logo

23 Ekim 2018

İpin inceldiği yeraf mı, and mı olsun?


Kenan Alpay
k.alpay@gmail.com

Eskiler gelecek vaad etmeyen veya anlamsız bir yüke dönüşen ilişkiler için “ip inceldiği yerden kopar/kopsun” derlerdi. Kamuoyunun gözü önünde cereyan ettiği üzere, AK Parti ile MHP arasında Cumhur İttifakı olarak ilan edilen ve hem referandumda hem de genel seçimlerde tahakkuk eden siyasi birlikteliğin önünde epeyce zorlu parkurlar birikmeye başladı. Bu zorlu parkurlar her iki siyasi partinin de ortak nokta olarak altını çizdiği yerli ve milli vurgularına rağmen epeyce ayrışma, gerilim ve çatışma noktasına işaretliyor.

MHP tarafından 16 Nisan referandumu öncesi çok da ısrarla dile getirilmeyen ‘kader mahkûmlarına af’ meselesine ilişkin yapılan beyanların giderek keskinleşmesine bakarak bu ayrışma ve gerilimin varacağı noktayı tahmin etmek zor olmasa gerek. Benzer bir durumu AK Parti ve MHP’nin üst düzey heyetleri arası birkaç haftadır süren ve hali hazırda bir sonuç çıkacak gibi gözükmeyen ‘yerel seçimlerde ittifak’ müzakereleri için de söyleyebiliriz. Ancak hiç şüphesiz Danıştay 8. Dairesi’nin okullarda ‘Andımız’ törenlerini eğitim öğretimin tekrar bir parçası kılma yönündeki kararı karşısında alınan pozisyonlar diğer iki meseleye göre ayrışma ve gerilimin had safhaya erişmesine sebep olmuştur.

Had Bildirip Tehdit Eden Müttefik!

Yaklaşan yerel seçimler tüm partileri hem kendi içlerinde hem de ittifak ve rekabet içinde oldukları partileri gözden geçirme, konjonktüre uygun söylem ve pratikler sergileme, toplumsal taleplere sözcülük ve öncülük etme gibi kapsamlı ödevler yüklüyor. Tabii bu süreçte siyasal dilin ne tarafa ve kimlere doğru sertleşeceğine, hangi tarafa doğru ortak payda vurgusunu çoğaltıp kimleri hırpalamaktan, tehdit etmekten imtina edeceğine dair çok dikkatli de olunması gerekiyor. Ne var ki bu hususta özen gösterildiğini söyleyebilmek hiç de kolay değil. Özellikle MHP açısından.

Andımız törenlerine ilişkin Danıştay’ın aldığı son karar CHP ve İYİ Parti’den daha çok MHP’yi sevindirip yüksek bir coşku ve AK Parti Hükümetini hırpalamak için kaçırılmaması gereken bir fırsat olarak görüldü. MHP’nin Andımız, resmi bayram ve törenler hakkındaki ısrarlı tavrı, talebi zaten biliniyordu. Ne var ki Danıştay kararının ardından gerek Genel Başkan Devlet Bahçeli gerekse MHP temsilcileri tarafından sosyal medyada başlatılan Ata/Türkçülük gurur ve şuurunu kimsenin tartışmaya açamayacağına ilişkin mesajlar siyasal atmosfere gerginlik getirdi.

MHP’nin Ata/Türk milliyetçiliğine ne düzeyde bağlı olduğunu hemen bütün toplum biliyor zaten. Tuhaf olan Ata/Türkçülüğe kendisi gibi bağlı olmadığı bilinen veya muhalif olan siyasi kişi, parti ve çevrelere had bildirmeye vardırmaktı. Bürokratik oligarşinin önemli bir parçası olarak Danıştay’ın kararı hem ahlaki ve ideolojik, hem de hukuki ve siyasi olarak tartışmaya açık olduğu halde MHP, başta AK Parti Hükümeti olmak üzere tüm kesimlere “işittik ve itaat ettik” demekten başka hiçbir seçenek bırakmıyordu.

İdeolojisiyle, kadro ve teşkilatlarıyla ortaya koydukları hırçın üslup ve tavırlar Ata/Türk milliyetçiliğini bilenler açısından tahmin edilemez şeyler değildi elbette. Bir taraftan af teklifi boşlukta kalmış, diğer taraftan and mevzusunda açıkça karşı kamplara düşmüş olduğu AK Parti’yle MHP’nin yerel seçimlere ittifak ederek girebilme şansı giderek zayıflamaktaydı. Yaklaşan yerel seçimlerde sahaya inip muhalefet etmek, eksik ve yanlışların hesabını sormak McKinsey meselesini bile Hükümetten daha çok sahiplenmiş bir parti için kolay izah edilebilir gözükmüyor.

Öğrenci Değil Militan Andı

Bu durumda MHP, Ata/Türkçülük kimliğine en yakın durduğu İYİ Parti ve CHP’yle nasıl rekabet edecek, Ak Parti tabanını nasıl kendine çekecekti? Af teklifi kamuoyunda öncelikle organize suç örgütleri ve uyuşturucu suçundan yargılananlar için tıpkı Rahşan Affı’nda olduğu gibi cezaevlerini boşaltma, toplumu profesyonel suçlularla karşı karşıya getirme girişimi olarak algılanmışken ‘ipin’ başka bir yerden koparılması daha uygun görülmüş olmalı. Hem af hem de and tartışmalarında AK Parti’nin yönetici bütün kadrolarını hedef alıp eleştiren MHP, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hemen hiç olumsuz bir söz söylemezken nihayet bu nokta da aşılmış oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “biz uyuşturucuları affeden bir iktidar olarak mı bilinelim?” çıkışına MHP lideri Bahçeli, “MHP’yi yüzeysel ve üstünkörü bir şekilde uyuşturucuyla, uyuşturucu suçuyla yan yana getirmek şayet art niyet değilse, kesinlikle isabetsiz ve itibarsız bir isnattır” şeklinde sert bir cevap verdi. Adalet eski Bakanı Bekir Bozdağ’a MHP cephesinden yönelen saldırgan söylemler karşısında sessiz kalan AK Parti nihayet Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelen bu ağır tenkitlere karşı sesini yükseltti. Parti sözcüsü Ömer Çelik’in, “tekrarlanmaması gerektiğini ifade ediyoruz” hatırlatmasının nasıl karşılık göreceğini ve ittifakın nasıl seyredeceğini hep birlikte izleyip göreceğiz..

Son olarak ‘Andımız’ hiç şüphesiz İslami değerleri çiğnemek ve inkâr etmek üzere kurgulanmış ulusalcı bir yemin metindir. Ancak bu bir and metni olmanın ötesinde hassaten militarist bir törendir. Hedefi bütün çocukları makul ve mantıklı bir eğitim öğretimin parçası yapmak değil tümüyle ulusal kimliğin fanatik birer militanına çevirmektir. Son derece kaba ve itici ve bir o kadar sistematik ve kitlesel bir beyin yıkama faaliyetidir. Hiçbir surette kabul edilmesi, öğrencilere okutturulması, dersler öncesi törenlere konu yapılması kabul edilemez. Dileyen kendi çocuğunu bu and törenlerinin parçası kılabilir ama topluma bu tür deli gömlekleri giydirmeye hiçbir kimse ve kurumun hakkı yoktur.

(YENİ AKİT) 

Etiketler:
Share
462 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...