logo

04 Eylül 2019

Kadın cinayetleri Türkiye’yi sar


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

Hem dünyada hem de Türkiye’de her yıl binlerce kadın yaşamını yitiriyor. Özellikle son yıllarda artış gösteren şiddet ve taciz olayları sosyal medyanın da etkisiyle geniş kitlelere yayılıyor. Sosyal medya ile birlikte şiddet ve taciz olaylarında gereken cezaların verilmesi için kamuoyu oluşturulmaya çalışılıyor.

Hukukun yetersiz görüldüğü durumlarda, öldürülen ya da tecavüze uğrayan kadınlar için protestolar düzenleniyor, yürüyüşler yapılıyor. Ancak maalesef kadın cinayetleri hala devam ediyor. Münevver Karabulut, Özgecan Arslan, Ayşe Paşalı, Şule Çet, Leyla Aldemir, Hatice Kavak ve niceleri. Bugün ise çocuklarının gözleri önünde öldürülen Emine Bulut ve Tuğba Erkol haberleri Türkiye’yi yasa boğdu. Türkiye’de bu yılın başından beri 221 kadın öldürüldü. Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Sanki toplum olarak bir şiddet ve çılgınlık dönemi yaşıyoruz. Polis Akademisi Başkanlığı tarafından hazırlanan ‘Dünya ve Türkiye’de Kadın Cinayetleri 2016-2017-2018 Verileri ve Analizler’ raporuna göre son üç yılda 932 kadın öldürüldü. 2016’da 328,2017 yılında 409, 2018 yılında 440 kadın başta ateşli silahlar olmak üzere kesici ve delici aletlerle öldürüldüler. Açıkça görülüyor ki kadın cinayetleri Türkiye’yi sarsmaya devam ediyor. Kadın cinayetlerini önleyebilmek için cezaların ciddi oranda artırılması ve caydırıcı olması elzem görünüyor. Yasaların uygulanması alanında hukuki ve bürokratik engellerin çok süratli bir şekilde aşılarak şiddet mağdurlarına yakınlarına ve tanıklara karşı uzaklaştırma ve koruma kararlarının alınması da bir o kadar önemli. Çocuklu ailelerde velayetlerin de kime verileceğinin tespiti (genelde şiddet mağduru kadına veriliyor) bir an önce aile mahkemelerinde karara bağlanması da ayrı bir öneme sahip. Kadına her türlü şiddeti uygulayan veya öldüren katillerin yargılandıkları mahkemelerde ‘iyi hal indiriminden’ yararlanmaları suretiyle cezalarının azaltılmaları şüphesiz suçu arttıran önemli bir etken.

Başkan Erdoğan’ın son Rusya toplantısından dönerken uçakta gazetecilerin sorusu üzerine kadın cinayetleri hakkında yaptığı açıklama çok önemliydi sanırım. Erdoğan, kadın cinayetleri ile ilgili olarak Adalet Bakanı’na hukuk içerisinde alınması gereken ne kadar hukuki ve idari önlem varsa önce bunu yapmasını istediğini belirterek ikinci olarak şiddet mağduru kadınları çeşitli şekillerde öldüren katillere karşı partisinin ve gönlünün ‘idamdan’ yana olduğunu açıkladı. Başkan Erdoğan konuşmasına devam ederek “Bir kadını bıçaklayarak öldürüyorsun hem de yavrusunun gözleri önünde. O yavru ‘anne ölme’ diyor. Kan revan içinde kadıncağız. Ondan sonra çıkıyor bazıları da insan hakları mücadelesi veriyor. ‘Bu nasıl böyle istenir, Avrupa’da bu yok.’ Avrupa’da olmazsa olmaz mı? Avrupa’da bu yok diye biz doğrudan, haktan sapacak mıyız? ABD’nin çeşitli eyaletlerinde var. Dünyanın değişik ülkelerinde var. Demek ki oluyor. Can bu kadar basit mi? ‘Efendim işte insan hakları bilmem nesi bunu kabullenmez’ diyorlar. Kabullenmeyebilir. Biz burada bir defa insana değer nasıl verilir bunu ortaya koymamız lazım. Ben şahsen parlamento bu işi müzakere eder, tartışır, kararını verirse kesinlikle onaylarım. Vicdanımın sesine de bu noktada inanıyorum” dedi.

Başkan Erdoğan’ın, emriyle Adalet Bakanlığı’nca hazırlanan yeni kanun teklifi şüphesiz kadın cinayetlerini tam anlamıyla bitirmeyecek ancak minimize edilmesinde şüphesiz önemli bir rol oynayacak. Henüz daha kanun taslak halindeyken bile yargıda ve uzantılarında şiddet mağduru kadınların korunmasına yönelik yasal ve idari tedbirlerin çok hızlı bir şekilde alındığı görülmektedir. Taslak çalışmada şiddet uygulayarak kadınları katletmeye meyilli cani ruhlu kişileri caydıracak cezaların da çok önemli oranda arttırılması şüphesiz bu alanda önemli gelişmelere işaret etmektedir. Taslak çalışmada kadın cinayetlerini gerçekleştiren katillere istisnasız ‘müebbet hapis’ cezası verilmesi gündemdedir. Toplumda anne, kız kardeş ve eşlerimiz olarak birlikte yaşadığımız kadınlarımıza sahip çıkmak dini ve vicdani görev ve sorumluluklarımız arasındadır.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
504 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...