logo

11 Kasım 2018

İbrahim Kiraz’ın ‘Gerçek Hayat’ı


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Ben kendimi böyle bilmezdim. Beni başkaları da böyle bilmez.

Yani nasıl?

Şöyle.

Evde kitap arıyorum.

Bugün şiire dair yazacağım.

Mesela Necat Çavuş’un “Yolcunun Gözleri Parlıyor”unu bulsam olur.

Bulacağım bir gün.

Karıştırırken kitaplarımı, İbrahim Kiras’ın ‘Gerçek Hayat”ı geçti elime.

(Hemen söyleyeyim. Bu kitabın basılışı Gerçek Hayat dergisinden bir iki yıl öncedir.)

Şöyle bir baktım.

Aaa! Sayfaların kenarlarına notlar düşmüşüm!

Bunu yaparım bazen.

Eğer kitap okuduğum sırada elimle uzanabileceğim mesafede kalem varsa.

Çoğu zaman yanımda yöremde kalem olmaz ve ‘kalem olsaydı not düşerdim veya altını çizerdim’ diye düşündüğüm yerleri okur geçerim.

Tabi sonra, okuduğumu da unuturum.

Hoş, çoğu zaman çizdiğimi de unuturum.

Notlar kitabın sonuna kadar devam ettiğine göre, İbrahim’in bu kitabını bir celsede okumuşum.

Başka bir şiir kitabını böyle baştan sona notlar düşerek okuduğumu sanmıyorum.

Bu kitabı da böyle okuduğumu unutmuşum. Benim için sürpriz oldu.

***

İbrahim Kiras’ın şiiriyle bir alış-verişim vardır.

Sağlam şairdir İbrahim Kiras.

‘Gerçek Hayat’ta İbrahim’in 1987-1997 yılları arasında yazdığı şiirler var. (İz Yayıncılık.)

“Allahım kalbimin etrafında

Dönüşü az ya da çok tamamladım sayılır/Allahım kalbimin etrafında/Nereye dönüyorsam/Yolculuğun sonunda/Kendime geliyorum/Geldiğim yerden döndüğüm yere/Allahım yine sana/İltica ediyorum”

Bu şiirin kenarına düştüğüm notlardan biri:

“Hayat bir dönüş yolculuğu. Niçin verimsiz? Karamsar?”

Bu notların sebebi, “Verimsiz fakat gerekli bir yolculuk bu” mısraıdır muhtemelen. Ve devamı.

“Yol boyunca bize eşlik edenlerin/Bir görünüp bir kaybolduğu/Uğraklarında kötülükler gördüğümüz”

Uğraklarda, hala kötülükler görüyoruz!

Şurası harika:

“Yolculuğum bitince ancak/Kavuşacağım vatanıma/Bunu biliyorum ama/Şimdi bu dönüş yolculuğu Allahım/O zaman hatıra mı olacak.”

Buralarda sayfanın kenarına ‘Varoluşu anlama çabası’ ve biraz daha aşağıya ‘insanın macerası’ yazmışım.

Bir önceki sayfada da ‘berzah mı?’ diye sormuşum.

‘Tayfa’nın kenarına uzunca bir not düşmüşüm.

“Şiiri İsmet Özel’in aldığı yere yakın bir yerden alıyor. Bu bir intihal değil. Mevcut vezinler arasında benzer vezinleri kullanıyor olmak gibi bir şey. Kendi şiiri için seçtiği iklim yani.”

Şimdi şiiri okuduğum zaman ‘o kadar da değil’ dedim. Belki parantez içine aldığı (saçlarını tarayacak) mısraının şiirin akışında sebep olduğu küçük (ve hoş) dalgalanma bana bu izlenimi vermiştir.

***

“Life’s but a walking shadow”

İbrahim Kiras şiirinde böyle İngilizce başlıklar, İngilizce mısralar oluyor.

Ben yadırgamıyorum.

“bu hayatın neresine sevgilim/bizi durup bekledikleri nokta”

“bu hayatın neresine sevgilim/bilmeden atmıştık adımımızı”

Bu sayfaya düştüğüm not.

“Her şey yalın, her şey şiir.”

“Karanlık bir sokakta yürüseydik hep

Saçların başka bir renge dönseydi

Saçlarının kokusu değişseydi

Benim sağ avucumda yanan bir şey olsaydı

Sol avucumu bir diken kanatsaydı

Yazmasaydım o şiiri”

Bu şiirin kenarında “Yine şiir” notu var.

“Birden bir rüzgar/Birden bir intihar resmi oluyor/Anlaşılmaz kavgalar oluyor /Başımı çeviriyorum/Sen varsın”

Buraya da “Aşkın şairi yakalayıverdiği demler” diye yazmışım.

Kendi kuşağının şiirini en iyi temsil eden sayıları da çok az olan şairlerden biridir İbrahim Kiras.

Hayatı kurcalıyor ve hayatı okuyor. Çalakalem değil. Rastgele değil.

Bir dil hassasiyetiyle. Şair duyarlığıyla.

İbrahim’le çok teşrik-i mesaimiz olmuştur. Hep söylerim. Aynı çatının altında, yıllarca omuz omuza verdiğimiz arkadaşlarımızın içinde, en okumuşumuz İbrahim’dir.

Şiiri gibi, nesri de ihmal edilemez.

Şimdi işi başından aşkın. İnşallah bizim görmediğimiz yerlerde şiir yazıyordur.

Yazmamasını şiirimiz için bir eksiklik sayarım.

(KARAR)

Etiketler:
Share
349 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...