logo

13 Mayıs 2019

Haberiniz var mıydı?


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

YSK’nın İstanbul’da yalnızca Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini yenileme kararı sonrasında CHP cenahında yaşanan gelişmeler ve yürütülen algı operasyonları CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun mağdur olduğu tezi üzerine kurulmuş görünüyor.

Millet iradesinden kopmuş, hegomonik küresel güç odakları ile söylem birlikteliği içinde olan ve CHP’nin başını çektiği Millet İttifakı’nı oluşturan siyasi partilere göre ‘’İstanbul’da 23 Haziran’da yapılacak seçimler ‘Erdoğan ile İmamoğlu’ arasında olacakmış. Şu an seçime gidilse İmamoğlu 5 puan fark atarak seçimi kazanacakmış. Bir lider doğuyormuş safsatası ve bir dizi asparagas övgüler ile yıldızı parlatılmaya çalışılan İmamoğlu ile CHP,’ 23 Haziran İstanbul seçimlerinde yürüteceği kampanya stratejisinin ipuçlarını gözler önüne seriyor.’ CHP’nin öncelikle panik ve telaş içinde oy hırsızlığını perdeleme amacıyla mağdur edebiyatına sarılması, çeşitli dezenformasyonlarla YSK’nın haksız bir karar aldığına dair algı oluşturularak kamuoyunu bu yönde etkileme faaliyetleri şaibeli seçimlerle bir ilgisi olup olmadığını sorgulamamıza neden oluyor.

İstanbul’daki düğümü çözen YSK, oyların çalındığı, usulsüz görevlendirmeler, sahte seçmenlerle, ölülerin ve hapistekilerin oy kullandığı seçimi, şaibeleri ortadan kaldırmak için iptal etti. Neresinden tutsan elinde kalan seçimle ilgili YSK, yasal süreci devam ettiriyor. Organize yolsuzluğu gerçekleştiren sandık sorumluları hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunuldu. AK Parti ve MHP’nin yasal itiraz sürecini tehditlerle engellemeyen çalışan CHP, en başından beri oyların yeniden sayılmasına karşı çıktı. CHP’den hiçbir isim çıkıp da, “Bu yolsuzluğa imza atanlar ortaya çıkarılmalıdır” demedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İBB Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu liderliğindeki ekipler, büyük panik ve telaşa kapıldı. Çalınan oyları görmezden gelen CHP ve ortakları, mağdur edebiyatına sarıldı. Organize oy hırsızlığından dikkatleri dağıtmak için her yola başvuran CHP’liler, bilgi kirliliği oluşturdu. Yalan yanlış bilgiler verip saldırıya geçtiler. CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin düzenlediği grup toplantısında skandal ifadeler kullandı. İstanbul’da seçimin tekrar edilmesi gerektiği yönünde oy kullanan 7 yüksek yargı mensubunu ‘çete’ olarak tanımlayan Kılıçdaroğlu, YSK üyelerinin isimlerini de tek tek söyleyerek onları hedef haline getirdi. CHP lideri 7 hakimin ismini tek tek sayıp CHP’lilere de yuhalattı. Kılıçdaroğlu’nun bu yaklaşımına sosyal medyadan da çok büyük tepki geldi. CHP’lilerin gerçekleri örtbas etme çabası, akıllara “Daha önce haberiniz var mıydı” sorusunu getirdi..

YSK’nın İstanbul seçimlerinin tekrarlanması kararının ardından Batı medyası çirkin algı operasyonlarına başladı. Özellikle Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemi alımı ve Akdeniz’de Fatih Sondaj Gemisi’nin doğalgaz arama çalışmaları nedeniyle saldıran tetikçiler, seçim kararını fırsata çevirmeye kalkıştı. Avrupa’da bazı seçimlerde birçok usulsüzlük nedeniyle seçimin yenilenmesine rağmen demokratik olduklarını savunan Batılı medyanın ve siyasi aktörlerin, Türkiye için aynı şeyleri söylemekten kaçındığı görüldü. Seçimlerde yaşanan organize usulsüzlükleri ve oy hırsızlığını görmezden gelen Batı medyası, ‘Türkiye’de demokrasi yok’ imajını oluşturmaya çalışıyor. Türkiye düşmanları, seçimlerin yenilenmesiyle mağdur edebiyatına sığınan CHP ve İmamoğlu’na böylece tam destek veriyor. 23 Haziran’da Ekrem İmamoğlu’na destek vereceğini açıklayan PKK ve FETÖ terör örgütleri ve hamisi Amerika da Türkiye’yi ‘Not aldık’ diye tehdit etme gafletini ve cüretini gösterebiliyor.

HER ŞEY GÜZEL OLACAK AMA CHP VEYA MİLLET İTTİFAKI KAZANAMAZSA DA DARBE OLACAK

Sandıkta yapılan hilelerin YSK tarafından tespit edilmesi üzerine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mazbatası iptal edilen Ekrem İmamoğlu’nun kullandığı ‘Her şey çok güzel olacak’ sloganı Fetullahçı Terör Örgütü’ne ait çıktı. 31 Mart seçimlerinde organize olarak oy hırsızlığı yaptığı deşifre edilen FETÖ’den sonra PKK’da İmamoğlu’nu desteklediğini resmen açıklamıştı.

‘’Millet İttifakı içinde yer alan CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu YSK’nın İstanbul seçimlerinin yenilenmesine ilişkin kararı ile ilgili ‘’Kaynayan kazan taşmaz mı, sandıkları aşmaz mı, seçmenin oyunu yok sayan darbeyle buluşmaz mı?’’ifadesi,

Kandil’in siyasi uzantısı HDP’li Ahmet Şık, Başkan Erdoğan’ın kısa zaman içinde iktidardan indirileceği imasında bulunarak “AKP ile çözüm süreci tekrar olamaz. Ama bu müzakere masasının tekrar kurulmayacağı anlamına gelmesin. O masa tekrar kurulacak ama Erdoğan ile değil. Çok kısa süre sonra var olacak olan Erdoğan sonrası iktidar bloğu ile o masa tekrar kurulacak” ifadesi,

CHP, HDP, İyi Parti ittifakıyla seçimlere giren Ekrem İmamoğlu’na destek verenlerin son günlerde tencere-tavalara vurarak sokaklara dökülmesine medyadaki bazı isimlerin ‘dil sürçmeleri’ de eklendi. Gazeteci Ruşen Çakır, internet üzerinden yaptığı yayında “23 Haziran’da çıkacak sonuç etrafında yeni Türkiye’nin nasıl bir tempoyla işgal…” dedi ve ardından cümlesini düzelterek, Nasıl bir tempoyla hayata geçeceğini göreceğiz” ifadesi, Her şey güzel olacak ama! CHP kazanamazsa bu kez darbe olacak tehdidine işaret ediyor. Toplum bu konuda neredeyse ikaz ediliyor.

Ak Parti 23 Haziran seçimleri öncesinde 31 Mart Seçimlerinde organize oy hırsızlığını gerçekleştiren FETÖ’cü İlçe Seçim Kurulları Sandık Başkanları ve üyelerini deşifre ederek yargı önüne çıkarması elzemdir. Ancak bu suretle Batı ve hegomonik küresel güçlerin desteklediği Millet İttifakı’nın algı operasyonlarına karşı durarak seçimi büyük bir farkla kazanabilir.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
547 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...