logo

10 Nisan 2019

İtiraf ediyorum Bahçeli’ye haksızlık yaptım


Mehmet Ocaktan
m.ocaktan@gmail.com

Zaman zaman bu köşede MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştiren yazılar yazdım. Anayasa değişikliği ile ilgili görüşmelerin başladığı ilk günden bu yana, hemen herkes gibi ben de Bahçeli’nin tahmin edemediğimiz bir “hesap” içinde olduğunu, hatta AK Parti’ye tuzak kurduğunu ve yolun bir yerinde hesabı keseceğini düşündüm ve de yazılar yazdım.

Bu yüzden MHP yönetiminden sert eleştiriler aldım, partinin genel sekreteri doğrudan ismimi vererek basın açıklaması bile yaptı. Herkesin malumu olduğu üzere, 24 Haziran seçimleri sonrasında Bahçeli içlerinde benim de olduğum bir grup gazeteciyi hedef gösteren bir ilan yayınladı. Yani halen Bahçeli’nin sevmediği gazeteciler listesinde bulunuyorum.

Çok şükür şu güne kadar başımıza bir şey gelmedi, ayrıca dert etmiyorum da…

Bütün bunlar bir tarafa, şimdi görüyorum ki gerçekten Bahçeli’ye haksızlık etmişim. Şimdi baktığım pencereden görüyorum ki, Bahçeli’nin AK Parti’ye yönelik hiç öyle gizli hesabı filan yok. Evet geçmişte Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la birbirlerine ağır hakaretler ettiler, bana göre aslıda birbirlerine karşı telafisi çok da mümkün olmayan sözler sarfettiler. Ama şimdi artık o noktada değiller ve çok esaslı bir ittifak içindeler.

Bahçeli’nin AK Parti’ye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı gizli planlar içinde olmadığını söylerken, esas itibariyle şunu ifade etmek istiyorum. MHP lideri anayasa referandumundan itibaren, genel siyaset anlayışının çerçevesi içinde partisine yeni bir hedef çizdi. Bunun sonucu olarak da gerek 24 Haziran seçimlerinde, gerekse 31 mart yerel seçimlerinde politik hedeflerinden asla bir sapma göstermedi.

***

Şunu açıkça ifade etmek gerekiyor ki, Bahçeli erken seçimi dillendirdiği ilk gün, AK Parti ile uzun vadeli bir ittifak hedefini önüne koymuştu. O günlerde Bahçeli’ye yakın bir gazeteci dostumun şu sözleri hala kulaklarımda… Demişti ki: “Sayın Bahçeli erken seçimi dillendirdiği gün AK Parti ile ittifak yapmayı kafasına koymuştu. Cumhurbaşkanlığında kayıtsız şartsız sayın Erdoğan’ı destekleyecek, ancak milletvekilliğinde AK Parti’nin içindeki merkez sağ oyları MHP’de bütünleştirecek. Unutma, bugünkü AK Parti eski Refah, ANAP, DYP ve MHP tabanından oluşuyor. Halihazırda AK Parti’den memnuniyetsiz olan seçmenler, doğal olarak MHP’ye akacaktır.”

Gerçekten de 24 Haziran seçimlerinde yüzde 7 civarında bir AK Parti oyu MHP’ye gitti. Hatırlayalım 24 Haziran öncesinde hiçbir araştırma şirketinin verilerinde MHP yüzde 7’nin üzerinde gözükmüyordu, ama yüzde 11 oy aldı. Üstelik de yüzde 7’ye yakın bir oyunu İyi Parti’ye kaptırmış olmasına rağmen…

Henüz araştırma şirketleri tarafından ayrıntılı analizi yapılmadı ama, 31 Mart seçimlerinde MHP’nin oyunun yüzde 16-17 civarında olduğu muhakkak. Dolayısıyla MHP liderinin gizli oyunlar içinde olduğunu düşünmeye gerek yok. Bahçeli son derece rasyonel bir şekilde siyasi hedeflerini belirlemiş ve bu yolda tavizsiz bir şekilde ilerliyor.

Galiba şunu söylemek bir kehanet değil artık, gelecek seçimlerde MHP’nin oyu yüzde 20’ler civarında olacaktır. Zira son iki seçimin sonuçları da göstermektedir ki, AK Parti’den memnuniyetsiz olan kesimlerin adresi MHP’dir.

MHP lideri de seçmenin gittiği istikameti görüyor ve bu çerçevede AK Parti’yi rahatsız edecek en küçük bir adım atmıyor, sadece sabrediyor.

Düşünün ki AK Parti şu günlerde İstanbul seçimini iptal ettirmek için resmi başvurusunu yapmış durumda. Ve Bahçeli anında topa girerek, AK Parti’yi rahat hissettirebilmek için seçimlerin yenilenebileceği sinyalini verdi bile… Çünkü bu tür zoraki girişimlerin AK Parti’nin millet nezdindeki pırıltısını azaltacağını ve kendisine olan teveccühün daha da güçleneceğini en iyi Bahçeli görüyor.

(KARAR)

Etiketler:
Share
430 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...