logo

18 Aralık 2019

Hablemitoğlu suikastında çok önemli gelişme mi?


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

Necip Hablemitoğlu 17 yıl önce, 18 Aralık 2002 yılında soğuk bir Çarşamba gecesinde evinin önünde faili meçhul bir suikast sonucu öldürülmüştü. Uzmanlarca olay yerinde yapılan incelemeler cinayeti işleyen tetikçi veya tetikçilerin birçok açıdan profesyonelce ve soğukkanlı hareket ettiklerini ortaya koymuştu. Hablemitoğlu suikastı faillerinin aradan geçen bunca uzun bir zamana rağmen bulunamamış olması kamuoyunda cinayetin tamamen ortadan kaldırmaya, yok etmeye ve susturmaya yönelik devlet içinde kontrol dışı yapı veya birimlerce işlendiğine yönelik bir algı yaratmıştı. Zira yapılan tespitlere göre suikastçı çok yakın bir mesafeden (10-15 cm) ateş açarak Hablemitoğlu’nu sol gözünden vurarak öldürmüştü. Bu durum suikastın kesin öldürme refleksi ile gerçekleştirildiğinin açık bir işaretiydi. Aslında suikastın en önemli ipuçları Hablemitoğlu’nun öldürülmesi sonrasında piyasaya çıkan Köstebek isimli kitabının sayfalarında gizliydi. 1 numaralı failler CIA ve FETÖ terör örgütüydü. Hablemitoğlu kaleme aldığı Köstebek isimli kitabında küresel istihbarat örgütleriyle FETÖ arasındaki ilişkileri çok açık bir biçimde deşifre etmişti. Ayrıca kitapta Alman vakıfları ve Almanya Federal Devlet Haber Alma Teşkilatı BND’nin Türkiye faaliyetleri irdelenirken FETÖ’ün istihbarat birimleri ve Emniyet içindeki yapılanmasına yönelik önemli bilgi ve belgelere yer verilmişti. Anlaşılan Hablemitoğlu’na derin yapının arşivi sonuna kadar açılmıştı. Hablemitoğlu milli ve yerli zannettiği bu yapının kolonyalist ülkelerle işbirliği içinde olduğunu anladığında iş işten geçmişti. Bu derin yapı Hablemitoğlu’nu katlettikten sonra 2003 Nisan tarihli Aksiyon Dergisi suikastı sanki itiraf etmişti.

’’Belki de suikastin sırrı, Hablemitoğlu’nun sol gözüne sıkılan kurşunda gizlidir. Çalışma ve konuşmalarıyla, bakmaması gereken bir yere bakmışsa, yönelmemesi gereken bir tarafa yönelmişse, bu kurşun bir mesajdır. O zaman suikastçilerin onu ‘hain’ olarak değerlendirmedikleri anlaşılıyor. Eğer hain olduğunu düşünseler arkadan vururlardı. Ama önden, hem de gözüne vuruyorlar. Yaptığı ölümcül hata, yüzüne okunduktan sonra vurulmuştur.”

FETÖ’nün Türkiye’de işlediği veya azmettirdiği suikast veya kaza süsü verilmiş faili meçhul cinayetlerde çok önemli deliller olmasına rağmen nedense bu cinayetler bir türlü aydınlatılamıyor. Bu durum FETÖ çatı iddianamesinde de yer almıştı. Hablemitoğlu Suikastı soruşturmasının FETÖ’cü polisler tarafından bilinçli bir şekilde karartıldığı anlaşılmıştı. Ankara Başsavcılığı tarafından kurulan özel bir ekip yaptığı soruşturmalarda Hablemitoğlu’nun ölümünden 6 ay öncesine giderek suikastten önce gittiği her adresteki baz istasyonlarından alınan kayıtlar numaralar ve sahipleri ile ‘’Olay anında ve yerinde baz kayıtları olan telefonların kim ya da kimlerin oldukları tespit edilmişti. İşte bu mükemmel teknik takip çalışmasında TSK’dan ihraç edilmiş eski asker N.G.B´nin ismi belirlendi.’’ 5 ay önce Ukrayna’nın başkenti Kiev’in merkezinde yakalanan Nuri Gökhan Bozkır’ı kamuoyunda sauna çetesi davasından (Küre Operasyonu) hatırlıyoruz. Üst düzey rütbeli asker ve polislerin de aralarında bulunduğu bir grubun mafyavari faaliyetlerinin yanısıra cuntadan darbe hazırlıklarına ve casusluk faaliyetlerine kadar uzanan bir dizi karmaşık ilişkiler ağı ortaya çıkarılmıştı. Çetenin reisi Kasım Zengin isimli bir medyumdu. ÖKK içinde görevli Yüzbaşı N.G.B yapı içinde yer alan kişilere İstihbarat, gayri nizami harp ve bombalama konularında ders verdiği ortaya çıkarken; infaz listelerinden bakan ve milletvekillerinin fişlendiği dosyalara, psikolojik harekat çalışmalarından gerilla faaliyetlerine sabotajdan taarruza kadar bir dizi eylem planının yer aldığı 68 adet CD’ye el konuldu. Güvenlik güçlerince çete üyelerinin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda 4 adet ruhsatsız tabanca bir adet Keleş, TNT kalıpları ve A-4 plastik patlayıcılar elde edildi.

Medyada çeşitli gazetelerde Yüzbaşı N.G.B için Hablimetoğlu’nun tetikçisi yakalandı gibi bazı başlıklar atılsa da bu doğru değil. Şengül Hablemitoğlu Yüzbaşı N.G.B ile ilgili yaptığı açıklamada ‘’Henüz net bir şey yok. Sadece çok güçlü şüphe demişti. Hablemitoğlu’nun avukatı Barkın Necip Hablemitoğlu hayattayken, FETÖ’nün bazı kişileri özellikle 1990’larda adı çok geçen bazı siyasi isimleri araya sokarak ‘Köstebek’ adlı kitabın basılmasını engellemeye çalıştıklarını belirterek, bu kişilerin ifadeleri cumhuriyet savcılığı tarafından alındı. İade süreci gerçekleşirse dosyadaki mevcut ifadeler, alınmayan ifadeler ile ilgili kişinin vereceği ifade dosyada yıllar sonra çok önemli gelişmeler yeni bir umut ışığı yaratabilir” demişti. Yüzbaşı N.G.B nin Türkiye’ye tesliminden sonra başta Hablemitoğlu suikastı olmak üzere kamu vicdanını yaralayan tüm FETÖ suikastlarının aydınlatılması şüphesiz FETÖ ile mücadelede başarının olmazsa olmaz en önemli şartıdır.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
369 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...