nin, cinayet timinin baş sorumlusu Suud El-Kahtani’yle sürekli görüştüğünü, ondan bazı konularda fikir danıştığını, tavsiyelerine başvurduğunu ileri sürdü. Ignatius, Suudi Arabistan’daki bir kaynağa dayandırarak normalde Kahtani’nin Riyad’da mecburi ikamete tabi tutulması gerekirken, son dönemde iki kez Birleşik Arap Emirlikleri’ne ziyarette bulunduğunu ileri sürdü.

Dikkat çekilen bir husus ise onun MbS muhaliflerine karşı sosyal medya üzerinden savaş yürüten ekibinin de başında olduğu iddiası. Bu konudaki iddiaya ise son zamanlarda sosyal medyada özellikle Kaşıkçı ve Kanada’da ikamet eden Ömer Abdülaziz aleyhine yürütülen, bunların Katar tarafından finanse edildiklerini ileri süren karalama kampanyasında Kahtani’nin üslubunun çok belirgin bir şekilde kendini göstermesi gerekçe gösteriliyor.

Önce Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’a dönmesini sağlamak için girişimde bulunan, bunu başaramayınca da onu öldürme planı yapan, bunun için tim oluşturan ve bu timi organize eden, yönlendiren kişi olduğu tahmin edilen ve aynı zamanda cinayet öncesindeki süreçte Veliaht Prens MbS’nin en yakın danışmanı olduğu bilinen Kahtani hakkında Suud yönetimi tarafından 15 Kasım 2018’de yapılan resmi açıklamada onun görevine son verildiği, hakkında soruşturma başlatıldığı ve Suudi Arabistan’ı terk etmesine izin verilmediği, Riyad’da mecburi ikamete tabi tutulduğu belirtilmişti.

Şimdi ise Suud kaynaklı haberlerde onun kayıplara karıştığı ileri sürülüyor. Her şeyden önce “bu mümkün müdür?” sorusunu sormak gerekir. Eğer ki Suud yönetimi iddia ettiği gibi onu mecburi ikamete tabi tutmuş olsaydı böyle bir şey asla mümkün olmazdı. Eğer gerçekten kayıplara karıştıysa bunu ancak Suud yönetiminin kendisine sunduğu imkânlarla ve gösterdiği yollarla başarmış olabilir. Ama biz buna ihtiyaç olduğunu sanmıyoruz. ‘Kahtani neden kaçsın ve kayıplara karışsın?’ O kaçmayı ve kayıplara karışmayı değil MbS diktasının kendisini himaye etmeye devam etmesini tercih eder. Ayrıca her ne kadar resmî olarak görevine son verilmiş olsa da Washington Post yazarı David Ignatius’un dediği gibi gayriresmi olarak Veliaht Prens’in danışmanlığını yapmaya devam etmektedir. Dolayısıyla hâlâ onun yakın çevresindedir ve onu eleştirenlere karşı siber savaşını sürdürmek için oluşturduğu kadronun da başındadır. Suud yargısının Kahtani hakkında soruşturma başlattığı iddiası ise dünya kamuoyunu yanıltmak amacıyla ortaya atılmış bir yalandır. Belki cinayetle bağlantısının kurulmasını ve şüpheli olarak gösterilmeyi kabul ettiği için MbS tarafından mükâfatlandırılmış da olabilir.

İşin gerçeğinde Suud yargısı ve ona yön veren kraliyet yönetimi hukukla, adaletle dalga geçmektedir. Onun en üst kademedeki adamlarının işlediği bir suçta suçluların ortaya çıkarılması ve cezalandırılması için dürüst bir yargılama yapacağına inanmak ise aptallık olur.

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » »
Share
463 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...