logo

28 Aralık 2018

Herkes giderken Mersin’e biz gitsek tersine


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Geride bıraktığımız sene bir öncekinden iyi sayılmaz… İşlerin yolunda gitmemesi, stres ve gerilimin artması veya gerileme, zayıflama, yozlaşma, çürüme zamanlarını yaşıyoruz.

Ne var ki dünya işleri o kadar göreceli ki insanlığın müşterek tecrübesi bile tartışmaya açıktır. İyi ve kötü ya da ahlaki olanla olmayan buna dahildir. Kimimizin yozlaşma ve gerileme gördüğü şeyler kimimiz için ilerlemenin ve gelişmenin ta kendisidir.

Kimileri demokrasinin zayıflamasını bir felaket olarak görürken kimileri tam tarsine bu “emperyalist oyun”un sahneden çekilmesine duacıdır. Yahut da aslında bir numara olarak gördüğü insan haklarının!.. Herkes kendi hakkı, hukuku, özgürlüğü ve ifade gücüne taraftardır lakin “evrensel insan hakları” denilen şeyin pekala bir dış güç senaryosu olduğuna yemin etmeye de hazırdır. Birçoğumuz o numaraları çok görmüştür! Batı kendine hak ister, kendine demokrattır, kendine özgürlük ister… Bu görüş o kadar talihli ki anlatılamaz. Bencilliğin, kapitalimzin ve egoizmin sembolü olan Trump bile Batı’nın (Avrupa kısmı) anti tezi bir kahraman olarak alkış alabilir…

Dünyada rüzgârlar “yapanın yanına kâr kalıyor partisi”nden yana estiği için Trump da haklı, Putin de, Veliaht Prens de, Macaristan başbakanı da… Kendisinden olmayanın hayatını umursamayan, kendisi gibi düşünmeyene hayat hakkı tanımayanlar dünyasının liderleri zaferden zafere koşuyor. Göçmenler yollarda kalsın, “ötekiler” ne yaparsa yapsın, demokrasi isteyen hainlerin de hesabı görülsün…

***

Cetvel kalem ölçelim, toplayıp çıkaralım, 2018’den insanlığa kalacak en büyük miras bu olacak. Artık reddi miras mı ederiz, ceremesini mi çekeriz kimbilir.

Dünyanın ve Türkiye’nin daha iyi zamanları oldu. Yeni seneye hiç iyi bir bakiye devrolmuyor. Hatta insanlık eksi bakiyeyle yeni yıla giriyor.

Demokrasi en güçlü zamanlarında değil…

Hukuk ve insan hakları en itibarlı devrini yaşamıyor…

Uluslararası denetim ve dayanışma itibarını kaybediyor…

Dünya irili ufaklı güç gösterileri sahnesine döndü…

Süper güçlerin de büyük ülkelerin de gücü, zayıfların hakkını korumaya yetmiyor…

Azınlık halkları ülkelerinde azınlık kalanlar da bir önceki yıla göre şimdi daha çaresiz…

Hepsinden önemlisi ortak değerlerin gücü biraz daha zayıfladı.

Dünya bencil, kötü ve hırslı liderlerden kurtulabilir ama değerlerin eski itibarını kazanması uzun zaman alacak.

Biz… Dünyanın yaşadığı bu değer kaybı, gerileme ve yozlaşmaya kulak asmadan kendi kalitemizi aramak yolundan vazgeçmemeyi becerebilsek keşke. Hukuku, insan haklarını, demokrasiyi, bilime saygıyı, ahlaki politikayı zaten hiçbir zaman tadamamış bir toplum olarak yeryüzünde esen tersine rüzgarlara kapılmadan önümüze bakabilsek…

Dünyanın dönüp dolaşıp geleceği yeri görsek de en çok ihtiyacımız olan istikametten şaşmasak.

Bu kez herkes Mersin’e giderken bir tersine gitsek ne iyi olacak. Trump’ın, Putin’in, Avrupalı sağcıların, Macaristan, Avusturya başbakanlarının, Polonya, Brezilya başkanlarının tam tersine…

Böylelikle, hiç olmazsa yeni yılın sonunda yaşadığımız zamanları hayırla yad etmeye yüz bulsak.

(KARAR)

Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
528 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...