logo

28 Ekim 2018

Hatıralar denizindeki Lorca’nın çobanları…


Mehmet Ocaktan
m.ocaktan@gmail.com

Öyle zamanlar olur ki, özellikle de gençlik yıllarınızın hatıralarına bir şey olacak diye yüreğiniz titrer, kimseler dokunmasın diye kalbinizin en müstesna yerinizi onlar için ayırırsınız. Benim için geçmiş yılların en güzel anları koyun çobanlığı yaptığım günlerdir. Okullar yaz tatiline girdiğinde koşarak köye gider, koyunlarla birlikte tabiatın muhteşem derinliğine bırakırdım kendimi…

İspanyol şairi Lorca’nın şiirlerini okuyarak koyun gütmesini, Aragon’un “Elsa’nın gözleri” şiiriyle koyunların, keçilerin çıngıraklarını aynı rüzgarda buluşturmayı severdim.

Yeryüzüne saplanmış hançerler gibi ufuk çizgisini parçalayan dağlar, baş döndürücü uçurumlar, yüce ve yabanıl kayalıkların dibindeki o köyde, yani Karyağmaz köyünde “dünyanın en güzel yeri”ni hiç merak etmemiştim o zamanlar.

Dünyanın en güzel yeri neresidir bilen var mıdır acaba? Belki de bu, tek tek insanların “dünya” denen alemden ne anladıklarıyla doğrudan bağlantılı bir sorudur. Eğer dünyaya soluk kesici bir Rio fotoğrafından bakıyorsanız, “dünyanın en güzel yeri” gümüş parıltılarla uzayıp giden gölgesiz kumsallar ve Rio’nun yüreğine bir bıçak gibi saplanan Guanabara Körfezi’nin labirentimsi kıyılarıdır.

Kimine göre, kadınların puslu havalarda çekilmiş, gamlı birer kısa film şeridi gibi gelip geçtiği Paris’in Şanzelize bulvarından görünen dünya, “dünyanın en güzel yeri”dir.

Kimine göre ise, San Marco Meydanı’ndan Büyük Kanal’a doğru havuzun içindeki paralar gibi ışıl ışıl kadınların aktığı Venedik’tir.

Ne bileyim ben, belki de duyabilenler için içlerinde hâlâ binlerce kölenin çığlıklarının yankılandığı Kahire’nin piramitleridir…

Kimbilir belki de kimileri için, küresel kapitalizmin kalbinin attığı, baştan çıkarıcı bir New York dünyanın en güzel yeridir.

Belki de bunların hiçbirisi değildir… Sadece, bir bayram sabahında duvarlarında Mimar Sinan’ın kalbinin attığı muhteşem Süleymaniye’ye başını dayamış bir İstanbul dünyanın en güzel yeridir.

Belki de bir şair için bunların hepsi dünyanın en güzel yeridir.

Şimdi tam burada, şiirlerimin en dip köşesinden bir pencerenin yanına oturup, mevsimlerin dönüşüne ve “dünyanın en güzel yeri”ne bakmak istiyorum.

Bunun için de tekrar tekrar Lorca’nın, Aragon’un, Neruda’nın, Yahya Kemal’in, Necip Fazıl’ın ve Sezai Karakoç’un şiirlerini okuyorum.

Sonbaharın kışa dönüştüğü şu günlerde zamanın kısa aralığından ne zaman mevsimlerin dönüşüne bakmak istesem, Aragon’un söylediği gözlerle, yamaçlarda meleyerek beni çağıran kuzuların sesi geliyor aklıma. Galiba “kaliteli zamanlar”da, şiirle kadınların, Lorca okuyan bir gençle koyunların yolları hep aynı mevsimlerde kesişiyor.

Pablo NerudaLorca için şöyle diyor: “Bir gitar kadar neşeli ve hüzünlü, bir çocuk kadar berrak ve derindi. Birileri yılmadan, ülkenin her köşesini adım adım dolaşarak, bir kurban, sembolik bir kurban bulmak için inceden inceye araştırsaydı, İspanya’nın özünü, tezcanlılığını ve derinliğini temsil eden Lorca’dan başkasını bulamayacaktı.”

Şu günlerde, gençlik yıllarımda beni hiç yalnız bırakmayan Lorca’nın şiirlerini tekrar okumak bana iyi geliyor.

ÜÇ NEHİR ÜSTÜNE KÜÇÜK BALAD

/Akar Guadalkuivir
Portakal ve zeytin bahçelerinin gölgesinde
Senin iki nehrin Granada
Düşer karlardan, vadilere

Ah sevda
Geri gelmez bir daha

Guadalkuivir kıvrımlarında
Yanar tutuşur nar çiçekleri
Akar nehirlerin Granada
Bir kanla, gözyaşıyla öteki

Ah sevda
Karıştı rüzgâra

Sevilla’da zarif
Yollar açılmıştır yelkenlilere
Senin nehirlerinde Granada
İniltilerdir yüzen sade

Ah sevda
Geri gelmez bir daha

Guadalkuivir? Çan kulesi
Ve rüzgâr, limon bahçesinde.
Dauro, Genil, ölü kilisecikler
Nehirlerin denize kavuştuğu yerde

Ah sevda
Karıştı rüzgâra

Sular taşıyıp götürürler mi
Çürüyen acının ateşlerini?

Ah sevda
Geri gelmez bir daha

Endülüs, portakal çiçeği alır
Ve zeytin dalları, denizlere

Ah sevda
Karıştı rüzgâra/

(KARAR)

Etiketler:
Share
278 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...