logo

14 Haziran 2019

İnce seçim, ince hesaplar


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

AK Parti teşkilatlarında Kürtler’in adil temsil edilmediği uzun zamandır söyleniyor.

İstanbul’daki Kürt seçmenin yarısı veya yarıya yakını AK Parti’ye oy veriyor mudur?

Muhtemelen.

Bu oylar, AK Parti’nin İstanbul’da aldığı oylar içinde ne kadar bir yüzde oluşturur?

Yüzde 10? Yüzde 15? 20?

Ne kadarsa.

Bu oran, milletvekili aday listelerine yansıtıldı mı?

Galiba yansıtılmadı.

Buna ilaveten, yer yer sert sayılacak bir söylem kullandı AK Parti.

31 Mart öncesinde AK Parti’ye oy veren Kürtlerin gönlünün kırılıp kırılmadığını bahis konusu etmiştim.

Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’da ‘Kürdistan’ tabirini kullanmakta sakınca görmemesi, sorunun fark edildiğine işarettir.

Fakat, sadece Binali Bey’in fark etmesi gönül kırıklığını ortadan kaldırır mı?

Daha ikna edici adımlara ihtiyaç var mı?

Bunu düşünmek AK Parti’nin işi.

Tabii bir tarafı onarırken, başka bir taraftan arıza çıkabilir.

Nitekim, MHP lideri Bahçeli, Binali Yıldırım’ın ‘Kürdistan’ söyleminden hoşlanmamış görünüyor.

Maraza çıkaracak kadar mı?

Hayır, o kadar değil.

Sorunun, daha çok HDP’ye oy verenleri ilgilendiren bir başka boyutu.

Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla ve yakınlarıyla görüşmesine izin verildi.

MHP lideri Bahçeli bu uygulamaya itiraz etmedi. Bilakis ‘görüşebilir’ dedi.

Uygulamanın bir ‘yumuşama’ olduğu açık.

Bu yumuşama HDP seçmeninin tercihine yansır mı?

HDP’lilerin AK Parti karşıtı tutumlarında bir gevşeme olur mu?

Yüzde 1’lik, 2’lik bir gevşemeden söz etmiyorum. Yüzde 0,01’lik, hatta daha az bir gevşeme…

Emin değilim.

Ama, uygulama yeniden başlatılırken bu noktanın gözetilmiş olmasına ihtimal veriyorum.

Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki oy farkı o kadar az ki, taraflar, 1 kişinin oyunu bile ziyan etmemek için ince hesaplar yapıyor.

Mesela, Saadet Partisi’nin seçmeni bu defa oyunu kime verir?

Saadet’in İstanbul’da 103 bin oyu var.

Bu oy yeniden Saadet’e mi gider?

Yoksa Ekrem İmamoğlu’na veya Binali Yıldırım’a mı?

Şu anda AK Partililer, Saadet’ten veya Temel Karamollaoğlu’ndan bahsederken menfi ifadeler kullanmıyorlar.

AK Parti İstanbul teşkilatı yakın plan çalışıyor. Ulaşabildiği Saadetli’yi arayıp konuşuyor.

Etrafıma baktığım zaman, Saadet’ten iki tarafa da oy gideceğine dair izlenimler alıyorum.

Saadet Partisi’nin İstanbul Büyükşehir adayı Necdet Gökçınar oğullarının İGDAŞ’taki işlerinden çıkarıldığına dair iddiaları nazik bir dille yalanladı.

Açıklama, bir gerçeğin açıklığa kavuşması bakımından faydalıydı.

Yine de bazı insanların bu açıklamaya başka manalar vermesine mani olunamaz.

DSP’nin İstanbul Büyükşehir’de aldığı oy 30 bin 817.

Bu oylara adres arayan yok, herkes İmamoğlu’na yazıyor.

Eh, mantıklı.

Bir ince hesap daha.

CHP içinde bazı çevreler, İmamoğlu’nu yeterince solcu bulmadı.

Malum, İmamoğlu’nun Beylikdüzü’nde başkanken merhum Hasan Karakaya’nın ailesine başsağlığı dilemesini bile sorun edenler, “Ben buna oy vermem” diyenler çıktı.

Bu çizgideki CHP seçmenlerinin bu defa İmamoğlu için seçime asılacağı söyleniyor.

Bunların sayısı ne kadardır?

Bence ya hiç yokturlar, yani İmamoğlu’ndan hoşlanmasalar bile oy vermişlerdir. Ya da çok azdırlar.

Fakat, seçim ince seçim, hesap ince hesap.

Ya AK Partili olup da 31 Mart’ta oy yerine ‘mesaj’ verenler?

Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş onlara mesaj vermeye yönelik birkaç konuşma yaptı, o kadar.

Tabii mevzu yüzeysel değil.

Seçim çok yakın, şurada bir hafta kaldı, derine inmeye de vakit yetmez.

Galiba herhangi bir sorun ciddi bir şekilde ele alınamadan, görüntüyü kurtarmaya matuf söylemlerle 23 Haziran’a geleceğiz.

Bu ince hesapların her birinin seçimi etkileyeceğine şüphe yok.

Bakalım kimin hesabı doğru çıkacak?

(KARAR)

Etiketler:
Share
355 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...