logo

“Go home” üzerinden Eygi’ye saldıranların, “Welcome” yalakalığı!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Galatasaray Lisesi’ni, beyaz okuluna giden zenci sıfatı ile bitiren..

Siyasal’dan mezun olmasına rağmen kaymakamlık yaptırılmayan..

Nice kaymakamlardan bu ülkeye çok daha büyük hizmetler eden.. Bu hizmetleri de, kendisine kaymakamlığı çok görenlere borçlu olan Mehmed Şevket Eygi, dünyadaki imtihanını verdi.

Son nefesini tamamladı..

Allah mekanını cennet eylesin..

Cenazesinde üç siyasi partinin genel başkanı vardı..

AK Parti, Saadet Partisi ve Yeniden Refah Partisi genel başkanları..

CHP Genel Başkanı’nın da çelengi..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan orada idi.. İki ayrı dönem TBMM Başkanlığı yapan isimler orada idi: Binali Yıldırım ve İsmail Kahraman..

2014’ün cumhurbaşkanı adaylarından Ekmeleddin İhsanoğlu ve birçok bakan, eski bakan orada idi..

Bu tablo, bana şu mesajı verdi..

Muhafazakar siyasetçileri bir araya getirebilecek kanaat önderlerini, birer-ikişer kaybediyoruz..

Cenazelerde buluşan siyasetçileri biraraya getirmek için, sözü dinlenecek özel isimler, o görevlerini ifa edemeden, hayata gözlerini yumuyorlar..

Düşünüyorum..

Mehmet Şevket Eygi’nin cenazesinde, en ön safta el bağlayan siyasiler, İslam’ın hangi hükmünde, birbirleri ile farklı inançtalar?

Hiçbirisi..

Teferruatta, “Şu konuyu şöyle mi daha pratik hayata geçiririz, yoksa böyle yaparak mı?” sorularında yaşanan ihtilaflar..

Maalesef, asıl hale geliyor..

Ve..

“Biz kaybettirdik.. Biz kaybettirdik. Bizi farkedin” söylemleri..

Veya, buna cevap mahiyetinde, kastı aşan söylemler sonucunda yaşanan kısır tartışmalar..

Şimdi gördük mü, gerçekte kim kaybetmiş?

Cenazeye gelenlerin (çelenk gönderenleri saymıyorum) tamamı kaybetmiş.

Bir gün önce, şaşaalı duyurularla Anıtkabir’e giden kazanmış..

Bu tablodan sevinç duyan varsa, buyursun sevinsin..

Mehmed Şevket Eygi’nin Milli Gazete’de yayınlanan günlük yazılarının büyük çoğunluğunu, o tecrübeli kaleme bir vefa borcu hassasiyeti ile, gazetemizin Arşiv sayfasına da, iktibas ediyorduk..

Her ne kadar günlük siyasi tartışmalara girmiyor ise de..

Zaman zaman siyasi iktidara çok sert eleştirileri vardı.

Eleştirilerinin tamamı, İslami hassasiyetlerle ilgili idi..

Tesettür idi.. İslami kavramların içinin boşaltılması idi.. Okullarda dini bilgilerin verilmesindeki zaafiyetler idi.. İslami prensiplerin günlük hayatımızda sulandırılması idi.. İslam’ın yasakladığı fiillerin önünün açılması idi..

Hepsine yönelik, bir abi sıfatı ile eleştirileri vardı..

O eleştirilerin farkında olan, onları okuyan, Cumhurbaşkanı ve devleti yöneten isimlerin cenazede bulunması, ayrı bir önemi haiz..

Hani deniyor ya..

“AK Parti’de inanılmaz bir kibir.. Cumhurbaşkanı’na ulaşılamama.. Bakanlarda ‘Bizim yaptığımız her şey doğru’ enaniyeti son bulmalı..” diye..

Hemen birçok yazısında, günlük hayatımızdaki olumsuzlukları, devleti yönetenlere seslenerek hatırlatan Mehmed Şevket Eygi’nin cenazesine, kibir yapmadan, enaniyete dalmadan, “bizi eleştiriyordu” demeden giden devlet yöneticilerinin tamamı, oluşturulmak istenen algının ne kadar büyük bir yanlış olduğunu da ispatlıyorlardı..

Ve gelelim..

“Go home”culara..

1969’da, ABD’nin 6. Filo’su İstanbul Boğazı’nda, Kabataş açıklarında demir attığında..

“Amerikalı it, evine git”, “Ya İstiklâl, Ya Ölüm”, “Geldikleri gibi gidecekler”, “Emperyalizm ve yerli uşaklarına karşıyız”, “Rezil Coni bir daha gelme”, “Amerikan iti toprağımızda havlayamaz”, “Amerika’yla tartışılmaz, savaşılır”, “Yaşasın ezilen dünya halklarının kurtuluş savaşları”, “Emperyalizm ve sömürüye karşı işçi yürüyüşü” afişleri ile ABD’ye karşı çıkan..

Deniz Gezmiş’lerin ve onunla birlikte hareket eden solcuların bugünkü mirasçıları..

O tarihte, ateistlik ve komünistlik propagandaları sebebi ile, solculara karşı mücadele başlatan Mehmed Şevket Eygi’yi.. Solcuları ateistlik yaptıkları için değil de, kendisi ABD taraftarı imiş de, onun için solcularla mücadele ediyormuş gibi gösteren yalancılar..

Bugün dahi, Mehmed Şevket Eygi’nin ölümünden sonra kendisine, “Gerici yazar”, “Yobaz gazeteci”, “Özel Harpçi” diye iftiralar atabilen, hakaretlere başvuranlar..

Ne acıdır ki..

Gerçek ABD mandacılarının kendileri olduğunu da, S-400 aktüel tartışmasında, Akdeniz’de doğalgaz arama çalışmalarında hiçbir tereddüte mahal bırakmaksızın ispatlıyorlar..

Mehmed Şevket Eygi ve arkadaşları için, “ABD 6. Filo’suna karşı namaza durdular” diyecek kadar alçaklaşan haysiyetsizler..

Şimdi Amerikancı olmuşlar.. Namaz kılmadıkları için, “ABD’ye dönüp namaz kılıyorlar” diyemeyeceğim ama..

Hayatlarının tamamını, ABD’ye göre dizayn etmişler, utanma duygularını sıfırlayıp, gazetelerinin manşetlerinden, ABD muhibliği yapıyorlar..

Önceki günkü Cumhuriyet’i vermiş, “Bakalım, S-400’lerin Türkiye’ye fiziken gelmesi sonrasında neler yazacaklar” diye sormuştum..

Yanıltmadılar..

“Trump’a yaptırım çağrısı” başlığı ile, amuda kalkıp ABD’yi selamlamışlar..

“ABD senatosu üyeleri Trump’a, ‘Türkiye’ye yaptırım uygula ve Türkiye’yi F35 programından çıkar’ çağrısı yaptı.. NATO, ‘Endeşeliyiz’ dedi” ifadeleri ile, Türkiye’yi ABD’ye sattıklarını, vatan hainliklerini sergilemeye devam ettiler..

1969’daki ABD 6. Filo’suna “Go home” gösterisi yapanları mezarlarında bile utandıracak bir başka başlığı da, Birgün gazetesi atmış: “Sıra yaptırımda mı?”

Hey gidi hey..

Kabataş’ta demirleyen 6. Filo’yu protesto eden gençlerin rantını ye…

Şimdi ABD sözcülüğü yapıp, Türkiye’nin dik duruşunun cezalandırılması gerektiği yönünde yayınlar yap!

ABD savaş gemilerine “Go home (Evine dön)” diyenlerin üzerinden prim yap..

Şimdi ise, ABD’ye “Please come here (Lütfen bize gelin)” demekten çok daha öte yalakalıklar yap..

Hani, ABD filosunun Türkiye’ye gelme haberi verilse, bu dansözlerin tarafsız kalmakla bile yetinmeyip, “Welcome (Hoşgeldiniz)” pankartları hazırlayacaklarından eminim..

Zaman zaman eleştirdiğim Deniz Gezmiş ve arkadaşları..

İtiraf etmeliyim ki.. Bu ABD yalakalarının yanında, yine de eli öpülecek adamlarmış..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
238 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...