logo

24 Ekim 2018

İtiifak’ta ‘üst kimlik’ ayrılığı mı ?


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Hayır, şu aşamada kesin bir ‘ayrılık’tan söz etmek abartılı olur.

Tarafların ‘ne sakala ne bıyığa minnet’ eden eyvallahsız çıkışlarına bakıp ortaklığı bozdukları söylenemez.

Aşırı yorumla heyecana kapılmak için erken.

Önce Bahçeli sonra da Erdoğan, Cumhur İttifakı’nı geçici olarak tatil etti.

Sadece yerel seçimler için ‘herkes kendi yoluna’ gideceğine, iki lider de bu kaydı düştüğüne göre…

Boz bulanık değil tablo.

Geri dönmemek üzere ayrılmadı yollar. Kopuş yok.

Tekrar toplanmak üzere dağıldılar, yerel seçim için mola aldılar.

Dolayısıyla ittifak bitirilmedi, taktik bir teneffüse sokuldu, bu bir.

Fakat görüş ayrılıkları af önerisiyle sınırlı kalmadığına, vatandaşlık ve millet tanımındaki temel anlaşmazlıkları su yüzüne çıktığına göre…

Taktik teneffüsten kasıt ‘danışıklı dövüş’ olamaz.

AK Parti de MHP de ‘Andımız’ tartışmasında asli pozisyonlarına rücu etti. Baskıladıkları giderilemez çelişkileri, uzlaşmaz siyasi farklılıkları yani eski ‘kara kedi’leri girdi aralarına, bu da iki.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türklüğü alt kimliklerden bir etnik kimliğin adı olarak gördüğü kadim söylemine geri döndü.

Hani Erdoğan’ın milliyetçiliği ayaklarının altına aldığı, vatandaşlık bağını ve millet aidiyetini yine Türkiyelilik üst kimliğiyle tanımladığı söylem…

MHP’nin, hani Türklüğün milleti oluşturan etnik kimliklerden birine indirgenmesini kabul edilemez bulduğu, üst kimliğin adı olarak savunduğu çatışma…

Yerel seçim kampanyalarının ana teması da belli oldu böylece.

Türkiyelilik mi, Türklük mü; din ve ümmet kardeşliği mi, kan bağı mı milletin çimentosu? Hangisi kucaklayıcı ve birleştirici, hangisi dışlayıcı ve ayrıştırıcı?

Bu soruları işleyerek oy isteyecek İttifak ortakları, anlaşıldı.

Mart seçimlerinde, taban tabana zıt cevaplarla seçmenin karşısına çıkacaklar.

Anayasa’nın “Türk Devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür” diyen 66. maddesi yerinde kaldıkça, o ibareye kimse dokunmadıkça İttifak ruhuna halel gelmeyecek.

Geçici bir ayrılık, geçici bir çatlak…

Köprüler atılmadığına, gemiler yakılmadığına, bir araya gelme zemini dağıtılmadığına göre…

Bir süre ters düşüp biri milliyetçi, diğeri muhafazakar tabanından alabilecekleri maksimum oyları topladıktan sonra tekrar buluşacaklar.

Küskünlerini ve dargınlarını toparladıktan sonra, kaldığı yerden devam etmek üzere İttifak’a ara veriyorlar.

Peki…

İttifak hatırına kaçırılan, gözden çıkarılan ya da feda edilebilir görülen kesimler ne diyecek? Aralarındaki yakınlaşmada kendilerine yer bulamayıp uzaklaşan oylar, hemen geri dönecek mi?

En büyük muamma bu. Yakınlaşırken kaybettiklerini, birbirlerinden doğan boşluğu doldurmak, açıklarını kapatmak için geri kazanabilecekler mi?

Yine de büyük konuşmamak gerek.

Ayrılıklarının inandırıcılığına, sahici görünüp görünmemesine bakar ikna güçleri.

(KARAR)

Etiketler:
Share
288 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...