logo

23 Kasım 2018

İttifak’a dönüş ne demek?


Akif Beki
a.beki@gmail.com

‘Andımız’ ve af konusunda ters düştüklerinde, bunun bir kopuşla sonuçlanmayacağına bahse girenlerdendim. Görünürdeki sertleşmelere rağmen…

Bilek güreşiydi, iki taraf da kendi dediğine getirmek isteyince çıkmaza girilmişti.

Siyasi pazarlık gücü ve dayanıklılıklarını test edip, tekrar toplanmak üzere dağılmışlardı.

Cumhur İttifakı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bahçeli’yi davetiyle tekrar canlandırıldığında şaşırmadım o yüzden.

İttifak’ın sahalara geri dönüşünü neye borçlu olduğumuz ortada. AK Parti’nin, İstanbul ve Ankara’yı kaybetme korkusu…

MHP de kendi desteğine duyulacak ihtiyacın farkındaydı ki alttan almadı.

Varlığının ve kattıklarının yeterince takdir edilmediğinden, hak ettiği karşılığı görmediğinden şikayet eden bir aktör ne yaparsa onu yaptı.

Çekildi, boşluk bıraktı ve değerinin anlaşılmasını bekledi. Beklerken de, eksikliğinin iktidar için ne manaya geleceğinin uygulamalı, nümunelik örneklerini sergiledi.

Masadan kalkarak, eşit şartlarda ortaklığa yanaşmayan AK Parti’ye, kendisine ihtiyacın şiddetini yaşatmayı denedi. Ve yokluğunu hissettirmeyi de başardı.

Peki ne miydi ‘üst kimlik’ tartışmalarını alevlendiren o çıkışlar?

Türklük mü, Türkiyelilik mi üzerine o karşılıklı esip gürlemeler danışıklı dövüş değildi, aynı kanaatteyim hala.

Göstermelik değil gerçek bir ihtilaftı. Ama diş gösterisiyle, tribün şovlarıyla sınırlı kalacak bir siyasi çatışma…

Bunlar aşılamayacak görüş ayrılıkları olsaydı, en baştan bir araya gelmeleri mümkün olmazdı.

Ne sakala ne bıyığa minnet eden eyvallahsız çıkışmalarına bakmayın, ortaklığı bozdukları söylenemez demiştim.

Öyle de oldu, süreç öngörümü haksız çıkarmadı.

O arada ne değişti diye sorarsanız…

Siyaset satrancındaki ustalığı kanıtlandı Bahçeli’nin. Hamle üstünlüğünü ele geçirdi, ustalığını konuşturmaya da soğukkanlılıkla devam ediyor.

İttifak’ı dağıtmadan, dağılması halinde neler olabileceğine dair bir fikir versin diye, ikna edici bir fragman izletti iktidara. Etkili de oldu ki sonuç aldı.

***

Önce Bahçeli sonra Erdoğan, Cumhur İttifakı’nı geçici olarak tatil etmişlerdi.

Sadece yerel seçim molası verilecek, geçici olarak ‘herkes kendi yoluna’ gidecekti.

Erken geri döndüklerine göre taraflardan biri iddiasını kaybetti, geri adım attı demektir.

‘Taktik bir teneffüs’ diye yazmıştım.

Daha önce kabul edilmeyen şartlarda anlaşmaya razı olunmuşsa taktik tutmuş demektir.

Bahçeli af teklifinde ısrar eder mi bilmem. Fakat ederse, artık onu da kabul ettirme şansı daha yüksek.

Vatandaşlık ve millet tanımında, su yüzüne çıkan temel anlaşmazlıkları giderilebilir cinsten değil. O farklılıklar baki kalmak kaydıyla, kaldığı yerden devam eder İttifak.

Bu konudaki iddiamı da koruyorum. Demiştim ya, “Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür” tanımı yani 66. madde Anayasa’da kaldıkça, o ibareye kimse dokunmadıkça İttifak ruhuna halel gelmeyecek.

En fazla, ileri geri yaparak tıkanıklıkları aşıp kaldığı yerden devam etmek üzere belki aralar verilir, o kadar.

(KARAR)

Etiketler: »
Share
371 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...